13. Hukuk Dairesi 2018/4653 E. , 2020/3190 K.
"İçtihat Metni".... vekili avukat ... ile ... (02.10.2016"da vefat etti. Mirasçılar; ...-...-...) aralarındaki dava hakkında Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 12/06/2015 tarih ve 2015/39-2015/459 sayılı hükmün Dairemizin 11/04/2018 tarih ve 2015/42669-2018/4447 sayılı ilamıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalılar tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı, davalı borçlunun tüketici kredisi borcunu ödememesi üzerine Afyonkarahisar 6. İcra Müdürlüğü"nün 2014/17010 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, borçlunun borca itiraz ettiğini, bankaca icra takibinden önce borçluya ihtarname ve hesap özeti gönderildiğini ve borçlunun bunlara itiraz etmeyerek tamamını kabul ettiğini ileri sürerek; icra takibine vaki itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle, borçlunun Afyonkarahisar 6. İcra Müdürlüğünün 2014/17010 takip sayılı dosyası kapsamında yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 21.543,62 TL asıl alacak, 2.381,06 TL işlemiş faiz, 119,05 TL BSMV ve 84,78 TL masraf olmak üzere 24.128,51 TL üzerinden devamına, 24.128,51 TL nin %20"si olan 4.825,70 TL tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiş; kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 11.04.2018 gün ve 2015/42669E, 2018/4447K sayılı kararı ile hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş; bu kez davalının mirasçıları karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Davacı banka, davalının kullanmış olduğu tüketici kredisi nedeniyle kredi borç taksitlerinin ödenmemesi sebebi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacı bankanın davalıdan 21.543,62 TL asıl alacak, 2.381,06 TL işlemiş faiz, 119,05 TL BSMV ve 84,78 TL masraf olmak üzere toplam 24.128,51 TL tutarında alacaklı olduğu sonucuna varılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı ..."ın mirasçıları karar düzeltme dilekçelerinde davalı murislerinin 02.10.2016 tarihinde vefat ettiğini, kendilerinin de Bolvadin Sulh Hukuk Mahkemesi"nin kararı ile davalının mirasını reddettiklerini bildirmişler ve vefatına ilişkin nüfus kaydı ile Bolvadin Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2016/590-590 E.K. sayılı mirasın gerçek reddi kararı suretini ibraz etmişlerdir.Her ne kadar yargılamada ibraz edilmeyen deliller temyiz aşamasında dikkate alınamaz ise de, borcu kesin olarak ortadan kaldıracak delillerin davanın her aşamasında değerlendirilmesi gerektiğinden, temyiz edilen mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce zuhulen düzeltilerek onandığı bu defa yapılan inceleme ile anlaşılmıştır.
Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur(MK m.28.I) Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölen tarafın mirasçılarına karşı veya onun mirasçıları tarafından davaya devam edilip edilmeyeceğini tespit için, bir ayrım yapmak gerekir.
Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen, yani mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz.Bu davalara, ölen tarafın mirasçılarına karşı(veya mirasçılar tarafından) devam edilir. Mirasçıları da ilgilendiren davalar, ölen tarafın mirasçılarına karşı geçen alacakları, hakları veya mallarına (MK m.599) ilişkin davalardır. Bunlar malvarlığı haklarına ilişkin davalardır. Ölen taraf davalı ise, davacı, davayı davalının mirasçılarının hepsine karşı birlikte devam ettirebilir (Prof. Dr. Baki Kuru-Prof Dr. ... Arslan-Prof. Dr. Ejder Yılmaz Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı değiştirilmiş 21. Baskı sh.241). Bu halde, ölen tarafın mirasçıları, davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip ederler.
Bir kişinin belli bir davada davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def`i de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re`sen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur (Hukuk Genel Kurulu`nun 25.3.1953 gün 4/147 E. 35 K., 04.11.1998 gün 6-758 E. 794 K. sayılı kararı).
Dosya içinde bulunan Bolvadin Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2016/590E sayılı dosyasından, davalı ..."ın ölümü üzerine en yakın mirasçıları tarafından mirasın reddedildiği anlaşılmaktadır.
Mirası reddeden mirasçılara husumet yöneltilemez. Taraf teşkili davanın görülebilme koşullarından olup, re"sen nazara alınması gerekir. Ayrıca, taraf teşkili sağlanmadığı sürece işin esasına girme olanağı da yoktur. H.G.K’nın 03.07.2002 tarih 15/572-577 sayılı kararında söz edildiği gibi,taraf teşkilinin sağlanması amacıyla Türk Medeni Kanunu’nun 612. maddesinde belirtildiği üzere en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğinin nazara alınması ve bu tasfiyeye ilişkin yasal prosedürün sonucunun beklenmesi, tasfiye sonuçlandırıldığında da mirası reddedilen borçlu için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilcinin davaya katılımı suretiyle taraf teşkilinin sağlanması ve tüm delillerinin toplanıp sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirir. Temyiz edilen kararın bu nedenlerle bozulması gerekirken, hükmün Dairemizce zuhulen düzeltilerek onandığı bu defa yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalı mirasçılarının karar düzeltme itirazlarının kabulüne, Dairemizin düzeltilerek onama ilamının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı mirasçılarının karar düzeltme isteminin kabulüne, dairemizin 11.04.2018 günlü 2015/42669 esas – 2018/4447 karar sayılı düzeltilerek onama kararının kaldırılmasına, mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 11/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.