7. Hukuk Dairesi 2015/5618 E. , 2016/4096 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı davalı şirkete ait ... Pompaj Sulaması Kanalı İnşaatında 03/11/2009 tarihinden davalı şirket tarafından iş akdinin ihbarsız, tek taraflı ve haksız olarak feshedildiği 08/07/2011 tarihine kadar topografçı (ölçüm işi) olarak çalıştığını, davalı şirkete ait inşaatta saat 07:00"den akşam 18:00"a kadar çalıştığını, 15 günde bir gün izin kullandırıldığını, davalı şirkette resmi tatillerde çalıştığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti, hafta tatili ve genel tatil ücreti ve ücretli izin hakkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır
Davacı davalı işyerinde saat 07:00"den akşam 18:00"a kadar çalıştığını ve fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiştir.
Davacı tanıklarından ... işe sabah saat 07:00"da başlayıp akşam 17:00"da bıraktıklarını, şantiyeden çıkışlarının saat 17:30-18:00"ı bulduğunu beyan etmiş diğer davacı tanığı ... ise sabah 07:00"da başlayıp akşam 17:00"da bıraktıklarını, beyan etmiştir.
Davalı davacının fazla mesai yapmadığını, yaptığında kendisine fazla mesailerinin ödendiğini savunmuştur. .
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının tanıklarının beyanlarına itibarla 07.00-17.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenmesi yaparak haftada 54 saat çalıştığın ve haftada 9 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiş, davalı işverence sunulan . Eylül 2010 ve Şubat-Mayıs 2011 bordrolarında fazla mesai tahakkuku bulunduğundan bu aylar için hesaplama yapılmamıştır.
Somut olayda davalı işveren tarafından dosyaya 2009 yılı Kasım ayı ve 2011 yılı Temmuz ayı arasındaki dönemler için ücret bordroları sunulmuş olup, 2010 yılı Mayıs, Temmuz, Ağustos Ekim, Kasım, Aralık ayı ve 2011 yılı Ocak, Şubat Mart, Nisan, Mayıs Haziran, Temmuz bordrolarında fazla mesai ücreti tahakkuk ettirilmediği ancak 2009 yılı Kasım ve Aralık aylarında ve 2010 yılı Ocak, Şubat ve Mart, Nisan ve Haziran aylarında fazla mesai ücreti tahakkuk ettirildiği anlaşılmakla bu ödemelerin dikkate alınmayarak fazla mesai ücreti tahakkuk eden dönemler için fazla mesai ücret alacağının hesaplanması hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 23/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.