11. Ceza Dairesi 2018/1908 E. , 2020/2304 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura kullanma, defter ve belgeleri gizleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18.06.2013 tarih ve 2013/5521 esas sayılı iddianamesi ile sanık ... hakkında 2007 ve 208 takvim yıllarında sahte fatura kullanma suçundan kamu davası açılmış ise de; Rapor Değerlendirme Komisyonu mütalaasının yalnızca 2007 takvim yılında sahte fatura kullanma suçuna ilişkin olduğu ve 2008 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan verilmiş bir mütalaa bulunmadığı anlaşılmakla; 213 sayılı VUK"nin 367. maddesi gereğince kovuşturma şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği Vergi Dairesi Başkanlığından sorulduktan sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yargılamaya devamla hüküm kurulması,
2- Sanık ...’ın savunmasında, suçlamaları kabul etmediğini, 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura kullanmadığını savunması karşısında; sahte olduğu iddia edilen faturaları düzenleyen mükellef hakkında, sahte fatura düzenleme suçundan kamu davası açılıp açılmadığının araştırılması, açıldığının anlaşılması halinde duruşmaya getirtilip incelenerek özetinin duruşma tutanağına geçirilmesi, bu davayı ilgilendiren ve sahtecilikle ilgili olan delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına konulması, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoku olup olmadığı da araştırılıp, defter ve belgeler üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması ile toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Defter ve belgeleri gizlemek suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davasında; 213 sayılı Kanun"un 139. maddesine göre vergi incelemesinin iş yerinde yapılması gerektiği, ticari faaliyetine devam ettiği anlaşılan sanığa vergi denetmeni tarafından defter ve belgelerini ibraz etmesi için çıkarılan tebligatın 17.10.2012 tarihinde sanığın iş yerinde ve şirket çalışanına tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında; hesapların dairede incelenmesine imkan veren Kanun"un 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulması, iş yeri dışında inceleme yapılması gerektiğine ilişkin bir tespiti varsa buna ilişkin belgesinin dosyaya ibrazının istenmesi, aksi takdirde yapılan tebligatın hukuki geçerliliği bulunmadığından sanığın beraatine karar verilmesi, söz konusu belge mevcutsa sanığın savunması ve dosya arasında bulunan tutanağa göre ibraz edilmeyen belgelere mali polis tarafından el konulup konulmadığının araştırılması gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3- Kabule göre de;
a) Sahte fatura kullanma suçunda, her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu gözetilmeden, 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura kullanma suçlarından dava açıldığı halde hangi takvim yılından hüküm kurulduğu belirtilmeden sanık ... hakkında tek hüküm kurulması,
b) Sanık ...’ın suça konu faturaları hangi beyanname türlerinde kullandığının tespit edilmesi ile suç tarihinin belirlenmesi ve birden fazla beyannamede kullanmış ise zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi ile eksik ceza tayini,
c) Hükmün gerekçesinde “sahte fatura kullanma” suçu açıklanmasına rağmen hüküm fıkrasında “düzenleme” ibaresine yer verilmek suretiyle hükmün karıştırılması,
d) 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmadığından sanık ... hakkında ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 10.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.