3. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/8314 Karar No: 2013/10224 Karar Tarihi: 17.06.2013
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/8314 Esas 2013/10224 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2013/8314 E. , 2013/10224 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının ...abonesi olduğunu, faturaları ödemediğini, takip yapıldığını, fatura tutarının 3.046 TL olduğunu, takibin itiraz ile durduğunu belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; faturanın tek başına alacak belgesi olmadığını, sözleşmenin bir alacak ikrarı içermediğini, hattın hangi tarihte, ne kadar süre ile hangi tarife üzerinden kullanıldığının ispatının gerektiğini belirterek davanın reddine ve %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. İİK. 67/2.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi için, mahkemenin borçlunun ödeme emrine karşı yapmış olduğu itirazın haksız olduğuna karar vermesi gerekir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi ile takip tarihine göre itiraz olunan alacağın likid (muayyen)-belirli olup olmadığına bakmak gerekir. Likit alacaklarda alacak miktarı belirlidir. Borçlu tarafından alacağın gerçek miktarını belirlemek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinebilecek durumdadır. İİK 67/2.madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231). Somut olayda; likit ve belirli olan asıl alacak miktarının 3.046 TL olduğu, icra dosyasındaki ödeme emrinde de asıl alacak olarak bu bedelin yazılı olduğu, icra inkar tazminatına asıl alacak miktarının %40’ı oranında hükmedilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, hükümde icra dosyasının numarasında maddi hata yapıldığı; doğru numara 2011/11746 iken hükümde yazılı numaranın 2012/11746 olduğu görülmüştür. Mahkemece mahallinde düzeltilmesi mümkün olmasına göre sadece yanlışlığa işaret etmekle yetinilmiştir. Ancak, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ve HUMK 438 VII C2, 6100 sayılı HMK 370/2, ek 3/1 maddesi anlamında “hakimin takdir yetkisi kapsamında” kalmadığından hükmün 1.fıkrasında yeralan “2012/11746” rakamlarının çıkarılarak yerine “2011/11746” rakamlarının yazılması ve “10.636,39 TL” rakamının çıkarılarak yerine “3.046,00 TL” rakamının yazılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 568.60 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 17.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.