Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/424
Karar No: 2020/89

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/424 Esas 2020/89 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/424 E.  ,  2020/89 K.

    "İçtihat Metni"



    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 3. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Sayısı : 10-23

    Kasten yaralama suçundan sanıklar ... ve ..."ın beraatlerine ilişkin Tonya (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesince verilen 15.04.2014 tarihli ve 27-46 sayılı hükümlerin Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 07.12.2015 tarih ve 23778-34988 sayı ile;
    “...Müştekinin aşamalardaki anlatımı, beyanları ile uyumlu doktor raporu ve dosya kapsamına göre sanıkların üzerlerine atılı suçla ilgili delillerin takdir ve değerlendirilmesinde hataya düşülerek mahkûmiyetleri yerine yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    6545 sayılı Kanun"un 84. maddesiyle 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 6. maddenin 1. fıkrası uyarınca sulh ceza mahkemelerinin kaldırılması nedeniyle bozmadan sonra yargılama yapan Tonya Asliye Ceza Mahkemesi ise 18.03.2016 tarih ve 10-23 sayı ile;
    "...Dosyada bulunan katılana ait doktor raporları, katılanın yaralandığını göstermekte fakat katılanın kim tarafından yaralandığını her türlü şüpheden uzak, somut bir şekilde ispata yaramamaktadır. Kaldı ki sanıklar olay saatinde katılanla aynı yerde bulunmadıklarını tanık anlatımları ile ispat etmiş; bu tanık anlatımlarının gerçeği yansıtmadığına ve hükme esas alınamayacağına ilişkin dosyada mevcut başka herhangi bir veri ya da tanıklar hakkında ileri sürülmüş yalan tanıklığa ilişkin bir iddia ya da ceza soruşturma veya kovuşturması da bulunmamaktadır. Katılanda yaralanma olduğu doktor raporları ile sabit ise de, bu yaralanmanın sanıkların fiili ile meydana geldiğine ilişkin katılanın iddiaları dışında başkaca bir delil olmadığı, olayın olduğu iddia edilen gün ve saatte sanıkların başkaları ile olduğunun yeminli dinlenen tanıklarca beyan edildiği, sanıklar ile katılan arasında husumet bulunduğu, tüm deliller ve dosya kapsamı itibarıyla, atılı kasten yaralama suçunun sanıklar tarafından işlendiğine yönelik şüphenin yerini kesin kanaatin almasına yönelik ve atılı suçların sübutuna dair kesin, tam ve inandırıcı olarak vicdani bir kanı oluşması için yeterli ve kesin delil bulunmadığından, "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi uyarınca, yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı kanaatine varılmıştır. Kaldı ki katılan ile sanıklar arasında önceye dayalı husumet olduğu objektif olarak da sabit olduğundan salt katılan beyanları ile sonuca gidilmesi evrensel bir ceza hukuku ilkesi olan "şüpheden sanık yararlanır" ilkesine de ters düşmektedir." gerekçesiyle bozma kararına direnerek, önceki hükümlerdeki gibi sanıkların beraatine karar vermiştir.
