14. Hukuk Dairesi 2021/1718 E. , 2021/3719 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.04.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.12.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu 162 ada 7 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu, taşınmazın eski hissedarlarından ..."nın payını davalıya 01.02.2013 tarihinde 9500,00TL bedelle sattığını, satış olayını haricen öğrendiğini belirterek önalım hakkı nedeniyle davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazda fiili taksim bulunduğunu, taşınmazın gerçek satış bedelinin 110.000,00TL olduğunun kabulünü ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin, davalının fiili taksim iddiası ispatlandığı gerekçesiyle 04.07.2019 tarihli ilamı ile davanın reddine dair verilen kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 18.06.2020 tarihli 2019/4283 Esas - 2020/3851 Karar sayılı ilamı ile; "Davalı taraf yargılama aşamasında fiili taksim savunmasında bulunmuş ise de, dosya kapsamına yansıyan bilgi ve belgelerden davalının yahut davalıya pay satan ...’nın kullandığı ayrı bir yer olduğu belirlenmemiştir. Ayrıca davalı tarafından bildirilen tanığının usulüne uygun olarak davet edilmesine rağmen 04.07.2019 tarihli celseye katılmadığı, aynı celsede davalı vekilinin beyanı üzerine tanık dinlenilmesinden vazgeçildiği, mahkemece yetersiz gerekçe ile fiili taksimin varlığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir." hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile dava konusu 162 ada 7 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Konusu para ile değerlendirilemeyen davalar maktu harca tabi iken, konusu para veya para ile değerlendirilebilen davalarda ise esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınması gerekir.
6100 sayılı HMK’nın 326. maddesinde hüküm verilirken, kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği belirtilmiştir.
HMK’nın 323/ğ maddesi uyarınca avukatlık ücreti de yargılama giderleri arasındadır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 12. maddesinde de, “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” hükmü düzenlenmiştir.
Öte yandan, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesinde, avukatlık ücretinin kabul veya reddedilen kısmı geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olaya gelince; dosya içerisine alınan resmi senetteki bilgilere göre, dava konusu payın satış bedelinin 9.500,00TL olduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla mahkemece, satış bedeli olan 9.500,00TL üzerinden harç hesaplanması ve karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. gereğince davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken fazla miktarda harcın tahsiline karar verilmesi ve vekalet ücretinin keşifte belirlenen değer üzerinden hesaplanarak hükümde gösterilmesi doğru görülmemiş, bu husus kararın bozulmasını gerektirmiş ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun 3. bendinde yer alan "Alınması gerekli" sözcüklerinden sonra gelen "8.443,50" rakamının hükümden çıkartılarak yerine "648,95" rakamının yazılmasına, hüküm sonucunun 5. bendinde yer alan "AAÜT gereğince" sözcüklerinden sonra gelen "15.692,57" rakamının hükümden çıkartılarak yerine "3.400,00" rakamının yazılmasına, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.