22. Hukuk Dairesi 2017/20707 E. , 2019/5708 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davalı şirketin asıl işveren olduğunu, kesme bağlama işini her sene ihale ederek alt işverenlere verdiğini, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 03.11.2009-29.02.2012 tarihleri arasında kesme bağlama işinde çalıştığını, işine haksız bir şekilde 29.02.2012 tarihinde son verildiğini, müvekkilinin iş akdinin haksız fesih üzerine ... 5. İş Mahkemesinin 2012/142 e. 2013/109 k. sayılı dosyası ile işe iade davası açtığını, Mahkemenin 05.03.2013 tarihinde işe iade kararı verdiğini, işe iade kararının Yargıtay tarafından onandığını, süresi içerisinde müracaat edilmesine rağmen müvekkilinin işe başlatılmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, bayram tatili çalışma ücret ile motosiklet masrafı ücre alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkil şirket arasında imzalanmış bir hizmet akdinin bulunmadığını, davalı şirketin işi ihale ile verdiğini, müvekkil kurumun bu davada taraf sıfatının bulunmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, müvekkil kurumun kesme bağlama işini ihale ile başka bir şirkete verdiğini, asıl işveren sayılamayacağını, davacının işe alınmasında veya işten çıkarılmasında müvekkil şirketin bir rolünün olmadığını, davacının çeşitli şirketlerde çalıştığını, davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkil şirket nezdinde bir alacağının bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe :
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçinin davalı işyerinde fazla çalışma yapıp yapmadığı, yapılmış ise işverence karşılığının ödenip ödenmediği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık beyanlarına göre davacının haftada 15,5 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir. Fazla çalışma ücret talebinin davalı işverene karşı dava açmış bulunan husumetli tanık beyanlarına göre hesaplanması hatalı olmuştur. Ancak davacı tanıklarından ... "ya ait ... 3.İş Mahkemesinin 2012/129 esas sayılı emsal nitelikteki dosyasında haftalık 5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmış, söz konusu karar Yargıtay (Kapatılan) 7.Hukuk Dairesinin 2014/16564 esas sayılı ilamı ile onanmıştır. Bu durumda, kesinleşmiş karar da dikkate alındığında aynı işyerinde aynı işi yapan çalışanlar açısından işyeri çalışma şartlarının aynı olmasının kabulü gerekeceği ve buna göre davacının da anılan emsal dosyadaki gibi fazla çalışma yaptığının kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.