17. Hukuk Dairesi 2016/6738 E. , 2016/7929 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davacı ..."in eşi, ... ve ..."in babaları Kadir Şahin"in 04/04/2013 tarihinde davalıya ait aracın çarpması sonucu gerçekleşen trafik kazasında hayatını kaybettiğini, kazanın oluşumunda müteveffanın kusuru bulunmadığını, meydana gelen kaza nedeniyle davacıların manevi olarak büyük bir acı yaşadığını; bu nedenlerle davacı eş ... için 60.000,00 TL, çoçukları ... ve ... için 40.000,00 TL"şer manevi tazminatın fazlaya ilişkin talep ve ek dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; manevi tazminat davasının kısmi dava olarak açılmasının hukuken olanaksız olduğunu, dava konusu olayda herhangi bir ticari işin söz konusu olmadığını, bu sebeple davacının temerrüt faizi isteminin yersiz olduğunu, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, araçta kazanın meydana gelmesine sebebiyet verecek aksaklık olmadığını ve eksiklik bulunmadığını, aracın sürücüsünün kusuru olmadığını, ilk kazayı yapan sürücünün asli kusurlu olduğu ve idarenin hizmet kusuru olduğunu, istihdam eden olarak da yükümlülüklerini yerine getirdiğini, bu sebeplerle davalı şirketin kusuru bulunmadığını, davacılar tarafından istenen manevi tazminat tutanın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 30.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere göre davalı vekilinin tüm ve davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.Belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için ayrı ayrı takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davacı vekilince temerrüt faizi olarak ticari faiz istenilmiş, ancak mahkemece yasal faize hükmedilmiştir. Oysa, zarara neden olan araç şirket adına kayıtlı olup ticari nitelikte kamyonet olduğundan, dava konusu haksız eylemin TTK.’nun 3.maddesi uyarınca ticari iş niteliğinde bulunmasına ve dava dilekçesinde avans faizi talep edilmesine rağmen, 6100 sayılı HMK’nin 26. maddesine (mülga 1086 sayılı HUMK"nin 74. maddesi) ve talebe aykırı biçimde yasal faize hükmedilmesi isabetli olmamıştır.
4-Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda; her bir davacı lehine hükmedilen manevi tazminat için kendisini vekille temsil ettiren lehine vekalet ücreti taktiri gerekirken toplam manevi tazminat miktarı üzerinden vekalet ücreti taktir edilmesi, her bir davacı yönünden de, reddedilen tazminat tutarı dikkate alınarak davalı yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerekirken, reddedilen toplam manevi tazminat miktarı üzerinden tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm ve davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2)(3)ve(4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.