    Bu hükümlerin de katılan tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.04.2016 tarihli ve 157487 sayılı "onama" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 688-1712 sayı ile 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 15.03.2017 tarih ve 611-2825 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı kasten yaralama suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Adli vaka tutanağından; katılan ...’nin 04.02.2014 tarihinde Tonya Devlet Hastanesine başvurarak bir gün önce, 03.02.2014 tarihinde saat 16.30 sıralarında evinin önünde dövüldüğünü ve ağrılarının bulunduğunu belirtmesi üzerine katılanın muayenesinin yapıldığı, bedeninde darp ve cebir izi bulunduğunun görülmesi üzerine aynı tarihli adli vaka tutanağının düzenlendiği ve durumun Kolluk kuvvetlerine bildirildiği,
    Katılan hakkında Tonya Devlet Hastanesince düzenlenen 04.02.2014 tarihli raporda; sağ ön kol bilek bölgesinde 2x2 cm, sağ dirsek anteriorunda 2x3 cm ebadında, sol kol anteriorda 2x1 cm ve 1x1 cm ebadında, sağ diz kapağında 3x4, sol diz kapağında 2x2 cm ebadında ekimozlar olduğunun belirtildiği, 05.02.2014 tarihli kesin hekim raporunda ise; mevcut yaralanmanın basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte hafif olduğunun ifade edildiği,
    Katılanın müracaatı üzerine Trabzon Fatih Devlet Hastanesince düzenlenen 06.02.2014 tarihli raporda; her iki kol ve dizde yüzeysel travmatik lezyonlar bulunduğu, mevcut yaraların 10 günde iyileşeceği, kişiyi bir gün iş ve gücünden geri bırakacağının belirtildiği,
    Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) Sistemi vasıtasıyla yapılan sorgulamada; katılanın 1948 yılında doğduğu, olay tarihinde 66 yaşında olduğu,
    Tonya (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 2006/6 esas sayılı dosyasından; sanıklardan ... hakkında katılan ...’yi olay tarihinden yaklaşık 9 yıl önce 18.11.2005 tarihinde kasten yaraladığı iddiası ile kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, sanığın TCK’nın 86/2, 62 ve 51. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının ertelenmesine hükmedildiği, bu hükmün 29.11.2006 tarihinde kesinleştiği,
    Tonya Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/34 esas sayılı dosyasından; katılan ...’nin sanıklardan Muhammet ile Muhammet’in babası ...’a karşı, evlerinin foseptik kuyusundan sızan suyun kendi evine zarar verdiği gerekçesiyle tazminat davası açtığı, davanın kısmen kabul edilerek katılan lehine tazminata hükmedildiği, hükmün Yargıtay 4. Hukuk Dairesince 10.09.2012 tarihinde onanarak kesinleştiği,
    Vakfıkebir İlçe Devlet Hastanesi Nisaiye Servisince düzenlenen raporda; sanıklardan ... hakkında 03.02.2014 tarihinde saat 11.24’te ultrasonografi incelemesi yapıldığı ve bu tetkike ilişkin rapor düzenlendiğinin belirtildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Katılan ... Kollukta; Trabzon ili, Tonya ilçesi, Karaağaçlı köyünde ikamet ettiğini, yaklaşık bir aydır Trabzon il merkezinde bulunan Fatih Devlet Hastanesinde yatarak tedavi gördüğünü, olay günü Hastaneden taburcu olarak köyüne döndüğünü, komşuları olan sanıkların “Sen burada ne geziyorsun, senin bu köyde evin yok, seni burada barındırmayacağız, defol git.” dedikten sonra küfredip kendisini dövdüklerini, olay sırasında çevrede kimsenin bulunmadığını,
    Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği 06.02.2014 tarihli ifadesinde; olay günü Fatih Devlet Hastanesinde tedavisi yaptırdıktan sonra köyüne döndüğünü, evine gireceği sırada sanıklar ... ile eşi ...’ın kendisini görerek yolunu kestiklerini, ...’nın çıta benzeri bir sopa ile, sanık ...’ın ise yumruk ve tekmeyle vurarak kendisini darbettiklerini, köyde oturan tanıklar ..., ... ve ...’ın olayı gördüklerini ancak “Tanıklık yapmayacağız, gördüğümüzü söylersek evimizi yakarlar” diyerek şahitlik yapmaktan kaçındıklarını, Tonya Devlet Hastanesinde düzenlenen raporu kendisine göstermediklerini, raporu doğrudan jandarmaya verdiklerini, bu raporu kabul etmediğini, Trabzon il merkezindeki bir hastaneden yeniden rapor almak istediğini,
