14. Hukuk Dairesi 2020/1126 E. , 2020/7517 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08/12/2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21/11/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkili ile davalının 2896 ada 5 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduklarını, taşınmazda beş katlı bina bulunduğunu, 2005 yılında taraflar arasında imzalanan protokol gereği bodrum ve zemin katın davalıya, üstte yer alan üç katın müvekkiline ait olduğu hususunda anlaştıklarını, taşınmaz üzerindeki ortaklığın kat mülkiyeti kurularak aynen taksimi mümkün olmazsa satış yolu ile ortaklığın giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, taşınmaz üzerinde projeye uygun bina yapıldığını, bodrum ve dükkanın müvekkiline üç dairenin ise davacıya ait olacağına ilişkin taraflar arasında özel sözleşme bulunduğunu, bu protokole uygun olarak kat mülkiyeti kurulmak suretiyle ortaklığın giderilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulü ile, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekilinin temyiz etmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/07/2018 tarih ve 2017/3597 Esas, 2018/5143 Karar sayılı ilamıyla "dava konusu taşınmazda kaç bağımsız bölüm var ise belirlenerek taraflar arasındaki fiili taksim bulunduğundan öncelikle kat mülkiyetine geçişin sağlanması yolunda yargılama yapılması gerektiği" gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 2896 ada, 5 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine, satış bedelinden arsa bedelinin tapudaki hisseler oranında bina bedelinin bodrum ve zemin katın satış bedelinin davalıya, 1, 2 ve 3. katın satış bedelinin davacıya verilmek suretiyle paylaştırılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda kat mülkiyeti kurulamadığından ve taşınmazın aynen taksimi de mümkün olmadığından, ortaklığın satış yoluyla giderilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; taraflar arasında 12.07.2005 tarihinde imzalanan protokol içeriğine göre bağımsız bölümlerin hangi paydaşa ait olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesatlara isabet ettiğinin her bir bağımsız bölüme ilişkin yüzdelik oran kurularak belirlenmesi, satış bedelinin bu oranlar esas alınarak dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi gerekirken infazı mümkün olmayacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 19.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.