Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3769
Karar No: 2014/6006

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/3769 Esas 2014/6006 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/3769 E.  ,  2014/6006 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi birleşen dosya davacısı ... ve müdahil davacı Orman Yönetimi vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında, ... İlçesi, ... Beldesi, 3249 parsel sayılı 459,44 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve davacı ... lehine kullanım şerhi ile birlikte “A=184,47 m² yüzölçümündeki bölümü eylemli orman haline dönüşmüştür” yönünde şerh verilerek Hazine adına tarla niteliğiyle tesbit edilmiş ve 12/08/2011 ila 12/09/2011 tarihleri arasında ilân edilmiştir. Yörede 1995 yılında 2924 sayılı Kanun uyarınca yapılan kadastro sırasında ... Beldesi 1917 parsel sayılı 4200,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine "2/B madde ve dava dışı ... lehine kullanım" şerhi verilerek Hazine adına zeytinli tarla niteliğiyle tespit edilmiştir. Söz konusu parsel 2009-2010 yıllarında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 2009/15 sayılı genelgesi doğrultusunda güncellemeye tabi tutulmuş ve 1917 sayılı parselin 176,25 m² yüzölçümündeki bölümü yola terk edilmiş, geriye kalan bölüm ise 2877, 2878 ve 2879 parsel sayılarıyla üç parçaya ifraz edilerek tescil bildirimi düzenlenmek suretiyle 30/092010 gün ve 13975 yevmiye numarasıyla Tapu Siciline tescilleri yapılmış, buna göre 2877 sayılı parselde davacı ..., 2878 parselde birleşen dosya davacısı ... lehlerine kullanım şerhi verilmiş, 2879 parsel de ise kullanım şerhi verilmemiştir. Davacı ... vekili, 09/09/2011 havale tarihli dilekçesiyle, ... Beldesi, 2878, 2879 ve 3249 sayılı parsellerin tapu kaydının beyanlar hanesine müvekkili lehine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Daha sonra 02/11/2012 tarihli celsede davacı ...’ın davadan feragate yetkili vekili Av. ... tarafından 2879 ve 3249 sayılı parseller hakkında açılan davalardan feragat edildiği imzalı beyan ile bildirilmiştir.
    Mahkemenin birleşen 2011/253 esas sayılı dosyasının davacısı ... vekili 12/09/2011 havale tarihli dilekçesiyle, ... Beldesi 3249 sayılı parselin uzun yıllardır müvekkili tarafından kullandığı ve taşınmaz eylemli orman olmadığı iddiasıyla tapu kaydının beyanlar hanesinde yer alan davalı ... lehine verilen kullanım şerhi ile yine beyanlar hanesinde yer alan “A=184,47 m² yüzölçümündeki bölümünün eylemli orman haline dönüşmüştür” yönündeki şerhlerin silinmesi istemiyle dava açmıştır.Mahkemenin birleşen 2011/256 esas sayılı dosyasının davacısı ... vekili 12/09/2011 havale tarihli dilekçesiyle, ... Beldesi 2877 ve 2879 parsellerin bitişiğinde yer alan ve krokide deniz olarak nitelendirilen alanın müvekkili tarafından kullanıldığını, ancak, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan çalışma sırasında bu alanın çalışma dışı bırakıldığını ve bu yerin uzun yıllardır müvekkilinin kullanımında olduğunu belirterek, paftasında “Deniz” olarak bırakılan yerin çalışma dışı bırakılmasına dair itirazlarının kabulü talebiyle dava açmıştır.
    Müdahil davacı Orman Yönetimi, 21/02/2013 havale tarihli harçlı dilekçesiyle, ... Beldesi 2877, 2878, 2879 ve 3249 sayılı parsellerin orman vasfıyla tescili talebiyle davaya katılmıştır.
    Mahkemece, H.M.K.’nun 166. maddesi gereğince davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, birleşen dosyaların davacısı ...’un açtığı davaların reddine, davacı ...’ın davasının kısmen kabulüne, müdahil davacı Orman Yönetiminin 2878 ve 3249 sayılı parsellere yönelik davasının kısmen kabulüne, 2879 sayılı parsele yönelik davasının reddine ve 2877 sayılı parsele yönelik davasının da mahkemenin görevsizliğine, 2877 ile 2879 sayılı parsellerin güncelleme tespitleri gibi tapuya tescillerine, 2878 sayılı parselin güncelleme tespitinin iptali ile 20/11/2012 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A1) ile gösterilen 991,97 m² yüzölçümündeki bölümün 2878 sayılı parselden ifrazı ile son parsel sayısıyla orman vasfıyla Hazine adına tesciline, beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesine, ifrazdan geriye kalan ve aynı krokide (B1) harfi ile gösterilen 681,40 m² yüzölçümündeki bölümün 2878 parsel sayısı ve tarla vasfıyla beyanlar hanesine “Taşınmaz 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılmıştır, taşınmaz ...’ın kullanımındadır” şerhi verilerek Hazine adına tapuya tesciline, 3249 sayılı parselin aynı krokide (A) harfi ile gösterilen 184,47 m² yüzölçümündeki bölümün 3249 parselden ifrazı ile son parsel sayısı ve orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesine, ifrazdan geriye kalan ve aynı krokide (B2) ile gösterilen bölümün 3249 parsel sayısı ve tarla vasfıyla beyanlar hanesine “Taşınmaz 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılmıştır, taşınmaz ...’ın kullanımındadır” şerhi verilerek Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm birleşen dosya davacısı ... ve müdahil davacı Orman Yönetimi vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçelerindeki açıklamaya göre davalar, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 28.05.1945 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 03.03.1978 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 16.12.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
    1-) Davacı ... ile davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin 3249 sayılı parsele yönelik temyiz itirazları yönünden;
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmaz Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış yerlerden olup, bu niteliği itirazsız kesinleştiğine ve özellikle keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen bölümünün eylemli biçimde orman olduğu, (B2) ile gösterilen bölümün ise orman olmadığı ve bu bölümün fiili kullanıcısının ... olduğu saptandığına ve davacı ...’un taşınmaz üzerine hiçbir kullanımının bulunmadığı gibi, taşınmazın krokide (B2) ile gösterilen bölümü üzerinde lehine kullanım şerhi verilen ...’ın taşınmazı kiracı sıfatıyla kullandığını da ispatlayamadığı anlaşıldığına göre, davacı ...’un 3249 sayılı parselin
    tamamına, davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin 3249 sayılı parselin krokide (B2) ile gösterilen bölümüne yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile 3249 sayılı parsel hakkındaki usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-) Davalı Hazinenin 2877 sayılı parsele yönelik temyiz itirazları hakkında;
    Müdahil davacı Orman Yönetimi, 21/02/2013 havale tarihli harçlı dilekçesiyle, ... Beldesi 2877, 2878, 2879 ve 3249 sayılı parsellerin orman vasfıyla tescili talebiyle davaya katılmıştır.
