Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1275
Karar No: 2014/6011

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/1275 Esas 2014/6011 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/1275 E.  ,  2014/6011 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükme yönelik temyiz itirazları hakkında; Dairemizin 19/09/2013 gün ve 2013/3053 - 2013/8146 sayılı ilâmıyla red-bozma kararı verilmiş, süresi içinde ... ve arkadaşları vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı ..., 07/09/2007 havale tarihli dilekçesiyle; davalılar ile kök murislerinin müşterek olduğunu ve davalılar ile aralarında taksim yapıldığını ve taksime konu taşınmazların taksime uygun şekilde kullanıldığını, ancak yörede 2004-2005 yıllarında yapılan genel arazi kadastrosunda adına tesbit edilen ... İlçesi, ... Köyünde bulunan 242, 389 ve 630 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümünün taksime uygun belirlenmediğini, bu taşınmazların yüzölçümlerinin eksik ölçüldüğünü ve eksik ölçülen yerlerin davalılara ait taşınmazlara dahil edildiğini iddia ederek davalılara ait parsellere dahil edilen taşınmaz bölümlerinin adına tesbit edilen parsellere eklenmesi istemiyle dava açmıştır. Hazine ise, 04.05.2011 havale tarihli dilekçesiyle dava konusu edilen yerlerin öncesinin orman olduğu iddiasıyla, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle davaya katılmıştır.Mahkemece; davacının davanın kısmen kabulüne ve 08.10.2010 günlü fen bilirkişi krokisinde 388 nolu parselin (D) harfi ile gösterilen 499,48 m², 386 nolu parselin (F) harfi ile gösterilen 134,39 m²; 385 nolu parselin (G) harfi ile gösterilen 680,25 m²; 387 nolu parselin (E) harfi ile gösterilen 84,21 m² ve 241 nolu parselin (H) harfi ile gösterilen 4472,95 m² yüzölçümündeki bölümlerinin tapu kayıtlarının iptaliyle bu bölümlerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, dahili davalılar Hazine ve Orman Yönetimi aleyhine açılan davanın reddine, 628 ve 629 sayılı parseller yönünden açtığı davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine ve Orman Yönetimi ile Kiraz Tefek, ... ve ...’in temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19/01/2012 gün ve 2011/13059 - 2012/363 sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Yapılan incelemede; gerekçeli kararın 2 numaralı bendinde; “Dahili davalılar Hazine ve Orman Yönetimi aleyhine açılan davanın reddine,” dendiği halde, yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda oluşturulan kısa kararda bu konuda karar verilmediği anlaşılmıştır. Oysa, kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bozma nedeni oluşturur (İ.B.B.G.K. 10.04.1992 t, 1991/7 E. – 1992/4 K.). Kabule göre de; Hazinenin karşı davası hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı]na değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davacının davasının kısmen kabul ile, dosyada mevcut 08/10/2010 havale tarihli fen bilirkişi raporu eki krokide sarı renk ile ve (D) harfi ile gösterilen dava konusu 388 parsele ait 499,48 m² yüzölçümündeki kısmının, dava konusu 386 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporu eki krokide (F) harfi ve yeşil renk ile gösterilen 134,39 m² yüzölçümündeki kısmının, dava konusu 385 parsel sayılı taşınmazın krokide (G) harfi ile ve sarı renk ile boyanarak gösterilen 680,25 m² yüzölçümündeki kısmının, dava konusu 387 parselin krokide mavi renk ve (E) harfi ile gösterilen 84,21 m² yüzölçümündeki kısmının, dava konusu 241 parselin krokide (H) harfi ile ve kırmızı renk ile boyanarak gösterilen 4.472,95 m² yüzölçümündeki kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, dahili davalılar ... ve Orman Yönetimi aleyhine açılan davanın reddine, davacının dava konusu Mersin İli, Gülnar İlçesi, Korucuk Köyünde kain 628 ve 629 parsel sayılı taşınmazlar yönünden açtığı davasının pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, karşı dava yönünden Hazinenin davasının reddine karar verilmiştir. Davalı ... Yönetimi ve davalı gerçek kişilerin temyizi üzerine, Dairece, 19/09/2013 gün ve 2013/3053 - 2013/8146 sayılı kararla, Orman Yönetiminin temyiz itirazları hakkında, mahkemenin ara kararıyla Orman Yönetiminin davaya dahil ettirilmesi, Yönetime taraf sıfatı kazandırmadığı belirtilerek Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin reddine, davalı gerçek kişiler vekilinin temyiz itirazları yönünden ise hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davalı gerçek kişiler vekili, 21/11/2013 havale tarihli karar düzeltme istemli dilekçesinde özetle; keşif sırasında ne yerel bilirkişiler ne de tanıkların davacının