19. Hukuk Dairesi 2017/3362 E. , 2018/832 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekilleri Av. ... ve Av. ... ile davalı vekili Av. ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davalının 75.000 TL bedelli senede dayalı olarak davacı aleyhine takip başlattığını, davacının iş bu senedi dava dışı ..."ya arsa alımı için verdiğini, ancak adı geçenin davacıyı kandırdığını, davalının da bu kişiyle birlikte hareket ederek bahse konu senedi kötüniyetli olarak takibe koyduğunu, davacının muhtelif tarihlerde senede karşılık davalıya toplamda 75.000 TL ödediğini, ancak davalının takibi sonlandırmadığı gibi haciz baskısı ile davacıdan taahhütname aldığını belirterek, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının borçlarına karşılık davalıya biri 35.000 TL, diğeri de 75.000TL bedelli olmak üzere iki senet verdiğini, her iki senedin de farklı dosyalarda takibe konulduğunu, davacının toplamda 75.000 TL ödeme yaptığını, ancak davacının her iki icra dosyasındaki toplam borcunun 129.000 TL olup, bakiye 54.000 TL borcu bulunduğunu, bu durumun da protokolde hükme bağlandığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen ilk karar, görev yönüyle Dairemizin 18.01.2016 tarihli 2015/3395 E. - 2016/267 K. sayılı kararı ile bozulmuş olup, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, 02/04/2013 günlü mutabakat gereği, taraflar arasındaki her iki icra takip dosyasının protokole konu edildiği, protokol gereğince davacı borçlu tarafından her iki icra takibine konu borcun kabul edildiği, 75.000 TL ödemeden sonra bakiye 54.000 TL borç kaldığı ve bu bakiye borcun da 03/06/2013 günü ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacı tarafça yapılan ödemelerden sonra davaya konu icra takip dosyasında kapak hesabının 100.468.57 TL olarak hesaplandığı, davacı borçlu tarafça icra takip dosyasına bakiye 68.190.22 TL ödenmiş olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine yapılan ... ... 15. İcra Müdürlüğünün 2013/6795 Esas sayılı takipten dolayı ödemeye dayalı menfi tespit davasıdır. Taraflar arasında davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine biri dava konusu ... ... 15. İcra Müdürlüğünün 2013/6795 Esas sayılı ve biri de dava konusu olmayan ... ...25. İcra Müdürlüğünün 2013/3816 Esas sayılı 2 adet takip bulunduğu, yine davacı tarafından davalıya 18.03.2013-30.04.2013 tarihleri arasında 4 parçada toplam 75.000,00 TL ödeme yapıldığı, ayrıca taraflar arasında borcun tasfiyesi bakımından 02.04.2013 tarihli bir protokol olduğu, bu protokol kapsamında yapılan ödemelerin kabul ve ikrar edildiği, bakiye borcun 54.000,00 TL olarak saptandığı, 54.000,00 TL"nin de 03.06.2013 tarihinde davacı tarafından ödenmesi kaydıyla her 2 takipteki bonoların davacı borçluya teslim edilip borcun böylece biteceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Ancak davacı borçlu 03.06.2013 tarihinde 54.000,00 TL ödeme yaptığını iddia etmeden 06.06.2013 tarihinde açtığı iş bu dava ile yaptığı toplam ödemenin dava konusu takip için olduğu iddiasıyla menfi tespit istemiştir. Davacı protokol gereğince 03.06.2013 tarihinde yapması gereken ödemeyi yapmadığı için protokol hükümsüz kalmıştır. Bu durumda mahkemece TBK 102. maddesinde açıklanan yöntemle davacının yaptığı ödemelerin hangi takibe ait olduğunun tespitini teminen konusunda uzman bir hesap bilirkişisine gerekli hesaplamalar yaptırılarak dava tarihi itibariyle davacının yaptığı ödemelerin dava konusu takipteki borcu ne oranda eksilttiği saptanıp davacının menfi tespit talebinin bu miktar üzerinden kabulü gerekir. TBK 100. maddesi gereğince hesaplama yapılırken ödemelerin öncelikle faizden mahsup edileceği açıktır. Hal böyle olunca mahkemece bilirkişi incelemesine gidilmeden her 2 takip dosyasındaki kapak hesaplarına göre sonuca gidilmesi doğru olmamış yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar lehine BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına takdiren 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin birinden alınarak yek diğerine verilmesine, peşin harçların istek halinde taraflara iadesine, 21/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.