MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı deve güreşleri sırasında yaralanan devesinin serbest veteriner hekim olarak çalışan davalı tarafından tedavi edildiğini, davalının küçük bir dikiş işlemi için deveye aşırı dozda narkoz ilacı verdiğini, bundan dolayı devede arazlar kaldığını ve bu arazların giderilmeyeceğini, pehlivan devenin bu haliyle güreşemeyeceğinin mahkemenin 2011/11 Değişik iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 79.479,20 TL maddi ve 5.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Somut olayda kararın hüküm kısmında sadece davanın reddine karar verildiği yazılıdır. Kararın gerekçe kısmında ise davanın hem Borçlar Kanununun 60.maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği hem de davalının kusurunun ve uygun illiyet bağının mevcut olmaması sebebiyle esastan reddine karar verildiği belirtilmiştir. Davanın hangi nedenle reddedildiğinin hüküm kısmında açıkça belirtilmesi gerekir. Davanın aynı hükümle hem usulden hem de esastan reddine karar verilemez. Bu husus, az yukarda açıklanan gerekçeli karar ve hüküm fıkrasının birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olup mahkemece, gerekçeli karar ile hüküm fıkrası arasındaki şüphe ve tereddüt giderilecek şekilde yeniden bir karar verilebilmesi için usul ve yasaya aykırı olan hükmün bozulması gerekir.
2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.