17. Hukuk Dairesi 2016/3711 E. , 2016/7939 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü, zorunlu trafik sigortacısı ve ZMSS poliçesini düzenleyen acentesi oldukları aracın, ışık ihlali yaparak davacıların murisine ait araca çarpmasıyla oluşan kazada aracın hasar gördüğünü, davacının 15.500,00 TL. ödeyip aracını tamir ettirdiğini belirterek 15.500,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, şirketleri nezdinde diğer davalı şirkete ait araca ilişkin olarak kaza tarihini kapsar ZMSS poliçesi bulunmadığını, zarardan sorumlu olmadıklarını belirterek davanın husumetten reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davalının sadece acente sıfatıyla poliçe düzenlediğini ve davacının zararından sorumlu olmadığını, davalıya husumet düşmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 15.500,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ... Ltd. Şti"den müştereken tahsiline; davalı ... ve ... hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle araç hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı tarafa ait aracın trafik sigortacısı olan sigorta şirketi ile sigorta poliçesini düzenleyen acentenin de zarardan sorumlu olduğu iddiası ile dava açmış; mahkeme tarafından, davalı ... şirketinin düzenlediği trafik sigorta poliçesinin, prim ödenmemesi nedeniyle iptal edilmiş olması nedeniyle, kaza tarihini kapsar geçerli bir poliçe bulunmadığı gerekçesiyle davalı sigortacı ve acentesi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dava tarihi ve davaya konu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nun 1299. maddesinde sigortacının sigorta tazminatını ödeme borcu düzenlenmiştir. Sigortacının tazminat ödeme borcunun doğabilmesi için, her şeyden önce geçerli bir sigorta poliçesinin bulunması ve rizikonun gerçekleştiği tarihte poliçenin yürürlükte olması gerekmektedir. Poliçeden doğan primin ödenmiş olması, poliçenin geçerliliği ve sigortacının sorumluluğu için ön şarttır. Bu durumda, kazaya karışan davalı aracının trafik sigorta poliçesine ilişkin primin davalı ... ya da acentesi olan davalılar tarafından tahsil edilip edilmediğinin usulünce araştırılması önem kazanmaktadır.
Davalı ... tarafından acentesi aracılığıyla düzenlenmiş olan trafik sigorta poliçesinin dosyaya sunulan örneği incelendiğinde, poliçe ilk sayfasının alt kısmında "primin peşin ödendiği, poliçenin makbuz hükmünde olduğu" ibaresinin yazılı olduğu görülmektedir.Ayrıca araç maliki olan davalı ... Ltd. Şti. yetkilisi tarafından, davalı ... ile uzun yıllardır sigorta ilişkilerinin bulunduğu, araç sigortasına ilişkin poliçe bedellerinin sigortacı tarafından kredi kartından otomatik olarak tahsil edildiği, davaya konu kazaya karışan araçlarının trafik sigorta poliçesinin iptal edildiğine dair davalı sigortacı tarafından bildirimde bulunulmadığı ifade edilmiştir. Anılan bu hususlar karşısında, poliçeden doğan primin davalı sigortacı tarafından tahsil edilip edilmediği, poliçe iptalinin sigortalıya tebliğ edilip edilmediği yeterince araştırılmadan eksik incelemeyle davalıların sorumlu olmadıklarının belirlenmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece, davalı ... ile bu şirket adına poliçe tanzim eden acentesi durumunda olan davalının ticari defterleri, muhasebe kayıtları üzerinde, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılması, davaya konu kazaya karışan araç için düzenlenen trafik
poliçesi nedeniyle önceye dayanan sözleşme ilişkisinin olup olmadığının ilişki varsa prim ödemelerinin ne şekilde yapıldığının ve somut olayda prim tahsilatı yapılıp yapılmadığının net şekilde tespitinden sonra, davalı ... ve acentesi olan davalının sorumluluklarının değerlendirilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle bu davalılar yönünden davanın reddine hükmedilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekli göz önünde bulundurulduğunda; davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Kabule göre ise; mahkeme kararının gerekçe kısmında, sorumluluğuna karar verilen davalıların zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu belirtilmiş olmasına rağmen; hüküm fıkrasında müştereken tahsile karar verilmesi, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratmış olup bu husus da HMK"nun 294/3. maddesine aykırı olduğundan doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 19.9.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.