14. Hukuk Dairesi 2014/4586 E. , 2014/6759 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Menderes Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2012
NUMARASI : 2010/745-2012/368
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.09.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Abdullah Üret ve M.. K.. vekili tarafından istenilmekle M.. K.. yönünden süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Süleyman oğlu A.. Ü.. vekili ve davalı M. K. vekili temyiz etmiştir.
1-Mahkeme kararı temyiz eden Süleyman oğlu A.. Ü.. vekiline 14.05.2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, 8 günlük yasal süre geçirildikten sonra 28.05.2013 tarihinde temyiz isteminde bulunulmuştur.
HUMK"nın 432/4. maddesi ve 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen davalı A.. Ü.. vekilinin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2- Davalı M.. K.."in temyiz istemine gelince;
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. HMK"nın 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu itibarla, paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Öte yandan, Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı
tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, 413 parsel sayılı taşınmazda 3/28 pay sahibi L.. G.. sağ olmasına karşın dava dilekçesi adına tebliğ edilmeksizin yargılamaya devam edilerek HMK"nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırı olarak davada yer almadan hüküm kurulmuştur.
Ayrıca dava konusu taşınmaz üzerinde M.. K.."e ait olduğu iddia edilen muhdesatların kaçak olduğu ve hakkında yıkım kararı bulunduğu gerekçesi ile satış bedelinin dağıtılmasında oranlamaya esas alınmamış ise de taşınmaza kattığı bir değer olmasının anlaşılması halinde oran kurularak satışına karar verilmesi gerekir.
Kabule göre de karar tarihi itibariyle nisbi karar ve ilam harcının binde 9,9 olması gerekirken % 9,9 oranında harca hükmedilmesi yerinde değildir.
Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmazda paydaş olan L.. G.."e dava dilekçesinin tebliği, hüküm verildikten sonra 13.01.2014 tarihinde vefat eden Abdülhalim oğlu A.. Ü.."in veraset ilamının temini ile mirasçılarının davada yeralmalarının sağlanması, M.. K.."e ait olduğu belirtilen muhdesatların dava konusu taşınmaza değer kattığının anlaşılması halinde satış bedelinin dağıtılmasına esas alınması gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle süresinde olmayan davalı A.. Ü.. vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı M.. K.. vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, taşınmaz malın satış bedelinden düşecek paranın % 011,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 24.30 TL’nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edene yükletilmesine, 23.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.