20. Hukuk Dairesi 2014/3770 E. , 2014/6005 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-davalı ... ile davalı-davacı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ...Köyü, 171 ada 2 parsel sayılı 1860,36 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ahır ve tarla niteliğiyle ve beyanlar hanesine “ahırın 15,66 m²’si orman tahdidi içerisinde kalmaktadır” yönünden şerh ile birlikte ... adına tesbit edilmiştir.
Davacı ... vekili, 10/04/2006 havale tarihli dilekçesiyle, müvekkiline ait ...Köyü boyalı mevkiinde bulunan yaklaşık 12000,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın 1860,36 m² yüzölçümündeki bölümün 171 ada 2 parsel sayısıyla müvekkili adına tespit edildiğini, geri kalan kısmın ise orman adına kaydedilmek üzere askıya çıkarılmadığını belirterek, 171 ada 2 sayılı parselin eksik ölçülen bölümünün orman olan kaydının iptali ve bu bölümün müvekkili adına tescili istemiyle dava açmıştır. Birleşen dosya davacısı Hazine vekili ise, 10/04/2006 havale tarihli dilekçesiyle; dava konusu ... Köyü, 171 ada 2 sayılı parselin Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan, zilyetlik yoluyla iktisap edilemeyen yerlerden olduğu iddiasıyla ... adına yapılan tespitin iptali ile taşınmazın Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, 1086 sayılı H.M.U.K.’nun 45. maddesi gereğince davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda; davacı ...’in dava ettiği yerin 1949 yılında kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, birleşen dosya davacısı Hazinenin 171 ada 2 sayılı parsele yönelik davası yönünden ise, 171 ada 2 sayılı parselin çevresindeki 171 ada 1 sayılı parsel ile birlikte orman içi açıklık niteliğinde olduğu gerekçesiyle, Hazinenin açtığı davanın kabulüne ve dava konusu...Köyü, 171 ada 2 sayılı parselin kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm asıl dosya davacısı-birleşen dosya davalısı ... vekili ile birleşen dosya davacısı-asıl dosya davalısı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçelerindeki açıklamaya göre davalar, orman kadastro ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp, 11/09/1949 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu vardır.
1-) Davacı ...’in davaya konu ettiği ve bilirkişi raporuna ekli krokide yeşil renk ile gösterilen 16987,23 m² yüzölçümündeki taşınmaza yönelik davacı ... ve davalı Hazinenin temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, bilirkişi raporuna ekli krokide yeşil renk ile taralı olarak gösterilen 16987,23 m² yüzölçümündeki taşınmazın 1949 yılında kesinleşmiş olan orman tahdidi içinde kaldığı ve bu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği anlaşıldığına göre, mahkemece bu taşınmaz hakkında açılanda davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığından bahisle görevsizlik kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, yine Hazine vekilinin görevsizlik kararı nedeniyle lehlerine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğine dair temyiz itirazının ise, 6100 sayılı HMK"nun 331/2 maddesinin “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum eder.” hükmü gözetildiğinde yerinde olmadığı anlaşıldığından, bilirkişi raporuna ekli krokide yeşil renk ile gösterilen 16987,23 m² yüzölçümündeki taşınmaza yönelik davacı ... ve davalı Hazine vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile bu bölüm yönünden kurulan hükmün onanması gerekmiştir.
2-) Davacı (karşı davalı) Hazine vekili ile davalı (karşı davacı) ... vekilinin 171 ada 2 sayılı parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, dava konusu 171 ada 2 sayılı parselin 6831 sayılı Kanunun 17/2 maddesine göre orman içi açıklık niteliğinde olduğu gerekçesiyle, davacı Hazinenin davasının kabulü denilerek taşınmazın davalı kişi adına yapılan kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın orman niteliğiyle tapuya tesciline karar verilmiştir. Hazine ve davalı kişi vekilleri taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı gerekçesiyle hükmü temyiz etmişlerdir.
Uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu saptanmıştır. Ayrıca çekişmeli taşınmaza kuzey yönünden komşu olan 171 ada 1 sayılı parselin gerçek kişiler adına itirazsız kesinleştiği, yine çekişmeli taşınmazın güney yönünden ise Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan 2/B madde kapsamında kalan taşınmaz ile komşu olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Buna göre, taşınmazın dört tarafı orman alanı ile çevrili olmadığından, mahkemenin dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2 maddesi kapsamında orman içi açıklık olduğu yönündeki kabulünde isabet bulunmamaktadır.Taşınmazın mülkiyetine yönelik Hazine ve davalı kişi arasındaki uyuşmazlığa gelince ise; Mahkemece davalı tarafın tutunduğu K.Sani 309 tarih ve 14 sıra numaralı tapu kaydı tedavülleri ile birlikte dosyaya getirtilmemiş, tapu kaydının uygulamasına ilişkin yerel bilirkişi sözleri soyut ve gerekçesiz, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen rapor ve eki haritalar keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan vermemekte ve ayrıca yöntemince zilyetlik araştırması da yapılmamıştır. Bu şekilde yetersiz araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilemez O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle davalı gerçek kişinin tutunduğu tapu kaydı ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmeli, kayda dayanan tarafın kayıt maliki ya da malikleri ile akdi, irsi ilişkisi saptandığı takdirde dayanılan kaydın dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmaz ile revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlara komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita ile komşu taşınmazların tespit tutanakları varsa dayanakları kayıtlar Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmeli, daha sonra yöreyi iyi bilen yerel ve bir ziraat ile bir fen uzman bilirkişileri, tutanak bilirkişilerinin tümü, taraf tanıkları ile taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, dayanılan tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı, fen bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, tapu kaydının hudutlarının mahalli bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davalı kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı ve murisleri yönünden de aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, taraf tapusunun uygulaması ve zilyetlik araştırması birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde taşınmazın orman niteliğiyle tesciline karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1-) Yukarıda 1 numaralı bentte gösterilen nedenler ile davacı (karşı davalı) ... ve davalı (karşı davacı) Hazine vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile bilirkişi raporuna ekli krokide yeşil renk ile gösterilen 16987,23 m² yüzölçümündeki taşınmaz hakkında kurulan usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2-) Yukarıda 2 numaralı bentte gösterilen nedenler ile davacı (karşı davalı) Hazine ile davalı (karşı davacı) ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile 171 ada 2 sayılı parsel hakkında kurulan hükmün BOZULMASINA 02/06/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.