20. Hukuk Dairesi 2014/3440 E. , 2014/6045 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ...Köyü 135 ada 34 parsel sayılı 11410 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden tarla niteliğiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir.Davacı Hazine, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.Mahkemece, davanın kabulüne ve taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.Hükmüne uyulan 20. Hukuk Dairesinin 23.01.2013 gün ve 9164 -169 sayılı bozma kararı özetle; "Mahkemece, dosyadaki idari tahkikat tutanağında çekişmeli taşınmazın kayıp ve yitik kişilerden kaldığının yazılı olduğu, yerel bilirkişilerce de taşınmazın bulunduğu...Mevkiinin tümüyle ...den kaldığının bildirildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de; taşınmazın sınırında 101 ada 1 parsel numaralı orman parseli bulunduğu halde, yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa kesinleşip kesinleşmediği araştırılmamış ve bu ihtimallerin olup olmamasına göre uzman bilirkişi tarafından taşınmazların ormanla ilişkisi belirlenmeden karar verilmiştir. Bunun yanısıra ziraat bilirkişi tarafından taşınmazların 10 - 15 yıldır kullanılmadığı ifade edilmişse de, davacı bu kullanmamanın iradi olmadığını, 1993 yılında köyde çıkan çatışmada aynı aşiretten birinin öldürülmesi nedeniyle köyü terk etmek zorunda kaldıklarını ifade etmesine rağmen, zilyedliğin terkinin iradi olup olmadığı tam olarak araştırılmamıştır. Hazine, taşınmazın kayıp ve yitik kişilerden kaldığı iddiasıyla dosyaya bir takım tapu kayıtları ve bunlara ait krokiler sunmuşsa da bu tapuların taşınmaza uymadığı belirlenmiştir. Hazine, aynı mevkideki bir çok taşınmaza aynı iddia ile dava açmıştır. Komşu parsellerin durumu, sözü edilen davalara konu olup olmadığı, davaların sonuçlanıp sonuçlanmadığı da araştırılmamıştır. Hazinenin dayandığı tapu kaydı uymasa dahi, taşınmazların zilyedlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı, kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı, zilyedlik terk edilmişse zorunlu mu yoksa iradi mi olduğu, terk zamanına kadar 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde öngörülen şartların oluşup oluşmadığı konularında yapılan araştırmalar yeterli değildir." denilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine, taşınmazın davalı adına tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Yörede orman kadastrosu yapılmamıştır.Hükmüne uyulan bozma ilâmına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli resmi belgelerin uygulanmasına dayalı araştırma incelemeye göre, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı, zilyedliğin iradi olarak terkedilmediği, 1993 yılına kadar, adlarına tespit yapılan davalılar lehine 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerinde yazılı zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu, Hazinenin tutunduğu tapu kayıtlarının taşınmaza uymadığı saptanarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığına göre, Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 03/06/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.