    Mahkemece de, 2877 sayılı parsel hakkında Orman Yönetiminin açtığı asli müdahale davasının süresinde açılmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Ne var ki, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; Önceden açılan ve dava konusu edilen hak üzerinde müstakilen hakkı olduğunu ileri sürerek başka bir ifade ile bağımsız hakkını ileri sürerek istekte bulunan kişinin asli müdahilliği söz konusudur. Yoksa dava konusunu dışında kalan bir hakkın asli müdahale yolu ile dava konusu edilmesine yasal açıdan imkan yoktur. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun asli müdahaleyi düzenleyen 65.maddesinde de "bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden 3. kişinin" davaya müdahil olabileceği öngörülmüştür.Somut olayda da; davacılar ... ve ... tarafından 2877 sayılı parsel dava konusu yapılmamış, ancak, asli müdahil Orman Yönetimi görülen somut davanın konusu olmayan 2877 sayılı parsel yönünden asli müdahale talebinde bulunmuştur. Buna göre, Orman Yönetiminin 2877 sayılı parsel yönünden davaya asli müdahale talebinde bulunması 6100 Sayılı HMK"nun asli müdahaleyi düzenleyen 65.maddesine aykırı olduğundan Orman Yönetiminin 2877 sayılı parsele yönelik müdahale talebinin reddi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olmuştur.
    3-) Davacı ...’un fen bilirkişi krokisinde (C ve C1) ile gösterilen taşınmazlara yönelik, yine davacı ...’un 2878 sayılı parsel ile davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin 2878 ve 2879 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazlarına gelince; Yörede 3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen) Ek 4. maddesi gereğince yapılan kulanım kadastrosu sırasında davacı ... tarafından dava edilen ve bilirkişi krokisinde (C ve C1) ile gösterilen taşınmazlar hakkında kullanım kadastro tutanağı düzenlenmediği, mahkemece mahallinde yapılan keşif ve uygulama ile belirlenmiştir. Yine 2878 ve 2879 parsellerin yörede 1995 yılında 2924 sayılı Kanun uyarınca yapılan kadastro sırasında ... Beldesi 1917 parsel sayısı ile tespit ve tescil edildikleri, yörede 3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen) Ek 4. maddesi gereğince yapılan güncelleme çalışması sırasında 2877, 2878 ve 2879 parsel sayılarıyla üç parçaya ifraz edilerek tescil bildirimi düzenlenmek suretiyle 30/09/2010 gün ve 13975 yevmiye numarasıyla Tapu Siciline tescilleri yapıldığı ve bu taşınmazlar haklarında 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince kullanım kadastro tutanağı düzenlenmediği gibi, güncelleme ile yapılan ifrazında askı ilânına çıkmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin 4. fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemede görülmesi gerekir. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Görev, kamu düzenine ilişkin olup istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi zorunludur. Hal böyle olunca, mahkemece, fen bilirkişi krokisinde (C ve C1) ile gösterilen taşınmazlar ile 2878 ve 2879 sayılı parseller hakkında mahkemenin görevsizliğine ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğuna karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: 1-) Yukarıda 1 numaralı bentte gösterilen nedenler ile davacı ...’un 3249 sayılı parselin tamamına, davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin 3249 sayılı parselin krokide (B2) ile gösterilen bölümüne yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile 3249 sayılı parsel hakkında kurulan usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
    2-) 2 numaralı bentte gösterilen nedenler ile davalı Hazinenin 2877 sayılı parsele yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 2877 sayılı parsel hakkında kurulan hükmün BOZULMASINA,
    3-) 3 numaralı bentte gösterilen nedenler ile davacı ...’un fen bilirkişi krokisinde (C ve C1) ile gösterilen taşınmazlara yönelik, yine davacı ...’un 2878 sayılı parsel ile davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin 2878 ve 2879 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile fen bilirkişi krokisinde (C ve C1) ile gösterilen taşınmazlar ile 2878 ve 2879 sayılı parseller hakkında kurulan hükümlerin BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 02/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi