Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8213
Karar No: 2019/5726
Karar Tarihi: 12.03.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/8213 Esas 2019/5726 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/8213 E.  ,  2019/5726 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti :
    Davacı vekili asıl davada dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete ait işyerinde çalışmakta iken iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, bu nedenle işe iade davası açtıklarını, davacının makam çaycısı (hizmetli) olması nedeniyle sıklıkla fazla mesai yaptığını ancak karşılığının ödenmediğini beyanla fazla mesai alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Birleşen davanın dava dilekçesinde özetle; haksız fesih sebebi ile açtıkları işe iade davasında mahkemece haksız fesih olmasa bile geçerli fesih olduğunun kabulüne karar verildiğini, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek onandığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı talebinde bulunmuştur.
    Davalı Cevabının Özeti :
    Davalı vekili asıl davaya verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının alacağının talebinin neye dayandığını açıklaması gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının uygunsuz tutum ve davranışları nedeni ile iş sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Birleşen davada cevap dilekçesinde özetle; davacının iş sözleşmesinin İş Kanununun 25/2-d ve h bentleri gereğince haklı olarak feshedildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti :
    Mahkemece, toplanan delillere, bilirkişi raporuna ve kesinleşen iade davası kararına göre davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
    Temyiz :
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Taraflar arasında tavzih yolu ile hükmün değiştirip değiştirilemeyeceği konusunda ihtilaf bulunmaktadır.
    Mahkemece, davanın kabulüne ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin belirlenmesine dair karar verilerek gerekçeli kararda belirtilmiş, bu kez davacı vekilinin birleşen dosyaya yapılan masraflar yönünden hüküm kurulmadığı gerekçesi ile yaptığı tavzih talebi kabul edilerek 05.11.2015 tarihli düzeltme şerhinin kararın arkasına yazılması suretiyle hükmü tashih etmiştir.
    Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 304 ;"(1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. (2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir." düzenlemesine, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 305 ise; "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.
    (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. "düzenlemesine haiz olup, mahkemece tahsis suretiyle kurulan hüküm sonucu itibariyle doğru olmakla birlikte, değiştirilen hüküm yazı veya açık hesap hatası niteliğinde olmadığı gibi taraflara yüklenen haklar ve borçlarda tavzih yolu ile genişletilemez, sınırlandırılamaz ve değiştirilemez. Bu nedenle mahkemece gerekçeli kararda yer alamayan alacakları “ Düzeltme Şerhi ” başlığı altında kararın arkasına yazması ve bu şekilde ancak temyiz talebine konu edilebilecek hususlarda, 6100 sayılı kanuna aykırı olacak şekilde hükmün tavzih yolu ile değiştirilmesi hatalı olup bozma sebebidir.
    3-Taraflar arasındaki başka bir uyuşmazlık konusu da davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, ve varsa bu çalışmalarına karşılık işverence ödenmemiş alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
    Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
    Somut olayda fazla çalışma ve genel tatil ücret alacakları konusunda, kendisi de işverene karşı dava açmış olan tanığın ve davacının komşusu olup davacı ile birlikte çalışmadığından işyerindeki çalışma düzenini de bilemeyecek olan tanığın anlatımları ile sonuca gidilmiştir. Fazla mesai alacağı için bu şekilde sadece işverene karşı dava açan tanık ile davacının çalışmasına ilişkin birebir görgüsü bulunmayan tanık beyanlarına itıbarla ispat yoluna gidildiğinde bu durumdaki tanıkların beyanını destekleyen başkaca somut deliller veya işin mahiyetinin gerektirdiği durumlar ve yahutta herkesçe bilinecek maddi olguların bulunup bulunmadığının dikkate alınması gerekir. Bu haliyle işverenle husumetli durumda bulunan ve işyerinde çalışması bulunmayan tanıklar dışında başkaca bir delil bulunmaması nedeniyle fazla çalışma alacağı talebinin reddi gerekirken Mahkemece kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 12.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi