12. Ceza Dairesi Esas No: 2013/27799 Karar No: 2014/3119 Karar Tarihi: 10.02.2014
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/27799 Esas 2014/3119 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2013/27799 E. , 2014/3119 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat Hüküm : Davanın Reddi
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Hükmün 2. bendinde davalı hazine yararına hükmedilen maktu vekalet ücretinin davacı yerine, dosya ile ilgisiz...."den alınmasına karar verilmiş olması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; Dava 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 esas-2010/57 sayılı kararında 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının arandığı, adı geçen kararda tazminat davasının ne zamana kadar açılması gerektiğine dair bir açıklama bulunmadığı, bu itibarla Borçlar Kanununun 60. maddesi gereğince değerlendirme yapılması gerektiği ve haksız fiilin veya zarar ziyanı doğuran olayın vukuundan itibaren her halde 10 yıl sonra zamanaşımının gerçekleşeceği kabul edilmekle, kanun dışı yakalanan veya tutuklananlar bakımından, ceza davasının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyeceği anlaşılmakla ve bu kapsamda tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında verilen beraat hükmünün kesinleştiği 22.05.1985 tarihinden, tazminat davasının açılma tarihi olarak kabul edilmiş olan 20.09.2011 tarihine kadar 26 yıldan fazla süre geçtiği, bu uzun süre içerisinde davacının hakkındaki beraat hükmünün kesinleştiğini bilmediğinden söz etmenin yaşamın olağan akışına uygun olamayacağı ve yerel mahkeme tarafından da aynı yönde yapılan değerlendirme sonucu, davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş olmasında usul ve kanuna aykırı yön bulunmadığından, davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.