13. Hukuk Dairesi 2012/28505 E. , 2013/11033 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı avukat müşavirlik ve danışmanlık hizmeti vermek için davalı şirketle 06.09.1999 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi imzaladıklarını ancak bu sözleşme gereğince hak ettiği ücretin ödenmediğini ve haksız azledildiğini ileri sürerek 6.125-TL (ve KDV’si ) müşavirlik ve danışmanlık ücretinin faiziyle davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar, azlin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemişler, karşı davalarında ise, davacı avukatın talimata aykırı davranarak icra takibi yapması nedeniyle zarar uğradıklarını ileri sürerek 7.000-TL’nin faiziyle tahsilini istemişlerdir.
Mahkemece, davanın ve karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı avukat davalı şirkete müşavirlik ve danışmanlık hizmeti vermek için 06.09.1999 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşme gereğince ücretinin ödenmediğini ve haksız azledildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı şirket ise danışmanlık hizmetini gerektirecek şekilde yoğun işlerinin olmadığını, danışmanlık hizmeti almadıklarını, böyle bir nedenle avukatlık sözleşmesi imzalamadıklarını, icra takipleri ve davalar nedeniyle davacı avukatla anlaştıklarını, sözleşmenin boş olarak imzalandığını, taraf ve ücret kısımlarının rızaları dışında sonradan avukat tarafından doldurulduğunu, icra takipleri ve dava dosyaları için verilen avansların yerinde kullanılmadığını, dosyalarla ilgili bilgi vermekten kaçınıldığını, birçok tahsilatın taraflarına ödenmediğini, talimatlara aykırı davranıldığını, azlin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Davalı şirket temsilcisi ..., 03.03.2005 tarihli oturumda avukatlık ücret sözleşmesi altındaki imzasını kabul etmiş, fakat iradeleri dışında sonradan doldurulduğunu iddia ederek tarafların imzasını içeren, ihtilaflı maddeleri boş halde bulunan ve kendisinde bulunduğunu ileri sürdüğü avukatlık ücret sözleşmesi suretini mahkemeye delil olarak sunmuştur. Ne var ki davacı avukat davalının sunduğu sözleşmedeki imzaya itiraz etmiştir. Mahkemece, davalı tarafça sunulan sözleşmede ücret kısımlarının bulunmadığı anlaşıldığından, sözleşmenin sonradan doldurulduğu kanaatine varılmış, başlangıçta boş olarak düzenlenen ve düzenlendiği sırada belli bir hukuki yardımı ve meblağı veyahut değeri içermeyen sözleşmenin geçersiz olduğu, bu sözleşme nedeniyle bir ücret talebinde bulunulamayacağı, icra ve dava dosyalarındaki özensizliği nedeniyle azlin haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Azlin haklı olduğuna ilişkin gerekçe yerindedir. Haklı azil halinde avukat ancak sonuçlandırdığı işlerden dolayı ücrete hak kazanır. Davacı avukatın davalı tarafından mahkemeye sunulan sözleşmedeki imzaya itirazı dikkate alınmamış, mahkemece bu iddia üzerinde durulmamıştır. Bu durumda, mahkemece davacının iddiası üzerinde durularak imza incelemesi yaptırılması, davalının sunmuş olduğu avukatlık ücret sözleşmesindeki imzanın davacı avukata ait olduğunun tespit edilmesi halinde davacının dayandığı 06.09.1999 tarihli sözleşmenin tarafların iradesine aykırı doldurulduğunun kabulü ile şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi, aksi halde sözleşmenin davalının rızası dışında doldurulduğunun ispat edilememesi nedeniyle davacı avukatın azil tarihinde bitirmiş olduğu işler için, bir başka ifadeyle bu tarihe kadar verdiğini ispat ettiği kanuni müşavirlik ve danışmanlık hizmeti nedeniyle vekalet ücreti isteyebileceği gözetilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafından temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.