10. Hukuk Dairesi 2016/13531 E. , 2016/13592 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı ve davalı vekillerince istenilmesi ve davalı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08.11.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına gelen olmadı. Davacı adına Av. ... geldi. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı Kurum, davalı işverene ait 10 kademeden oluşan taş ocağı işyerinde şoför olarak çalışan sigortalının, olay tarihi olan 17.09.2010 günü saat 16.45 sıralarında kullandığı sulama tankeriyle yukarı kademeye hareket halinde iken, kaza mahalline geldiğinde, geri manevra sırasında taş ve çakıllardan oluşmuş yol kenarındaki seti aşmak suretiyle 5.kademeden 4.kademe seviyesine düşmesi sonucu vefat etmesi nedeniyle hak sahiplerine bağlanan gelirlerin 5510 sayılı Yasanın 21.madde hükmü uyarınca rücuan tahsili istemiştir.
Mahkemece, 26.02.2013 ve 13.05.2013 günlü kusur raporları uyarınca davalı işveren %70 kusurlu sayılmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
26.02.2013 günlü kusur raporunda; bir yandan, su tankerindeki seviyesi belirlenemeyen su miktarının aracın taşıma kapasitesini zorlaması durumunda araçta vites geçişinin sağlanamaması nedeniyle geriye doğru istem dışı hareket olabileceği, yine yol kenarındaki yaklaşık 1 metre yüksekliğindeki taş ve çakıldan oluşan sete dayanan aracın zorlayarak seti aşmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ifade edilirken, diğer yandan yol kenarındaki setin düşmeyi önleyebilecek nitelikte olmadığı gerekçesiyle %70 işveren kusuru bulunduğu belirtilmiş; yine 13.05.2013 günlü kusur raporunda da %70 işveren kusuru, yol kenarındaki setin düşmeyi engelleyici nitelikte olmadığı gerekçesine dayandırılmıştır.
Ölen sigortalının hak sahibinin şikayeti üzerine işveren aleyhine başlatılan ve takipsizlikle sonuçlanan ceza soruşturması sırasında alınan ve takipsizlik kararına esas kılınan 21.12.2010 günlü kusur raporu ise; tecrübeli bir sürücü olarak sigortalının, manevra yapması gerektiğinde uygun manevra alanı ve manevra yöntemini seçmeyerek hatalı sevk sonucu aracı geriye kaçırdığından bahisle %100 sigortalı kusuru öngörmesi ve tüm dosya içeriği karşısında, yukarıda belirtilen 26.02.2013 ve 13.05.2013 günlü kusur raporlarının olaya uyugun olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu tür rücu davalarında kusurun belirlenmesinde, öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğu, varsa ilgili ceza dosyası veya sigortalı/hak sahipleri tarafından işverene karşı açılmış tazminat dosyaları celbedilip, dosya içeriğindeki tüm deliller birlikte takdir olunarak ve varsa çelişkiler de giderilerek belirlenmeli; kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, tarafların kusur oran ve aidiyetleri işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilerden alınacak bilirkişi raporu uyarınca saptanmalıdır.Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığının ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 5510 sayılı Yasanın 21., 30.06.2012 günlü resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa ile buna bağlı olarak çıkarılan yönetmelik ve tüzük hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekir.
Şu halde yapılması gereken, varsa sigortalının hak sahiplerince açılmış tazminat dosyasının varlığı da araştırılarak zararlandırıcı sigorta olayının oluş şekli tüm açıklığıyla usulünce belirlenmeli, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında uzman bilirkişi kurulundan, yöntemince düzenlenmiş yeniden kusur raporu alınmalı ve varılacak sonuca göre karar verilmelidir
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, davacı avukatı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, 08.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.