22. Hukuk Dairesi 2016/24494 E. , 2016/24694 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ... . bünyesinde çalıştığı süre içerisinde, bazı yıllar hiç izin kullandırılmadığını, bazı yıllar ise eksik izin kullandırıldığını, sendika üyesi olduğunu belirterek toplu iş sözleşmesi gereği hesaplanacak izin ücreti alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının tüm yıllık izinlerini kulandığını, işten ayrılırken imzaladığı ikale protokolü ile hiçbir alacağı kalmadığını ve davalıyı ibra ettiğini belirttiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi hesaplaması doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 281. maddesinde; "Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.
Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, davalı tarafından sunulan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, davacının kullandığı yıllık izin süreleri ayrıntılı olarak açıklanmış ve bakiye izin ücreti alacağı kalmadığı belirtilmiştir. Davacı taraf ise, toplu iş sözleşmesinde düzenlenen mazeret ve sendikal izinlerin, kullanılan yıllık izin sürelerinin içerisinde değerlendirildiği, bazı dönemlerde dosyaya sunulan yıllık izin formlarının mükerrer değerlendirmeye alındığı gerekçesi ile hükme esas alınan bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. Mahkemece taraflarca ileri sürülen itirazlar karşılanmadan talep konusu alacak hüküm altına alınmıştır. Bu sebeple, itiraz konusu yapılan hususlarda aynı bilirkişiden ek rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.