Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.02.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya aidiyetin tespiti ile tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne dair verilen 26.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı G.. Y.. mirasçıları vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
Davacı, davalının paydaşı bulunduğu 456 parsel sayılı taşınmazın 350 m2 kısmını 15.10.1991 tarihli harici senetle 30.000 TL bedelle satın alarak ev yaptığını, evin değerinin zemin değerinden fazla olduğunu, davalının 2007 yılına kadar bir itirazı bulunmadığını ileri sürerek taşınmazın bu bölümünün tapu kaydının iptali ile adına tescilini veya evin davacıya ait olduğunun tespitini ve senetle ödenen 30.000 TL ile evin dava tarihindeki rayiç değerinin toplamının faiziyle birlikte davalıdan alınmasını istemiştir. Davalı, harici satış konusunda bilgisi bulunmadığını, satış senedindeki mühür ve imzanın kendisine ait olmadığını, davacının zor kullanarak taşınmazına ev yaptığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu iptali ve tescil istemi hüküm altına alınmış, davalının temyizi üzerine karar Dairemizin 20.11.2012 günlü ve 2012/10609-13331 sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazın ifrazının olanaklı olup olmadığı araştırılmadan tapu iptali ve tescil isteminin karara bağlandığı gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak ifrazın olanaklı olmadığının anlaşılması üzerine bozma sonrası yapılan ıslah doğrultusunda davalının hissesinden pay iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalının mirasçılarının vekili temyiz etmiştir. Dava tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istemlerine ilişkindir. Bozma ilamına uyulmuş ise de mahkemece bozma gereği yerine getirilmemiştir. HMK’nın 177. maddesi uyarınca ıslah ancak tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Bozma kararından sonra yapılan ıslah HMK’nun 177. maddesine aykırılık oluşturur. Bozma kararı sonrası yapılan yargılamada taşınmazın ifrazının mümkün olmadığı bildirildiğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken davacının bozma kararı sonrasında sunduğu ıslah dilekçesi dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.