Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/6750 Esas 2016/13604 Karar Sayılı İlamı

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Asıl davayla Kurum, yersiz aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Birleşen davayla sigortalı, Bağ-Kur sigortalılığın geçerliliğini ve yaşlılık aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptalini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı uyarınca asıl davanın reddine karar verilirken, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum (birleşen davanın davalısı) avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dairemizin 03.11.2011 ve 11.09.2014 tarihli, 01.01.1983-31.12.1989 tarihleri arası döneme ilişkin 03.09.1999 tarihinde tek ve toplu olarak yapılan 7.300.000 TL’lik (7,30 TL) ödemenin karşılık geldiği süre kadar isteğe bağlı sigortalı sayılabilmesi yönündeki bozma kararının gereği yerine getirilmemiştir.
Her ne kadar 21.05.2015 günlü kurum yazısında, 03.09.1999 tarihindeki 7.300.000 TL"lik (7,30 TL) ödeme isteğe bağlı değerlendirildiğinde 7 yıllık (2520 gün) isteğe bağlı süreye isabet ettiği bildirilmiş ise de, anılan kurum yazısı ve içeriği Daire bozma kararınde istenen hususu karşılamadığından esas alınabilmesi mümkün değildir.
Şu halde yapılması gereken iş; Dairemizin 03.11.2011 ve 11.09.2014 tarihli bozma kararları gözetilerek; 01.01.1983-31.12.1989 tarihleri arası 7 yıllık zorunlu sigortalılık süresine ilişkin olarak yapılan 03.09.1999 tarihli tek ve toplu prim ödeme tutarı olan 7.300.000 TL’lik (7,30 TL) ödemenin karşılık geldiği isteğe bağlı sigortalılık süresi kadar ve ödeme tarihinden itibaren isteğe bağlı sigorta olarak değerlendirilmesi gerekeceğinden; anılan 7.300.000 TL"lik (7,30 TL) prim ödemesinin, 03.09.1999 tarihinden itibaren ve bu dönemlerde geçerli bulunan isteğe bağlı prim tutarları gözetilmek suretiyle, karşılık geldiği isteğe bağlı sigortalılık süresi davalı kurumdan sorularak belirlenmeli, uyuşmazlık çıkarsa bu konuda bilirkişi incelemesi yapılmalı ve böylece varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Kuşkusuz bozma sonrası sürdürülecek yargılamada hükmü temyiz etmeyen taraf yönünden, temyiz eden taraf lehine oluşabilecek usulü kazanılmış hak durumları da dikkate alınmalıdır.
O halde, davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.