Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/2617 Esas 2014/6699 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2617
Karar No: 2014/6699
Karar Tarihi: 22.05.2014

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/2617 Esas 2014/6699 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2014/2617 E.  ,  2014/6699 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 10/10/2013
    NUMARASI : 2012/9-2013/729

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.10.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Dava, komşuluk hukundan kaynaklanan el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
    Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
    Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir.
    Somut olayda davacı, komşu taşınmaz sahibi davalının bahçe duvarını yükselttiğini, kaçak garaj, bina ve barbekü yaptırdığını, çatıdan akan sulardan ve dumandan zarar gördüğünü ileri sürerek elatmanın önlenilmesini, imara aykırı yapıların kalini istemiştir.
    Ancak davalının kendi taşınmazı üzerine yaptığı yapının salt ruhsatsız olduğu, imara aykırı bulunduğu ileri sürülerek, TMK’nın 737. maddesi uyarınca yıkım ve eski hale getirme istenemez. Yapının imara aykırı olması yanında bir zararın doğması da şarttır. Salt imara aykırılık, idari mercileri ve idare mahkemelerini ilgilendiren bir husustur. Mahkemece yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda davalının kendi taşınmazı içerisine yapmış olduğu yapılar nedeniyle bir zararın doğmuş olduğu belirlendiği takdirde davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmelidir.
    Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, 22.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.