18. Ceza Dairesi 2015/348 E. , 2015/760 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1- Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
TCK"nın 50/2. maddesine aykırı olarak, tercih edilen seçenek hapis cezası adli para cezasına çevrilmiş ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Sanık hakkında seçenek yaptırım olarak adli para cezasına hükmolunmasına rağmen, 5275 sayılı Kanunun 108. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ancak hapis cezalarında uygulanabileceği ile kesin nitelikteki adli para cezalarının tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık ... müdafilerinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısımların karardan çıkartılması biçiminde DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün, bu bağlamda ONANMASINA,
2- Hakaret suçundan kurulan hükmün temyizine gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a) Katılan ... ile sanık ..."nun avukat olarak görev yaptıkları, katılan ..."ın kendi adına, sanık ..."nun müvekkili ..."e açtığı tazminat davasından kazanıp tahsil ettiği paranın bir miktarını, Yargıtay"ın tazminat miktarını düşürmesi nedeniyle iade etmesi gerektiğini düşünen ..."in vekili sanık ..."nun katılandan bu parayı iade etmesini istediği, taraflar arasındaki husumetin bu sebeplere dayandığının sanık savunması ve katılanın beyanından açıkça anlaşılması karşısında; sanığın, fiillerini, ""kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle"" ya da ""kamu görevlisine karşı görevinden dolayı"" değil kişisel husumetten dolayı gerçekleştirdiği, dolayısıyla TCK"nın 125/3-a maddesinin olayda uygulama yeri bulunmadığı gözetilmeden, suçun nitelendirmesinde yanılgıya düşülerek fazla ceza tayini,
b) TCK"nın 50/2. maddesine aykırı olarak, tercih edilen seçenek hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi,
c) Sanık hakkında seçenek yaptırım olarak adli para cezasına hükmolunmasına rağmen, 5275 sayılı Kanunun 108. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ancak hapis cezalarında uygulanabileceği ile kesin nitelikteki adli para cezalarının tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık ... müdafilerinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken, 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 29/04/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.