iddiasını doğrulamadıkları, yerel mahkemece davacı gerçek kişinin ispatlanamayan iddialarına göre hazırlanan ifraz krokisinin hükme esas alındığı iddiasıyla Dairenin onama kararının düzeltilmesini istemiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanılarak, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü süre içinde açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak yapılan raporu hazırlayan fen bilirkişi Mehmet Akdeniz, 18/10/2010 tarihli raporunda; raporuna ekli krokide (D, E, F, G ve H) harfleriyle gösterdiği kabule konu taşınmaz bölümlerinin ifrazını tarafların yer göstermelerine göre yaptığını beyan etmiştir. Ancak, mahkemece 01/10/2010 tarihinde yapılan keşifte görev alan yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanları birbiriyle uyumlu değildir. Mahkemece, beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmediği gibi, alınan beyanların hangi taşınmaz veya taşınmaz bölümleri hakkında olduğu da keşif tutanağına yansıtılamamıştır. Buna göre, fen bilirkişinin kimin veya kimlerin beyanını esas alarak ifraz krokisini hazırladığı dosya kapsamından belli değildir. Bundan başka, mahkemenin gerekçeli kararında da kabule konu taşınmaz bölümlerinin ifrazının kim veya kimlerin beyanı esas alınarak yapıldığı hususu da açıklanmamıştır. Ayrıca, yine keşif sırasında yerel ve tarafların gösterdiği tanıkların beyanları da, denetime olanak verecek şekilde ve usulüne uygun alınmadığı için temyiz ve karar düzeltme incelemesine konu olan ve fen bilirkişi krokisinde (D, E, F, G ve H) harfleriyle gösterilen bölümlerin taksimle kime düştüğü, taksimden sonra bu bölümlerin davacı mı yoksa davalılar tarafından mı kullanıldığı da keşif tutanağına yansıtılan bilgilerden anlaşılamamaktadır. Özetle, mahkemece yapılan keşif uygulaması ve fen bilirkişi raporu, kabule konu taşınmaz bölümlerinin taksimle kime düştüğü ve halen kimin tarafından kullanıldığı ve fen bilirkişinin ifraz krokisini neye göre hazırlandığı hususlarında denetime imkan vermemektedir.
    O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, taşınmazları iyi bilen elverdiğince yaşlı, tarafsız, yerel bilirkişiler, tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar, tutanak bilirkişilerinin tümü ile bir harita mühendisi veya bulunamadığı takdirde bir fen bilirkişi hazır olduğu halde, dava konusu taşınmazların başında yeniden keşif yapılmalı, fen bilirkişi Mehmet Akdeniz’in dosya arasında bulunan 18/10/2010 tarihli raporuna ekli krokide (D, E, F, G ve H) harfleriyle gösterdiği taşınmaz bölümleri zeminde uzman bilirkişi yardımıyla tespit edilip yerel ve tutanak bilirkişileri ile taraf tanıklarına gösterilmeli, davacı adına tesbit edilen 389 sayılı parsel ile
    davalılar tesbit edilen 385, 386, 387 ve 388 sayılı parseller arasında, zeminde yapay ya da doğal sınır bulunup bulunmadığı, yapay ve doğal sınır varsa fen bilirkişi krokisinde (D, E, F ve G) harfleriyle gösterilen bölümlerin davalı adına tesbit edilen 389 sayılı parsel içinde mi yoksa davalılar adına tesbit edilen 385, 386, 387 ve 388 sayılı parseller içinde mi olup olmadığı belirlenmeli, 389 ile 385, 386, 387, 388 sayılı parseller arasında yer alan krokide (D, E, F ve G) harfleriyle gösterilen bölümler ile davalılar Mustafa Kızı ... ile Kiraz Güleç adına tesbit edilen 101 ada 241 sayılı parsel içinde yer alan krokide (H) harfi ile gösterilen bölüm tek tek, yerel ve tutanak bilirkişileri ile taraf tanıklarından sorularak, bu bölümlerin taksimle kime düştüğü, yine bu bölümlerin taksimden sonra ve halen kimin tarafından kullanıldığı hususlarında beyanları alınmalı, alınan beyanlar arasında çelişki doğması halinde bu çelişkiler giderilmeye çalışılmalı ve uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan veren ayrıntılı gerekçeli ve krokili rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir
    Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece yapılan keşif uygulaması ve hükme dayanak alınan fen bilirkişinin ifraz krokisi denetime elverişsiz olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde onandığı anlaşıldığından, davalı ... ve arkadaşları vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... ve arkadaşları vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 19/09/2013 gün ve 2013/3053 - 2013/8146 sayılı red-onama kararının, yerel mahkeme hükmünün gerçek kişilerin temyizinin ONANMASINA yönelik bölümü KALDIRILARAK, 21/11/2012 gün ve 2012/104 - 2012/145 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kişilerin yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 02/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi