14. Hukuk Dairesi 2014/1561 E. , 2014/6721 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/10/2013
NUMARASI : 2013/182-2013/532
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.04.2013 gününde verilen dilekçe ile şerhin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 368 ada 47 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde yer alan "1062 sayılı kanun gereğince hazinece el konulmuştur" Şeklindeki şerhin terkini isteğine ilişkindir.
Davalı Hazine vekili, taşınmazın maliki olan Abdulvehhap oğlu M. C."in Suriye uyruklu olup 1062 sayılı yasa, 6/7104 ve 6/8890 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnameleri uyarınca konulan şerhin yasal mevzuat gereğince terkinine karar verilemeyeceğini, davanın reddi gerektiği savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
28.05.1927 kabul tarihli 1062 sayılı Hudutları Dahilinde Tebaamızın Emlakine Vaziyet Eden Devletlerin Türkiye"deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabele-i Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkında Kanun"un 1. maddesinde "İdari mukarrerat veya fevkalade veya istisnai kanunlarla Türkiye tebaasının hukuku mülkiyetini kısmen veya tamamen tahdit eden devletlerin Türkiye"deki tebaasının hukuku mülkiyeti dahi İcra Vekilleri Heyeti kararıyla Hükümet tarafından mukabelei bilmisil olmak üzere kısmen veya tamamen tahdit ve menkulat ve gayrienkulatına vaziyet olunabilir.
Vaziyed edilen emvalin varidatı ve ledelicap tasfiyelerinden mütevelit hasılatı, vesaika istinaden isbat edecekleri zarar nispetinde, zarar gören Türk tebasına tevzi olunur" hükmü yer almaktadır.
1062 sayılı Mukabeleyi Bilmisil Kanunu Bakanlar Kuruluna yabancı uyrukluların ülkemizdeki malvarlıklarına kısmen veya tamamen el koyma hak ve yetkisi tanımıştır.
Türk Vatandaşlarının Suriyedeki mallarının Suriye Devleti tarafından tarım reformu adı altında bedel ödenmeksizin millileştirilmesi üzerine yürürlüğe konulan 01.10.1966 tarihli ve 6.7104 sayılı kararname eki "Suriye Uyrukluların Mallarının Tespiti ve Bu Mallara El konulması Hakkında Yönetmeliğin 1. maddesiyle " Suriye uyruklu bütün gerçek ve tüzel kişilerin, Türkiye"de bulunan taşınmaz ve taşınır-zati ve ev eşyası hariç malları ile bütün hak ve menfaatlerine 28.05.1927 gün ve 1062 sayılı Kanun Hükümleri gereğince Hazinece elkonulmuştur" hükmü getirilmiştir.
25.09.1967 tarihli ve 6/8890 sayılı Kararname eki "Suriye Uyruklu Gerçek ve Tüzel Kişilerin Hazinece Elkonulan Mallarının İdaresi Hakkında Yönetmelik"in 4. maddesinde ise "Suriyelilerin Türkiye"de bulunan taşınmaz malları hakkında Bakanlar Kurulunun 13.01.1939, 14.02.1942, 18.11.1957 tarihli ve sırasıyla 2/10250, 2/17317, 4/9697 sayılı kararlarıyla konulmuş takyitler devam eder. "5. maddesinde, "El koyma ve idare bakımından 17.10.1966 tarihinde bihakkın iktisap edilmiş uyrukluk esastır. Ancak, 13.01.1939, 14.02.1942, 18.11.1957 günlü kararnamelerle takyidat konulan taşınmaz malların Suriye uyruklu malikleri, 13.01.1939"dan sonra başka bir devlet uyrukluğuna geçmiş olsalar dahi, taşınmaz malları yönünden Suriye uyruklu ad ve itibar olunurlar" kuralı mevcuttur.
Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye Devleti arasında tarihsel süreç içerisinde karşılıklılık esasına dayalı olarak 1062 sayılı Kanun uyarınca 1939 yılından bu yana 4 adet kararname düzenlendiği, her kararnamenin de dayandığı nedenler ile içerik ve getirdiği sınırlamaların birbirinden farklı olduğu açıktır.
Dava Suriye vatandaşı olarak vefat eden Abdulvehhap oğlu M. C."in maliki olduğu 368 ada 47 parsel sayılı taşınmazındaki "1062 sayılı Kanun gereğince Hazinece el konulmuştur" şerhinin terkini isteğine ilişkindir. Davacı, murisinin 13.12.1999 tarihinde öldüğünü, 11.06.1987 tarihli ve 1987/7 kasa numaralı vasiyetnamesi ile tüm mallarını kendisine bağışladığını, Fatih 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/1052 Esas, 2000/549 Karar sayılı kararıyla vasiyetnamenin açıldığını ve kesinleştiğini, kendisinin murisin tek mirasçısı olduğunu, hazinenin tenkis ya da iptal davası açmadığını belirterek davasını yukarıda belirtilen şerh nedeniyle intikal yaptıramadığı gerekçesine dayandırmaktadır.
Davacı, 1062 sayılı Kanun uyarınca Hazinece dava konusu taşınmaza elkoymanın kanunsuz olduğunu, Suriye uyruklu murisinin ölümü ile açılan vasiyetname uyarınca hak sahibi olduğunu belirterek intikal işlemi yaptırabilmek için şerhin terkinini istemektedir. Davacının bu iddiasının tetkik ve halli idari yargı mercilerine aittir. Bu bakımdan mahkemece davanın yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.