14. Hukuk Dairesi 2014/1207 E. , 2014/6719 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2012/464-2013/491
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.10.2012 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 26.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 29.04.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. G.. Ş.. ile karşı taraftan davalı vekili Av. Y.. P.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, taraflar arasındaki 20.09.2006 tarihli düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi gereğince müvekkilinin edimini yerine getirdiğini ancak davalının tapu ferağına yanaşmadığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı 5171 ada 1 parselde B blok, 2 no’lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında ticari ortaklık ilişkisi bulunduğunu, davacının taşınmaz bedelini ödemediğini bu nedenle ferağının verilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının ödeme iddiasını kanıtlayamadığı ve yemin deliline de dayanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu 20.09.2006 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 05.01.2011 tarihli protokol ve 06.01.2011 tarihli ek protokol tarafların kabulündedir.
Uyuşmazlık satış vaadi sözleşmesinde gösterilen satış bedeli 222.000 TL’nin davacı R.. Ç.. tarafından tamamının ödenip ödenmediği ve buna bağlı olarak tapu ferağını istemekte davacının haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Satış vaadi sözleşmesi içeriğine göre dava konusu taşınmazın satış bedeli 222.000 TL olup, 22.000 TL peşin olarak ödenmiştir. Akbank T.A.Ş.’nin 21.12.2012 günlü ve 41553 sayılı cevabi yazısından 20.09.2006 ila 30.09.2011 tarihleri arasında davacı tarafından davalı hesabına toplam 62.180 TL’nin taksitler halinde ödendiği böylece sözleşmede belirtilen peşinat ile birlikte toplam 84.180 TL ödeme yapıldığı ve bakiye 137.820 TL ile ilgili ödeme belgesi sunulmadığı görülmüştür.
Davacı tüm ödemeleri yaptığını ileri sürmüş ve delil olarak da tarafların kabulünde olan 05.01.2011 ve 06.01.2011 günlü protokollere dayanmıştır. Her iki protokolün içeriğine göre, taraflar arasında A. Taşımacılık İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. ortaklık ilişkisi bulunduğu, ticari ilişkilerin birden fazla konuyu kapsadığı, karşılıklı davalar açıldığı bu nedenlerle tarafların karşılıklı olarak birbirlerine karşı alacak ve borçlarının tespitinin yapıldığı ve her bir uyuşmazlığın birbirlerinden bağımsız olarak ve şartsız tasfiyesi için bir dizi anlaşmalar yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda 05.01.2011 günlü protokolün 6. maddesinin dava konusu satış vaadi sözleşmesi ile ilgili olduğu ve aynen “E. B. adına olan villanın hacizleri kaldırılarak R.. Ç..’e devri yapılacak” şeklinde anlaşma yapılmış ve 06.01.2011 günlü ek protokolde ise anılan madde içeriği aynen “…E. B. adına kayıtlı olan gayrimenkulün Akbank’a olan borcu E. B. tarafından ödenip ipotek kaldırıldıktan ve R.. Ç.. tarafından da hacizler ve tedbirler kaldırıldıktan sonra en geç 1 hafta içinde R.. Ç..’e devri yapılacaktır. Söz konusu gayrimenkulden doğabilecek vergi vb. ve alım satım gideri R.. Ç.. tarafından ödenecektir” şeklinde yapılacak işler açıklanmıştır.
Dosyada mevcut tapu kaydına göre dava konusu taşınmaz üzerinde Akbank’a ait ipotek şerhleri ile haciz ve tedbir şerhlerinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında görülen Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/120 Esas sayılı dava dosyasında, E. B. tarafından verilen 29.03.2011 günlü cevap dilekçesinin son sayfasında aynen “söz konusu protokol ile müvekkillere yüklenen son edim ise protokolün 6. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre müvekkillerden E. B. adına tapuda kayıtlı olan villa üzerinde bulunan hacizlerin kaldırılarak davacı R.. Ç.. adına tescilinin sağlanmasıdır. Müvekkillerimiz iş bu edimi yerine getirmeye hazırdır. Ancak davacı bu güne kadar bu edimin yerine getirilmesi hususunda herhangi bir talebi söz konusu olmamıştır. Talep halinde ilgili villanın tapu kaydı davacı adına tescil edilecektir ” ifadesi yer almaktadır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, protokoller ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu taşınmazın bedelinin tamamının ödendiğinin davalı tarafça protokol içerikleri ile kabul edildiği ve yine protokolün 6. maddesinde öngörülen haciz ve tedbir şerhlerinin davacı tarafça kaldırıldığı bu nedenle tapu ferağının yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kaldı ki temyiz dilekçesine ekli Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/120 Esas sayılı dava dosyasındaki 29.03.2011 günlü cevap dilekçesi de davacının iddiasını doğrulamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davacının tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeler ile davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 22.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.