Bozmaya uyularak Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine ve tekerrüre esas alınan ilamda bulunan cezanın karar tarihi itibariyle kesin olmadığı anlaşılmakla tebliğnamenin 2 numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmeyerek dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanık hakkında düzenlenen Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nin 27/06/2016 tarihli raporunda, sanığın suç tarihi olan 12/08/2009 tarihinde işlediği suçlar açısından TCK"nın 32. maddesi kapsamında karar verilebilmesi için dava dosyası, varsa o döneme ait tedavi kayıtları ile birlikte sanığın hastaneye başvurmasının istenmesi, sanığın suç tarihinde tedavi gördüğü kayıtların bulunduğu kurumun kapanmış olması karşısında; kapanan ilgili kurumun bilgi ve belgelerinin hangi kuruma aktarıldığı Sağlık Bakanlığı"ndan sorularak tespit edildikten sonra, bu belgelerle sanığın hastaneye sevki sağlanıp, suç tarihinde "akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış ya da önemli derecede azalmış olup olmadığı" konusunda raporunun alındıktan sonra hukuki durumunun tayini gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma ile mahkumiyet hükümleri kurulması, Kanuna aykırı ve sanık ..."ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.