    Mahkemede; olay günü akşam ezanına az bir vakit kala köydeki evine vardığını, kapılarının önünde duran sanıklar Muhammet ve ...’ın kendisine küfrederek yolunu kestiklerini, Muhammet’in tekme ve yumrukla, ...’nın ise çıta ile kendisine vurduğunu, olayı ..., ...ve ...’ın gördüğünü ancak kendisi ile konuşmadıkları için lehine şahitlik yapmak istemediklerini, tanık ...’un ifade vermeden önce yemin de ettiğini buna rağmen olayı görmediğine ilişkin beyanda bulunduğunu, tanığı vicdanı ile baş başa bıraktığını, dinlenen diğer tanıkların ise sanıklar tarafından yönlendirildiğini, tanık beyanlarını kabul etmediğini,
    Tanık ... Mahkemede; katılanın olayı görmediğini, bilgisinin de bulunmadığını,
    Tanık ...Mahkemede; katılanla akraba olduklarını, katılanın köyde birçok kişiyle konuşmadığını, katılan ile sanıklar arasında eskiye dayalı ihtilaf olduğunu köyde herkesin bildiğini, iddianamede anlatılan olaya ilişkin bilgisinin bulunmadığını,
    Tanık ... Mahkemede; kendisinin 83 yaşında yaşlı bir insan olduğunu, gözlerinin iyi görmediğini, olay hakkında bilgisinin bulunmadığını,
    Tanıklar... Mahkemede benzer şekilde; olaya ilişkin bilgilerinin bulunmadığını, olay günü saat 16.00-17.00 arasında Tonya ilçe merkezinde bulunan kahvehanede kendileri gibi servisçilik yapan sanık ... ve diğer şoför arkadaşları ile birlikte oturduklarını, sanığın saat 17.00 sıralarında kahvehaneden ayrılarak Karaağaçlı köyüne gittiğini,
    Tanık Mustafa İnce Mahkemede; olay günü sanığın babası ...’ı ziyaret etmek için Karaağaçlı köyüne gittiğini, 16.30-17.00 sıralarında evden ayrıldığını, sanıklarla, katılan arasında herhangi bir olay meydana geldiğine ilişkin bilgisinin bulunmadığını,
    Tanık .. Mahkemede; olaya ilişkin bilgisinin bulunmadığını, emekli olduğunu, her gün ilçe merkezindeki kahvehaneye gittiğini, akşam olunca 17.00 sıralarında sanığın kullandığı araçla köye döndüğünü,
    Tanık... Mahkemede; sanıklar ve katılanla birlikte aynı köyde yaşadığını, olay günü sanık Hatice’nin hastaneye gideceği için kendisinden evini beklemesini istediğini, bu nedenle saat 18.30’daki ayrılışına kadar sanıkların evinde bulunduğunu, iddianamede anlatılan olayın vuku bulmadığını,
    İfade etmişlerdir.
    Sanık ... Kollukta; Tonya ilçesi, Karaağaçlı köyünde eşi diğer sanık ... ve beş çocuğuyla birlikte ikamet ettiğini, Tonya ilçe merkezi ile Kararağaçlı köyü arasındaki dolmuş hattında şoförlük yaparak geçimini sağladığını, katılan ...’yi yaklaşık bir aydır hiç görmediğini, suçlamaları kabul etmediğini, katılanın kendilerini sürekli şikâyet ederek huzurlarını bozduğunu, suçlamayı kabul etmediğini,
    Mahkemede; suçlamayı kabul etmediğini, katılanın iddialarının iftiradan ibaret olduğunu, olay tarihinde ve saatinde Karaağaçlı köyünde bulunmadığını, buna ilişkin şahitlerinin bulunduğunu,
    Sanık ... Kollukta; katılan ...’nin yeğeni olduğunu, olay günü, sabah saatlerinde muayene olmaya Vakfıkebir Devlet Hastanesine gittiğini, öğleden sonra köye döndüğünü, hayvanlarını besleyip, akşam yemeği için hazırlık yaptığını, katılanı olay günü görmediğini, katılanın haksız yere kendilerini şikâyet ederek huzurlarını bozduğunu,
    Mahkemede; suçlamayı kabul etmediğini, olay tarih ve saatinde Vakfıkebir Devlet Hastanesinde bulunduğunu, buna ilişkin evrakı Mahkemeye sunmak istediğini, beraatine karar verilmesini istediğini,
    Savunmuşlardır.
    Kasten yaralama suçu 5237 sayılı TCK’nın 86. maddesinde;
    “(1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (2) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur
    (3) Kasten yaralama suçunun;
    a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
    b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
    c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
    d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
    e) Silâhla,
    İşlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır” şeklinde düzenlenmiştir.
