Esas No: 2020/2516
Karar No: 2021/116
Karar Tarihi: 27.01.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2516 Esas 2021/116 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2516
Karar No : 2021/116
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 12/02/2020 tarih ve E:2018/3418, K:2020/1459 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Yapı Müteahhitleri Bilişim Sisteminde (YAMBİS) yer alan "Yetki Belgesi Numarası İçin İstenen Belgeler" başlıklı duyurunun gerçek kişilerle ilgili 4. kısmında yer alan "2-Ticaret Odası Kayıt Belgesi (Zorunlu), 3-Ticaret Sicil Gazetesi" ibarelerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 12/02/2020 tarih ve E:2018/3418, K:2020/1459 sayılı kararıyla;
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun "Amaç, Kapsam ve Tanımlar" başlıklı 1. maddesinde, yapı müteahhidinin; yapım işini, yapı sahibine karşı taahhüt eden veya ticarî amaçla ya da kendisi için şahsî finans kaynaklarını kullanarak üstlenen, ilgili meslek odasına kayıtlı, gerçek ve tüzel kişi olarak tanımlandığı, müteahhitlik faaliyetinin, esnaf tanımında yer alan ekonomik faaliyetin sermaye ile birlikte bedenî çalışmaya dayandırılması, elde edilen kazancın tacir veya sanayici sıfatını kazandırmaması şartlarıyla örtüşmediği, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunda yer verilen tanımı itibarıyla yapı müteahhidinin ticari bir amaca yönelik faaliyet ifa ettiği, dolayısıyla yapı müteahhitlerinin tacir vasfını haiz olması gerektiği,
Ayrıca iptali istenilen duyurunun dayanağını teşkil eden Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları ile Şantiye Şefleri ve Yetki Belgeli Ustalar Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinin 2. fıkrasında; "Tek parselde bir bodrum katı dışında en çok iki katlı ve toplam yapı inşaat alanı 500 m²'yi geçmeyen yapıların, yapı müteahhitliği ile ilgili olarak mevzuatta öngörülen bütün sorumluluklar yapı sahibince üstlenmek kaydıyla, ayrıca müteahhit ve şantiye şefi bulunması aranmaz. Ancak sadece o yapım işinde kullanılmak ve beş yıl içinde bir defaya ve tek bir yapıya mahsus olmak üzere, yapı sahibine geçici olarak yetki belgesi numarası verilir." düzenlemesine yer verildiği, aynı Yönetmeliğin "Yetki Belgesi Numarası İçin Müracaat" başlıklı 6. maddesinde," 5. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen hallerde, geçici olarak yetki belgesi numarası almak isteyen yapı sahibi tacir olmayan gerçek kişiden meslek odasına kayıt belgesi istenmez." kuralına yer verildiği, anılan 5. ve 6. maddelerinin birlikte incelenmesinden, geçici yetki belgesi numarası almak isteyenlerin aksine devamlı olarak yapı müteahhitliği faaliyeti ifa etmek isteyen gerçek kişilerin tacir olmaları gerektiği, bu nedenle ticaret odasına kaydolmaları ve yetki belgesi başvurularında bu durumu ticaret odası kayıt belgesi ile tevsik etmeleri gerektiği sonucuna ulaşıldığı,
Bu durumda, dava konusu duyurunun gerçek kişilerden istenen belgeler başlıklı kısmında yer alan "Ticaret Odası Kayıt Belgesi (Zorunlu), "Ticaret Sicil Gazetesi" ibarelerinde, yapı müteahhitlerinin ticari faaliyet ifa eden kişiler olmaları nedeniyle tacir sıfatı taşımaları ve ticaret odasına kaydolmaları zorunluluğu karşısında, mevzuata ve hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 3194 sayılı İmar Kanunu, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun ve Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları ile Şantiye Şefleri ve Yetki Belgeli Ustalar Hakkında Yönetmelik hükümlerinde yapı müteahhitlerinin tacir olmasının zorunlu olduğu yönünde bir hükme yer verilmediği, aksine anılan Yönetmelikte ticaret odası değil meslek odası ifadesine yer verildiği, 4708 sayılı Kanun'un yapı müteahhiti tanımından yapı müteahhitlerinin tacir olması gerektiği sonucunun çıkarılmasının mümkün olmadığı, alt normun üst norma uygun olması gerektiği ve bu sebeple dava konusu duyurunun hukuka aykırı olduğu, sonuç olarak müteaahitlik yapmasının engellendiği belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 12/02/2020 tarih ve E:2018/3418, K:2020/1459 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 27/01/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.