5. Hukuk Dairesi 2013/15715 E. , 2014/1781 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2007/497-2013/179
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.nun 1007.maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.nun 1007.maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; dava konusu taşınmazın 108/214 hissesinin 03.06.2002 tarihinde imar uygulaması sonucunda İsmail oğlu A..K.. adına tapuya tescil edildiği, davacının da 26.08.2003 tarihinde taşınmazı satın aldığı, ancak satın aldığı kişinin tapu maliki 1924 doğumlu İsmail ve Sultan oğlu A.. K..olmayıp, 1963 doğumlu İsmail ve Elif oğlu A.. K..olduğu, bunun fark edilmesi üzerine Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası nedeniyle Malatya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/43 esas-1416 karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda davacı adına olan tapu kaydının iptali ile önceki malik İsmail ve Sultan oğlu 1924 doğumlu A..K.. adına tapuya tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 19.12.2007 tarihinde kesinleştiği, aynı zamanda Tapu Sicil Müdürü ve memuru ile taşınmazın satışını yapan A.. K.. hakkında ceza davası açıldığı, Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2004/833 esas- 2005/657 karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda Tapu Sicil Müdürü ve memurunun görevi ihmal ve kötüye kullanma, A..K..’ın ise resmi evrakta sahtecilik suçlarından cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
4721 sayılı TMK.nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007.maddesi ""Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur."" hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.
Bu nedenle, somut olayda 4721 sayılı Yasanın 1007. maddesinde düzenlenen sorumluluk şartlarının oluştuğu anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan 30.7.2010 gününde belediye imar planı içinde olup olmadığı, değilse belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı hususları ilgili Belediye Başkanlığından sorularak, niteliği belirlenip, bu konuda taraflara delillerini ibraz etmek üzere süre verildikten sonra, mahallinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde yapılacak keşif sonucunda, taşınmaz arsa vasfında ise emsal karşılaştırması yapılarak, arazi vasfında ise gelir metodu esas alınarak dava tarihindeki gerçek değerinin tespiti için alınacak bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden taşınmazın resmi satış senedindeki bedelinin tahsiline karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.