14. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/2724 Karar No: 2014/6684 Karar Tarihi: 21.05.2014
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/2724 Esas 2014/6684 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2014/2724 E. , 2014/6684 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 10/10/2013 NUMARASI : 2012/395-2013/313
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 9.07.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK"nın 724. maddesi gereğince açılan temliken tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece dava kabul edilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Malzeme sahibinin TMK"nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır; TMK"nın 724. maddesi hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere, taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK"nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. b)İkinci koşul ise yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır. c)Üçüncü koşul, yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. Yukarıda değinilen üç koşulun yanı sıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Somut olayda; dava konusu 161 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 20.05.2013 tarihli fen bilirkişisi krokisinde A ile gösterilen 371.49 metrekarelik kısmının taşınmazdan ifrazının mümkün olup olmadığının tespiti için mahkemece ifraz krokisi yazı ekinde gönderilerek, ifrazın mümkün olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığından sorulup sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir SONUÇ: Yukarıda 1 no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 no"lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.