    Maddenin birinci fıkrasında kasten yaralama suçunun tanımı yapılmış, kişinin vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan her davranış, yaralama olarak kabul edilmiş, madde gerekçesinde bu husus açıkça vurgulanmıştır.
    Kasten yaralama suçunda korunan hukuki yarar, kişinin vücut dokunulmazlığı ve beden bütünlüğüdür. Suçun konusu, mağdurun acı verilen veya bozulan bedeni veya ruhsal varlığıdır. Failin yaptığı hareket sonucu, maddede belirtilen sonuçlardan biri meydana gelirse, kasten yaralama suçunun oluşacağında tereddüt bulunmayıp, bu sonuçları doğurmaya elverişli her türlü hareketle kasten yaralama suçunun işlenmesi mümkündür.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Katılan ...’nin Trabzon ili, Tonya ilçesi, Karaağaçlı köyünde yalnız başına yaşadığı, olay tarihinde 66 yaşında olduğu, sanıklardan ...’nın katılanın yeğeni olduğu, ... ve eşi diğer sanık ...’in katılanla aynı köyde yan yana evlerde ikamet ettikleri, sanıklarla katılan arasında, sanıklara ait foseptik kuyusundan sızan suyun katılanın evine zarar vermesinden kaynaklanan ve hukuk mahkemesine de yansıyan uyuşmazlık bulunduğu, olay tarihinden 9 yıl kadar önce bu sebepten kaynaklanan husumet nedeniyle sanıklardan ...’ın katılanı kasten yaraladığı ve hakkında mahkûmiyet kararı verildiği, olay günü yaklaşık bir aydır yatarak tedavi gördüğü Trabzon il merkezindeki hastaneden taburcu olarak köyüne dönen katılan ile komşuları olan sanıkların evlerinin önünde karşılaştıkları, tartışıp kavgaya tutuştukları, kavga sırasında sanık ...’ın tekme atarak ve eliyle katılanı darbettiği, sanık ...’ın ise eline geçirdiği bir çıta ile katılana vurduğu, akşam saatlerinde meydana gelen bu olaydan sonra katılanın ağrıları nedeniyle ertesi sabah Tonya Devlet Hastanesine müracaat ettiği, bu Hastanede katılan hakkında düzenlenen 04.02.2014 tarihli raporda, katılanın sağ ön kol bilek bölgesinde 2x2 cm, sağ dirsek anteriorunda 2x3 cm ebadında, sol kol anteriorda 2x1 cm ve 1x1 cm ebadında ekimozlar bulunduğu, sağ diz kapağında 3x4 cm, sol diz kapağında ise 2x2 cm ebadında basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte ekimozlar olduğunun belirtildiği anlaşılan olayda; katılanın aşamalarda istikrar gösteren sanıkların olay günü birlikte hareket ederek kendisini yaraladıkları yönündeki beyanları, bu beyanlarla örtüşen katılanın her iki kolunda ve diz bölgesinde basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte ekimozlar bulunduğu yönündeki adli rapor içeriği birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların üzerlerine atılı kasten yaralama suçunun sübuta erdiği; dosya içerisinde bulunan bilimsel raporla çelişen sanıkların katılanı yaralamadıklarına ilişkin cezadan kurtulmaya yönelik savunmaları ile aynı amacı taşıyan sanıkların yakın arkadaş ve komşuları olan tanıkların beyanlarına itibar edilemeyeceğinin anlaşılması karşısında sanıkların beraatlerine karar verilmesinde isabet bulunmadığı kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerinin, sanıkların kasten yaralama suçunun sabit olduğu gözetilmeden beraatlerine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi; direnme kararına konu hükümlerin onanmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Tonya Asliye Ceza Mahkemesinin 18.03.2016 tarihli ve 10-23 sayılı direnme kararına konu hükümlerinin, sanıklara atılı kasten yaralama suçunun sabit olduğu gözetilmeden sanıkların beraatlerine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 13.02.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi