![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2018/294
Karar No: 2020/72
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/294 Esas 2020/72 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 20. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 368-407
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ..."nın, TCK"nın 188/3, 62, 52/2-4, 53, 54, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis ve 15.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna, müsadereye, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 20.10.2015 tarihli ve 23-255 sayılı hükmün, sanık ve müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 20. Ceza Dairesince 21.03.2016 tarih ve 186-1564 sayı ile;
"Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içerisindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan mahkûmiyet kararı verilen sanık ...’nın soyut beyanları dışında aleyhine delil bulunmadığı aşamada, sanık ... ile telefonla konuştuğunu, eşya teslim etmek istediğini ve cezaevinde ziyarete gittiğini söyleyerek ayrıntılı beyan ve savunmasıyla suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardımda bulunan sanık hakkında TCK"nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- İzmir Kriminal Polis Laboratuvarınca alınan tanık numunenin de müsaderesi konusunda karar verilmemesi,
3- Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
(1) numaralı bozma nedeni yönünden direnme kararı veren Yerel Mahkeme ise 18.05.2016 tarih ve 126-129 sayı ile; "...Sanık ..."nın atılı suçu işlediğine, 19.03.2015 tarihli celsede bu suçtan hükümlü ... ..."un "paraya ihtiyacım vardı, İzmir"li arkadaşım ... bana Bursa"dan İzmir"e uyuşturucu hap götürür müsün, götürsen sana 1000 Euro veririm" dediği, kendisinin de bunu kabul ederek Bursa"da ... ile buluştukları, uyuşturucu maddelerin bulunduğu çantayı ..."in kendisine teslim ettiği, önce o, arkada kendisi farklı araçlarla İzmir yönüne hareket ettikleri, 0544 ... nolu telefonu kullandığı, yolda telefon ile görüştükleri" yönündeki beyanı, aynı celsede ... müdafiinin sanık ..."in bir önceki celse duruşma salonunun önünde beklediği, ayrıca cezaevinde de müvekkilini ziyaret ettiği yönündeki açıklayıcı ifadesi, Bursa - İzmir yolu boyunca bu suçtan hükümlü ..."nın kullanmış olduğu 0543 789 ... telefonla sanık ..."in kullanmış olduğu 0544 ... numaralı telefonla sürekli görüşme yaptıklarına ve yakın takipte olduklarına dair HTS kayıtları ve sinyal bilgileri, 08.09.2015 gün sayılı celsede tanıklar ... ... ile Semih ..."un, eş ya da babalarının sorgu için adliyeye getirildiği sırada sanık ..."in gelerek "benim adımı verme, sana ve ailene ekonomik olarak destek çıkarım" dediği, sanık ... ile birlikte cezaevine eş ya da babalarını ziyarete gittikleri yönündeki beyanları ve sanık ..."in bu suçtan hükümlü ..."yı cezaevinde ziyaret ettiğine dair ceza infaz kurumu tarafından bildirilen cevabi yazısına istinaden mahkûmiyet hükmü tesis edilmiş olup aksine bozma ilamında belirtildiği şekilde sanığın, ... ile telefonla konuştuğu ve eşya teslim etmek istediği, cezaevine onu ziyarete gittiği yönündeki kabulü hiç bir şekilde hükme esas alınmamıştır. Kaldı ki, sanık ile ..."nın farklı araçlarla Bursa"dan İzmir"e hareket ettikleri, yol boyunca birbirlerini takip ettikleri ve telefonla konuştukları bu suçtan hükümlü ..."nın beyanları ve TİB"den gelen sinyal bilgilerini içerir HTS kayıtları ile sabittir. Aslında sanığın bu yöndeki kabulü, maddi delil ile kanıtlanmış bir hususun uyuşturucu madde ile ilgisinin olmadığını açıklama istediğindendir. Yoksa suçu kabul anlamında değildir. Yine sanığın bu suçtan hükümlü ..."yı cezaevinde ziyaret ettiği yönündeki beyanı, bir durumun ilk kez açıklanması değil hükümlü ... müdafiinin beyanları doğrultusunda ilgili CİK yazısı ile sabit olup bu yöndeki beyanların kabulü suçun sübutu için etkili değildir.
TCK" nın 192/3 maddesi; "Bu suçtan haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail ile suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza yardımın niteliğine göre 1/4"den 1/2"ye kadar indirilir." şeklinde olup yukarıda yapılan değerlendirmeye göre sanık ..."nın suçunun ortaya çıkmasını sağlayan kişi bu suçtan hükümlü ... ..."dur. Nitekim onun hakkında maddedeki etkin pişmanlık hükmü uygulanmış olup sanık ..."in hiç bir şekilde üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği, varsa diğer suç ortaklarının adını vermediği, ele geçirilen uyuşturucu madde dışında başkaca uyuşturucu madde yapmadığı, kabul ettiği hususların maddi delillerle ve tanık beyanlarıyla kanıtlanmış hususların uyuşturucu maddeye ilişkin olmadığını açıklamaya matuf olduğu, dolayısıyla hiç bir şekilde suçun ortaya çıkmasına yardım etmediği, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı" şeklindeki gerekçeyle direnerek, sanığın önceki hüküm gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.
Bu hükmün sanık ve müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.09.2016 tarih ve 276718 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 1232-1142 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiştir.
Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünü "...direnme kararında bozma nedenlerinin tartışılmış olması, ilk kararda yer almayan daire denetiminden geçmemiş bulunan sanık ... hakkında etkin pişmanlık hükükmlerini uygulanmamasına ilişkin yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurulması, şeklen direnme gibi görünse de özde yeni karar niteliğinde olduğundan, direnme kararının bozmaya eylemli uyma olarak..." kabul ederek dosyayı inceleyen Yargıtay 20. Ceza Dairesince 13.10.2017 tarih ve 82-5097 sayı ile;
"...Hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet kararı verilen diğer sanık ... ..."un soyut beyanları ile bu sanığın eşi ... ve oğlu Semih"in ..."yı kurtarmaya dönük taraflı sayılabilecek beyanları dışında aleyhine mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığı aşamada, tevilli beyan ve savunmasıyla suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardımda bulunduğu anlaşıldığından, sanık hakkında TCK"nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiği hâlde önceki kararda direnme kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 29.11.2017 tarih ve 368-407 sayı ile; "...Olayda hakkındaki hüküm kesinleşen ... ..."un 19.03.2015 tarihli duruşmadaki ifadesinde "Bu uyuşturucu maddelerin ..."ya ait olduğunu, 1000 Euro karşılığında bunları Bursa"dan İzmir"e getirdiğini, ... ile ayrı araçlarda önlü arkalı olarak İzmir"e geldiklerini, ..."in adliyede ve cezaevinde kendisini ziyarete geldiğini, yolda ... ile telefonla sık sık görüştüklerini" belirttiği, mahkemece ... hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, ... hakkında yapılan soruşturma sırasında Cumhuriyet savcısı tarafından 06.04.2015 tarihinde cezaevine yazı yazılarak ..."nın ... ..."u ziyaretine ilişkin görüşme kayıtlarının istenip aynı gün temin edildiği, sanık ..."nın 21.04.2015 tarihinde Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde alınan ifadesinde bu suçla ilgisinin bulunmadığını söylediği, ..."nın hakkındaki beyanları ve cezaevi ziyaretine ilişkin resmi kayıtlar okunup sorulduğunda bu kez "arabasını tamir ettirmek için İzmir"e geldiğini, ..."nın ailesine yardımcı olmak ve şirket hesap işlerini konuşmak için ..."yı ziyarete gittiğini" beyan ettiği, mahkemede 30.06.2015 tarihli ifadesinde bu suçla ilgisinin bulunmadığını belirttiği, hakkındaki beyanlar, cezaevi ziyaret kayıtları, telefon görüşme kayıt ve sinyal bilgileri okunup sorulduğunda "..."yla 3-4 yıldır arkadaş olduklarını, zaman zaman telefonla görüştüklerini, arızalanan arabasını tamir için olay günü İzmir"e getirdiğini, o amaçla ... ile arka arkaya gittiklerini, yolda mola vermek ve benzin almak amacıyla telefon görüşmeleri yaptıklarını, ailesine yardımcı olma ve şirket işlerini konuşmak için ziyarete gittiğini" belirttiği, 08.09.2015 tarihli duruşmada Semih ... ve ... Doğantimurun beyanlarında "..."nın ..."ya kendisinin ismini vermemesi karşılığında ekonomik yardımda bulunmayı vaad ettiğini" söylemeleri üzerine sanık ..."in bu beyanların doğru olmadığını, senaryo olduğunu söylediği görülmektedir.
Sanık ..."nın bu suça karıştığına ilişkin hiçbir kabul ve beyanı yoktur. Sanık ..."in kendisine isnat edilen suçun meydana çıkmasına hizmet ve yardım niteliğinde herhangi bir beyan veya eylemi yoktur. Sanık ..."in bu suça iştiraki ..."nın beyanları, tanık beyanları, olay tutanağı, telefon görüşme kayıt ve sinyal bilgileri, cezaevi görüş kayıtları ve dosya kapsamından anlaşılmış olup, sanık ..."in resmi kayıtlarla sabit olan ve kendisine okunan cezaevi ziyaretlerini, telefon görüşmelerini kabul etmesi suçunun açığa çıkmasına etkili ve yararlı olmadığı gibi suçunun açığa çıkmasına hizmet ve yardım niteliğinde de değildir.
Sanık ..."nın suçunun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım niteliğinde bir beyan ve eyleminin bulunmadığı, aksine sanığın suçu işlediğine delil teşkil eden telefon görüşme kayıt ve sinyal bilgileri ile cezaevi ziyaret kayıtlarını suçtan kurtulmak için başka nedene bağladığı, olayda TCK"nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık koşullarının oluşmadığı" şeklindeki gerekçeyle direnerek, sanığın önceki hüküm gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.02.2018 tarihli ve 73926 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 20. Ceza Dairesince 26.04.2018 tarih ve 1421-2095 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme dışı sanık ... ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilen sanık hakkında TCK"nın 192. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
27.12.2014 tarihli olay, tespit, fiziki takip, yakalama ve el koyma tutanağına göre; yapılan istihbarat çalışmalarında, 27.12.2014 tarihinde İstanbul’dan İzmir’e yüklü miktarda extacy tablet getirildiği, sevkiyatın harf ve rakam grubu alınamayan 34 plaka sayılı bir araçla yapıldığı, kimlik bilgileri tesptit edilemeyen şahıs veya şahısların bahsi geçen araç ile Bornova ilçesi 4. Sanayii civarında bulundukları bilgilerinin elde edilmesi üzerine Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne bağlı ekiplerin belirtilen bölgede saat 15.00 itibarıyla tespit çalışmalarına başladıkları, saat 16.30 sıralarında Bornova ilçesi EVKA-3 yerleşim merkezinde bulunan minibüs son duraklarının karşısında, park hâlinde ve içerisi boş olan, ...plaka sayılı Toyota marka aracı gören görevlilerin, bahsi geçen araç olabileceğini değerlendirerek gerekli tedbirleri aldıktan sonra aracın kullanıcısının gelmesini bekledikleri, saat 16.55 sıralarında minibüs son durakları içerisinde faaliyet gösteren çay ocağı içerisinden çıkan erkek bir şahsın araca binip hareket ettiğinin görevlilerce görülmesi üzerine aracın takibine başlanıldığı, 4. Sanayii içerisindeki 129/14. Sokağa girmesi sonrasında yolun bitmesi nedeniyle mecburi olarak sağa dönüş yapıp patika yola çıkan araç ve içindeki şahıs hakkında şüphelerin artması nedeniyle yakın takibe geçildiği, patika yola giriş sırasında sol ön şoför camından dışarıya bir poşet atıldığının, sonrasında bulunduğu yerden sağa dönüp 129/12. Sokağa giriş yaparak kaçmaya başladığının görülmesi üzerine aracın iki ekip tarafından girdiği sokakta sıkıştırılmak suretiyle saat 17.00 sıralarında durdurulduğu, araç içerisinde bir kişi bulunduğunun ve yapılan kimlik tespitinde ... ... olduğunun tespit edilmesinin ardından attığı görülen poşetin kontrol edilmesi amacıyla yaklaşık 150-200 metre geride bulunan bölgeye gidildiğinde sarı renkli ESSELUNGA ibareli poşetin görüldüğü, yapılan incelemede 15 adet ayrı şeffaf poşette 14677 adet, daralı ağırlığı 4400 gram gelen, pembe renkli, bir yüzünde çizgi diğer yüzünde melek amblemi bulunan hapların, yakalanan ... ...’un olay yerinde yapılan üst yoklamasında ise montunun sağ cebinde sigara jelatin kâğıdına sarılı poşette ele geçen haplar ile aynı özellikte (1) adet tablet ile pembe renkli toz hâlinde maddenin ele geçirildiği,
İzmir Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 31.12.2014 tarihli uzmanlık raporuna göre; net 0,2 gram pembe renkli toz maddenin 0,068 gram AMFETAMİN ve MDMA, net 0,3 gram pembe renkli (1) adet tabletin 0,06 gram AMFETAMİN ve MDMA, net 4374,1 gram (14677 adet) pembe renkli tabletlerin ise 874,82 gram AMFETAMİN ve MDMA etken maddesi içerdikleri,
İnceleme dışı sanık ...’nın 19.03.2015 tarihli oturumda alınan savunmasında, sanık ... ile birlikte suç konusu uyarıcı tabletleri naklettiklerini ve bu şahsın ilk celseye de geldiğini beyan etmesi üzerine, ...’nın ilk celseye gelenler arasında olup olmadığı, cezaevinde tutuklu olarak bulunan incelme dışı sanık ...’yı ziyaret edip etmediği, ...’nın kullandığı beyan edilen 0544 ... numaralı GSM hattının suç tarihlerindeki görüşme kayıtları ve baz istasyon bilgilerinin araştırılarak adı geçen hakkında suç duyurusunuda bulunulmasına, ayrıca inceleme dışı sanık ...’nın kullandığı 0543 789 ... GSM hattına ait 26.12.2014 ve 27.12.2014 tarihlerindeki baz istasyonlarını da gösteren görüşme kayıtlarının istenilmesi karar verildiği,
20.03.2015 tarihli suç duyurusu üzerine, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 06.04.2015 tarihli müzekkere ile ...’nın inceleme dışı sanık ...’yı ziyaret edip etmediğinin ceza infaz kurumundan sorulduğu, aynı tarihli yazı cevabında inceleme dışı sanık ...’ya ait ziyaret bilgilerini içerir kayıtların gönderildiği,
Yerel Mahkemece 13.05.2015 tarihli müzekkere ile; inceleme dışı sanık ... ...’un ziyaretçilerinin tespiti ile ... tarafından ziyaret edilip edilmediğinin, edilmişse gün ve saatlerinin, varsa kamera kayıtlarının araştırılıp CD’ye aktarılarak gönderilmesinin istenilmesi üzerine, ceza infaz kurumunca 14.04.2015 tarihli yazı ile kurumda kamera sistemi bulunmadığından görüntülerin sisteme aktarılmasına imkan olmadığının ve inceleme dışı sanık ...’ya ait ziyaret bilgilerini içerir kayıtların ekte sunulduğunun bildirildiği,
İnceleme dışı sanık ... ...’a ait ziyaret bilgilerini içeren kayıtlar incelendiğinde;
İnceleme dışı sanık ... ...’u 30.12.2014 tarihinde ilk ziyaret edenin, 01.04.2015 düzenleme tarihli vekaletnameye istinaden sanık ...’nın vekili olan ... olduğu,
Sanık ...’nın inceleme dışı sanık ...’yı 27.01.2015, 02.02.2015 ve 02.03.2015 tarihlerinde ziyaret ettiği, 27.01.2015 tarihi saat 13.04’de gerçekleşen ziyaret sırasında sanık ... ile birlikte Mehmet...Oran isimli şahsın, 02.02.2015 tarihi saat 13.14’de ile 02.03.2015 tarihi saat 13.01’de gerçekleşen ziyaretler sırasında sanık ... ile birlikte Semih ... ve ... ... isimli şahısların inceleme dışı sanık ...’yı ziyaret ettikleri, 02.02.2015 tarihi saat 13.14’de gerçekleşen ziyaret sırasında Servet Haşlak’ın da ziyaret edenler arasında olduğu, Mehmet...Oran isimli şahsın ayrıca, 13.01.2015, 20.01.2015, 10.02.2015 ve 24.03.2015 tarihlerinde de inceleme dışı sanık ... ...’u cezaevinde ziyaret ettiği,
Eşi ... ... adına kayıtlı olan ancak yapılan üst aramasında inceleme dışı sanık ...’nın üzerinde ele geçen telefona takılı bulunan ve kendi beyanına göre de kullandığını söylediği 0543 789 ... GSM hattına ait 26.12.2014 ve 27.12.2014 tarihlerindeki baz istasyonlarını da gösteren görüşme kayıtlarının, mahkemece TİB’e yazılan 20.03.2015 tarihli müzekkere ile istenildiği, söz konusu kayıtları içeren CD’nin 06.04.2015 tarihinde gönderildiği ve 10.04.2015 tarihinde dosyaya konulduğu,
Söz konusu CD içeriğinde yer alan kayıtlar incelendiğinde;
İnceleme dışı sanık ...’nın kullandığı 0543 789 ... numaralı GSM hattı ile sanık ... adına kayıtlı 0544 ... GSM numaralı hat arasında 10 defa görüşme kaydı bulunduğu,
İnceleme dışı sanık ...’nın kullandığı 0543 789 ... numaralı GSM hattının, sanık ...’e ait 0544 ... GSM hattı ile yaptığı görüşmeler sırasında; 26.12.2014 tarihi saat 12.30 itibarıyla Sultanbeyli/İstanbul, saat 13.22 itibarıyla Gebze/Kocaeli, saat 13.56 itibarıyla Körfez/Kocaeli, saat 17.21 itibarıyla Gebze/Kocaeli, saat 21.41 itibarıyla Kadıköy/İstanbul, 27.12.2014 tarihi saat 08.04 itibarıyla Osmangazi/Bursa, saat 09.19 itibarıyla Karacabey/Bursa, saat 15.00, 15.47 ve 16.02 itibarıyla da Bornova/İzmir’den sinyal bilgisi verdiği, diğer kişiler ile yaptığı görüşmeler itibarıyla 27.12.2015 tarihinde Bursa’da olduğu anlaşılan inceleme dışı sanık ...’nın aynı gün Balıkesir ve Manisa üzerinden İzmir’e geldiği, inceleme dışı sanık ... ile sanık ... arasında gerçekleşen görüşmelerden, sanık ...’in 26.12.2014 tarihinde ve 27.12.2014 tarihi sabahında Bursa’da 27.12.2014 tarihi saat 15:00 itibarıyla da Bornova/İzmir’de olduğu, inceleme dışı sanık ... ile sanık ... arasında 27.12.2014 tarihinde saat 15.47 ve 16.02’de gerçekleşen görüşmeler sırasında her iki sanığa ait baz istasyon sinyal bilgilerinin “...” olarak görüldüğü,
İnceleme dışı sanık ... ...’un görüştüğü şahıslardan birisinin de 0553 454 41 42 numaralı GSM hattı adına kayıtlı görülen Cihad Oran olduğu, inceleme dışı sanık ...’nın bu kişi ile 26.12.2014 tarihi 13.41, 19.40 ve 19.41 ile 27.12.2014 tarihi 09.24, 10.27, 14.07 ve 18.31’de olmak üzere toplam (7) defa görüştüğü, İzmir iline geldiğinde ilk görüştüğü şahsın da Cihad Oran olduğu, baz istasyon bilgilerinden adı geçenin tüm görüşmeler sırasında İzmir’de bulunduğu,
İnceleme dışı sanık ... ...’un, 26.12.2014 tarihi saat 12.27’de İtalya ülkesine ait bir numaradan arandığı,
İnceleme dışı sanık ... ...’un, 0232 463 81 56 numaralı sabit telefon numarasından 27.12.2014 tarihinde saat 17.56 ve 17.57’de “0” saniye aranma kaydının bulunduğu, söz konusu numaranın “Atlanta Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi” adına kayıtlı görüldüğü,
İnceleme dışı sanık ... ...’un üst arama tutanağında iş adresi olarak “Atlanta Uluslararası TIR Firması, Alsancak/İzmir” adresini iş adresi olarak verdiği, üzerinde ele geçen telefon ve bu telefona takılı GSM hattı dışında (4) adet sim kart daha bulunduğu,
Dosyaya sunulan 35 ZT 574 (çekici) ile 35 YV 570 (römork) araçlarına ait Uluslararası Motorlu Taşıt Sigorta Kartlarında, sigortalı veya sigorta ettiren olarak “Atlanta Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi”nin görüldüğü,
...plaka sayılı, Toyota marka, Corolla S/D 1.4 tipi, 2007 model, gri renkli otomobilin ... ... adına kayıtlı olduğu,
Suç konusu uyarıcı tabletlerin bulunduğu materyaller üzerinde yapılan incelemede herhangi bir vücut izi tespit edilemediği,
Anlaşılmaktadır.
Tanık Semih ...; babası olan inceleme dışı sanık ...’nın yakalanması sonrasında annesi ... ile birlikte adliyeye geldiklerinde sanık ... ile karşılaştıklarını, öncesinde kendisini tanımadığını, babasının sorgusundan sonra kendisi ile koridorda konuşma imkanı bulduğunu, bu sırada sanık ... babasına "Benim adımı verme, sana ve ailene ekonomik olarak destek çıkarım" gibi sözler söylediğini, babasının tutuklanıp cezaevine girmesinden sonra da sanık ... ile birlikte cezaevine görüşe gittiklerini, orada da sanık ...’in babasına ismini vermemesini söyleyip para yardımında bulunacağını ifade ettiğini, yine evlerine gelen sanığın “Babanız benim adımı vermesin, şu anda ekonomik olarak müsait değilim, ancak ileride size para yardımında bulanacağım” dediğini, ancak herhangi bir yardımda bulunmadığını,
Tanık ... ...; sanık ...’yı eşi olan inceleme dışı sanık ...’nın arkadaşı olarak evlerine geldiğinden dolayı tanıdığını, bir süre eşinden haber alamayınca birlikte yola çıktıklarını bildiği sanık ..."i aradığını, sorduğunda sanık ...’in eşinin nerede olduğunu bilmediğini söylediğini, bir süre sonra ise polisin araması ile eşinin yakalandığını öğrendiğini, sanık ... ile telefon görüşmeleri yaptıktan sonra ilk uçakla İzmir"e gelip adliye önünde buluşmaya karar verdiklerini, bu şekilde kendisiyle buluştuklarını, oğlu olan Semih ile birlikte eşi olan inceleme dışı sanık ...’nın sorguya getirilmesini beklediklerini, eşinin yanlarında olup olmadığını hatırlamadığını bir sırada sanık ...’in gelip "eşin benim adımı vermesin, ben size ekonomik olarak bakarım, eşine en iyi avukatları tutacağım" şeklinde sözler söylediğini, ayrıca iki kez sanık ... ile birlikte eşini ziyarete gittiklerini, sanığın aynı sözleri burada eşi olan inceleme dışı sanığa da söylediğini, evlerine ziyarete geldiğinde yine kendisinin adının verilmemesini, kendilerine bakacağını söylediğini,
İnceleme dışı sanık ... ...’un soruşturmada; emekli olduğunu, ek gelir sağlamak amacıyla uluslararası TIR şoförlüğü yaptığını, 26.12.2014 tarihinde İstanbul’da TIR parkında bulunduğu sırada yanına gelen açık kimlik bilgilerini bilmediği görmesi hâlinde tanıyabileceği iki şahsın 1000 Avro karşılığında ellerinde bulunan 15.000 adet uyarıcı tableti İzmir’e götürmeyi teklif ettiklerini, kabul ettiğini, tabletlerin bulunduğu çantayı teslim alıp ikamet ettiği İzmit’e doğru aynı gün saat 15.00 sıralarında yola çıktığını, o gece evinde kaldığını, 27.12.2014 tarihi saat 06.00 sıralarında ...plaka sayılı aracı ile İzmir’e hareket ettiğini, aynı gün 14.00 sıralarında Bornova ilçesindeki 4. Sanayii civarına gelip aracını minibüs durakları önüne park ederek çay ocağına oturduğunu, tabletleri burada teslim edeceğini, teslim alacak kişilerin araç plakasını bildiklerini, beklemeye başladığını, teslimatı yapacağı kişileri tanımadığını ve kendisinde telefon numaralarının da olmadığını, bu sırada sivil polis olduklarını değerlendirdiği bazı şahısların aracın etrafında dolaştığını fark ettiğini, aracın içerisinde bulunan tabletleri atıp kurtulmak amacıyla aracının yanına gelip hareket etmesinin ardından takip edildiğini anladığını, takip sırasında tabletleri araçtan attığını, daha sonra yakalandığını, attığı tabletlerin görevlilerce bulunduğunu, üzerinde de aynı poşetten aldığı tabletlerin ele geçtiğini beyan etmiş, mahkemede ise farklı olarak; şeker hastası olması nedeniyle tır şoförlüğü yapamadığını, cezaevinde bulunan damadının çocuklarına kendisinin baktığını, paraya ihtiyacı olduğunu, İzmir"li arkadaşı sanık ...’nın kendisine 1000 Avro karşılığında Bursa"dan İzmir"e uyuşturucu hap götürmeyi teklif ettiğini, Bursa’da buluşmalarından bir gün öncesinde kendisinin İzmit’te olduğunu, sanığı arayarak “Yarın Bursa"da buluşalım” dediğini, daha sonra sanık ...’in kamyonunu yüklemek için İstanbul’a gittiğini, yüklediği kamyonu gemiyle İtalya’ya gönderip İzmit’e döndüğünü, ertesi gün Bursa"da buluşarak çantayı sanıktan teslim aldığını, sanık ... önde kendisi arkada olacak şekilde İzmir"e hareket ettiklerini, Bornova"da Süleyman isimli bir kişinin kendilerini karşılayacağını, bir süre park halinde beklediklerini, Süleyman’ın gelip sanık ... ile konuştuğunu, haplardan 4 adet numune istediğini, Süleyman ve sanık ...’in bulundukları yerden ayrıldıklarını, kendisinin beklediğini, pişman olması nedeniyle aracıyla hareket edip sanayii içinde duvar dibine içerisinde hapların olduğu çantayı attığını, sanık ..."e telefon açıp pişman olduğunu ve çantayı attığı yeri haber vermek isterken görevlilerce yakalandığını, sanık ...’in yakalanırsan sana yardımcı oluruz demesi nedeniyle ilk aşamada ismini vermediğini, avukatının etkin pişmanlıktan yararlanabilmesi için doğruları söylemesi gerektiğini belirtmesi üzerine adını verdiğini, sanık ... ile dört yıldır tanıştıklarını, olay günü de art arda yola çıktıklarını, 0544 ... numaralı GSM hattını kullanan sanıkla olay günü de bu numara üzerinden konuştuklarını, İstanbul"dayken telefonla görüştüğü Seyfettin Biler’in balıkçı arkadaşı, ...’ın damadının kardeşi, ...’nın ise İstanbul"dan yük aldıkları yerin müdürü olduğunu, ayrıca şirketi de arayıp cumartesi günü ... ile beraber geleceklerini haber verdiğini, cezaevine girdiğinde sanık ..., TIR şoförü olan Ahmet isimli arkadaşı ile şirket sahibini görüşmeci olarak yazdırdığını,
Beyan ettikleri,
Sanık soruşturmada; Bursa’da ikamet ettiğini, işleri nedeniyle sık sık İzmir’e gelip gittiğini, geldiğinde de annesi ve kardeşinin ikameti olan Bornova’da kaldığını, 35 yıldır TIR şoförlüğü yaptığını, kendisine ait TIR’ı olduğunu, kendisi gibi TIR şoförü olan inceleme dışı sanık ...’yı tanıdığını, İzmit’te ikamet ettiğini, ...’nın emekli olmasından sonra kendisine iş teklif ettiğini, birlikte römork alacaklarını, kendisine ait TIR ile 5-6 ay kadar önce birlikte iş de yaptıklarını, İtalya’ya gittiklerini, sonra ...’nın kendisini aramadığını, birlikte iş yaptıkları süreçte ...’ya ait takım çantası gibi bir takım eşyanın kendisinde kaldığını, daha sonra ...’nın kendisini aradığı bir gün eşyasının kaldığını söyleyip ilerde yine birlikte iş yapıp yapamayacaklarını sorup konuşmak istediğini belirterek Bursa’ya geldiğini, kendisinin arızalı aracını İzmir’e getireceğini söylediğini, ...’nın eşyasının bulunduğu TIR’ın da İzmir’de bulunan şirket merkezinde olması nedeniyle ...’nın “Ben de seninle geleyim, eşyamı alayım” dediğini, hem şirketteki alacak-verecek işlerini düzeltme hem de ...’nın eşyasını alma amacıyla yola çıktıklarını, kendisine otobüsle gelebileceğini söylediğini, ancak ...’nın kendi aracıyla gelmek istediğini, tampon tampona İzmir’e geldiklerini, aracının tamiri için sanayiye geldiğini, ...’nın da yanında olduğunu, çay içtikleri sırada ...’nın yorgun olduğunu söyleyip yatacağım diyerek araca gittiğini ve yattığını, sonra araçla bulunduğu çay ocağı karşısına geldiğini, çay söylediğini, daha çayını içmeden hızla aracına binerek uzaklaştığını, arkasından siyah camlı bir aracın takip ettiğini, ne olduğunu anlamadığını, aradıysa da ulaşamadığını, o gün yakalandığını da eşinden öğrendiğini, ...’nın uyuşturucu getirdiğinden haberinin olmadığını, çantayı verenin kendisi olmadığını, ... ile ailecek tanıştığından ve ailesinin İzmir’i bilmediğinden onları cezaevine getirdiğini, kendisinin de ziyaret ettiğini, oğlunun duruşması olduğunu söylemesi nedeniyle adliyeye de geldiğini, amacının ...’nın ailesine yardımcı olmak olduğunu, ayrıca aynı firmada çalışmaları nedeniyle cezaevine şirket hesaplarını konuşmak amacıyla da gittiğini, yanında patronları olan...Bey’in de olduğunu, onun da ...’yı ziyaret ettiğini, hakkındaki suçlamayı kabul etmediğini beyan etmiş, mahkemede; ...’yı 3-4 yıldır tanıdığını, suç tarihine yakın dönemlerde aynı şirkette çalıştıklarını, aynı şirkette kamyonları olduğundan İzmir"deki şirket adresinde kendisiyle yüz yüze görüştüğünü, telefonla da sürekli görüştüklerini, aralarında bir husumet bulunmadığını, uyuşturucuları verenin kendisi olduğunu söylemesinin nedenini bilemediğini, üç dört yıldır Bursa"da ikamet ettiğini, Bursa"da hiç araba tamiratı konusunda tanıdığı olmadığından aracını İzmir’e tamir için getirdiğini, birlikte ve art arda yola çıktıklarını, o gün telefonla ... ile görüştüğünü, Susurluk"ta “Mola verelim mi” diye aradığını, bir seferinde “Benzin alalım mı” diye sormak için, bir kez Karacabey Kavşağında gördüğü TIR’ı göstermek için, Akhisar ile Manisa arasında yine benzin almak için aradığını, ayrıca sohbet etmek için de aramış olabileceğini, ... yakalandıktan sonra aradığını ancak ulaşamadığını, aynı gün saat 22.00-23.00 arasında ailesinin arayıp ..."ya ulaşamadıklarını söyleyerek nerede olduğunu bilip bilmediğini sorduklarını, kendisinin de ulaşamadığını söylediğini, yarım saat sonra ailesinin kendisini tekrar arayıp polisin arayarak ..."nın yakalandığını söyleyip “Gelin aracı size teslim edelim” dediklerini, İzmir’i bilmediklerinden kendisinin yardımcı olmasını istediklerini, ailesi ile adliyede buluştuklarını, kendisine arabayı teslim aldıklarını söylediklerini, ..."nın uyuşturucu maddeden yakalandığını da orada öğrendiğini, şahıs olarak uluslararası taşıma belgesi alınamaması, bu belgenin ancak araçların şirket adına olması durumunda verilmesi nedeniyle ...’nın aldığı kamyonun şirket adına yapıldığını, borçları dolayısıyla da şirket adına senetler düzenlendiğini, tutuklandığı için borçları ödeyemediğini, alacaklıların da şirketten borcu alma yoluna gittiklerini, ...’ya aracılık ettiğinden şirketin kendisini sıkıştırdığını, ... ve ailesi ile görüştüğünü, kendisinden önce de ..."yı şirket sahibinin ziyaret ettiğini, kendisinin de ...’yı cezaevinde eşi ve oğlu ile birlikte ve patronları...Bey’le ziyaret ettiğini, uyuşturucu madde ile ilgisinin olmadığını savunmuştur.
Uyuşmazlık konusunda isabetli bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi bakımından, konuya ilişkin yasal düzenlemelerin incelenmesinde yarar bulunmaktadır.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma suçları 5237 sayılı TCK’nın “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının, “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü bölümünün 188 ve 191. maddelerinde, bu suçlara ilişkin etkin pişmanlık düzenlemesi 192. maddesinde hüküm altına alınmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun uyuşturucu veya uyarıcı madde imâl ve ticareti ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçlarında etkin pişmanlığı düzenleyen 192. maddesinin suç tarihinde yürürlükte bulunan hâli;
“(1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
(4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz.” hükmünü içermektedir.
Maddenin gerekçesinde de; “Maddede, uyuşturucu veya uyarıcı maddelere ilişkin suçlar bakımından özel bir pişmanlık hâli düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti suçlarına ilişkin etkin pişmanlık hâli düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre etkin pişmanlığın soruşturma başlamadan önce gösterilmesi gerekir. Etkin pişmanlık için, kişinin, diğer suç ortakları ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerler hakkında bilgi vermesi ve verilen bilginin, suç ortaklarının yakalanmasını ya da uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması gerekir. Bu düzenlemede, etkin pişmanlık cezanın ortadan kaldırılmasını sağlayan bir şahsî sebep olarak kabul edilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçu ile ilgili olarak etkin pişmanlık hâli düzenlenmiştir. Burada da etkin pişmanlığın soruşturma başlamadan önce gösterilmesi gerekir. Etkin pişmanlık için, kişinin, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiği hususunda soruşturma makamlarına bilgi vererek, suçluların yakalanmalarını ya da uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırması gerekir. Bu koşullar altında etkin pişmanlık gösteren kişi hakkında cezaya hükmolunmaması kabul edilmiştir.
Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti ya da kullanmak için satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması suçları ile ilgili olarak soruşturma başladıktan sonra, etkin pişmanlık göstererek suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek cezada indirim yapılması öngörülmüştür. Ancak, bu bilgi vermenin gönüllü olması gerekir. Etkin pişmanlıktan yararlanabilmek için, bunun en geç hüküm verilmeden önce gerçekleşmesi gerekir.
Maddenin dördüncü fıkrasında, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi açısından özel bir etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlamadan önce resmî makamlara başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezalandırılmaz” açıklamalarına yer verilmiştir.
5237 sayılı TCK’da “etkin pişmanlık” başlığı altında yapılan düzenlemede, eylem suç olmaktan çıkmamakta, duyulan pişmanlık ve eylemin sonuçlarının bir kısmının bertaraf edilmesi nedeniyle faile ceza verilmemek veya verilecek cezadan indirim yapılmak suretiyle cezayı kaldıran ya da azaltan bir durum söz konusu olmaktadır.
Uyuşturucu madde suçları, tehlike suçu olup korunan hukuki yarar genel kamu esenliğidir. Bu nedenle kanun koyucu, uyuşturucu madde ticareti yapan faillerin kimliklerinin ya da uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı yerin bu suçu işleyen failler tarafından bildirilmesi hâlinde, faillerin veya suça konu maddelerin ele geçirilmesine, dolayısıyla genel kamu esenliğini korumaya yönelik olarak uyuşturucu madde ticareti yapma suçuyla mücadeleye katkıda bulunan suç faillerine verilecek cezadan indirim yapılmasını öngörmüştür. Nitekim bu husus Ceza Genel Kurulunun 22.10.1990 tarihli ve 231-250, 20.12.1993 tarihli ve 301-338, 16.05.2000 tarihli ve 72-106 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu suçlarla ilgili uygulamada en çok karşılaşılan hâl olan, sanığın eylemi yetkili mercii tarafından haber alındıktan sonra etkin pişmanlıkta bulunmasına ilişkin 5237 sayılı TCK"nın 192. maddesinin 3. fıkrası üzerinde durulmalıdır. Buna göre; uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti eylemine iştirak etmiş olan veya kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kimsenin, suçun işlendiğinin resmî makamlar tarafından haber alınmasından sonra, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmesi verilen cezadan indirim nedeni olup, etkin pişmanlığın bu hâli aynı maddenin 1 ve 2. fıkralarında düzenlenen cezasızlık halinden zaman itibarıyla ayrılmaktadır. Cezasızlık durumunda resmî makamlar tarafından haber alınmadan önce ihbar ve yardım yapılması gerekirken, 3. fıkrada düzenlenen ve indirim nedeni olarak kabul edilen etkin pişmanlıkta resmi makamlarca haber alınmasından sonra işbirliği aranmaktadır.
Yerleşmiş yargısal kararlar ve öğretide yer alan baskın görüşlere göre, 5237 sayılı TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkrasında yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gereklidir:
1- Fail 5237 sayılı TCK"nın 188 ve 191. maddelerinde düzenlenen suçlardan birini işlemiş olmalıdır.
2- Hizmet ve yardım bizzat fail tarafından yapılmalıdır.
3- Hizmet ve yardım soruşturma ya da kovuşturma makamlarına yapılmalıdır.
4- Hizmet ve yardım, suçun resmi makamlar tarafından haber alınmasından sonra, ancak mahkemece hüküm verilmeden önce gerçekleşmelidir. 5271 sayılı CMK’nın 158. maddesinde gösterilen, bir suç hakkında soruşturma yapmakla yetkili olan adli ve idari merciler, Adalet ve İçişleri Bakanlıkları, savcılıklar, emniyet ve jandarma teşkilatı, suçları savcılıklara iletmekle yükümlü olan vali ve kaymakamlıklar, elçilikler ve konsolosluklar resmi makamlar kapsamında değerlendirilmelidir.
5- Fail kendi suçunun ya da bir başkasının suçunun ortaya çıkmasına önemli ölçüde katkı sağlamalı, bilgi aktarımı ile suçun meydana çıkmasına ya da diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmelidir.
6- Failin verdiği bilgiler doğru, yapılan hizmet ve yardım sonuca etkili ve yararlı olmalıdır.
Etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi açısından, uygulamada en çok tereddüt yaşanan 5 ve 6. bentlerinde yer alan şartların gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmalıdır. Failin etkin pişmanlık nedeniyle indirimden yararlanabilmesi için kendi suçunun ortaya çıkmasına ya da suç ortaklarının yakalanmasına yardım ve hizmet etmiş olması gerekmektedir.
Maddede belirtilen “Suç ortakları” kavramı geniş yorumlanmalı, sadece TCK"nın 37, 38 ve 39. maddeleri anlamında suça iştirak edenler değil, uyuşturucu madde suçuna katılan ya da başka bir uyuşturucu madde ile ilgili suç işleyen herhangi bir kimse olarak anlaşılmalıdır. "Yakalanması" sözcüğü de, "suç ortaklarının yakalanması ya da kim olduğunun belirlenmesi" olarak kabul edilmelidir. Failin indirimden yararlanabilmesi için; suç ortağının veya uyuşturucu maddeyi satın aldığı ya da sattığı kişinin veya başka bir uyuşturucu madde suçunu işleyen şahsın yakalanmasına, kim olduğunun belirlenmesine katkıda bulunmasının yanı sıra ortaya çıkartılan suçun failin işlediği suça eşdeğer veya daha ağır bir suç olması gerekmektedir. Failin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için hem suçun meydana çıkmasına hem de fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmesine gerek yoktur. Bunlardan birinin yapılması yeterlidir. Maddede yer alan “ve” bağlacının “veya” olarak anlaşılması gerekir. Öğreti ve Yargıtayın yerleşik kabulü de bu şekildedir.
Failin kendi suçunun ya da suç ortaklarının ortaya çıkmasına yönelik olarak verdiği bilginin yardım ve hizmet niteliğinde kabul edilebilmesi için, hizmet ve yardımın konusu olan bilgilerin doğru olmasının yanında, hizmet ve yardımın sonuca etkili ve yararlı olması da gerekmektedir. Buna göre, yakalanan kimsenin uyuşturucu maddeyi açık kimliğini bilmediği bir şahıstan aldığını söylemesi ya da hayalî isimler vermesi veya daha önceden uyuşturucu işine karıştığını bildiği kişinin adını vermesi etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için yeterli görülmemeli, failin bildirdiği kişi yakalanmış ise mahkûm edilmiş olması ya da yakalanamamışsa kimliği ve varlığının belirlenmesi, failin bildirdiği kişiye suç atması için bir neden bulunmadığının anlaşılması, mevcut delillerin o kişinin suçluluğunu kabule yeterli bulunması ve verilen bilginin daha önce görevliler tarafından öğrenilmemiş olması durumlarında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmalıdır. Değinilen bu hâllerin dışında, failin üzerinde kullanım miktarı içerisinde uyuşturucu ve uyarıcı madde ile yakalanmış olması hâlinde başka bir şekilde satış için hazırlandığı anlaşılmayan maddeyi satmak için bulundurduğunu bildirmesinde de, uyuşturucu ve uyarıcı madde satmak suçundan etkin pişmanlık koşullarının gerçekleştiği kabul edilmelidir.
Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imalinin, ticaretinin ve kullanımının, genel sağlığı bozmanın ötesinde kullanıcısının sağlığını, kişiliğini, toplumsal ilişkilerini tahrip etmesi, genel ahlakı etkilemesi, şiddet içeren birçok suçun kaynağı ve öncüsü, yarattığı ulusal ve uluslararası pazar ağları nedeniyle zorunlu ve öncelikle mücadele edilmesi gereken tehlike suçlarından olması ile bu suçların önlenmesi ve ortaya çıkartılmasındaki zorlukları da gözeten kanun koyucu, söz konusu suçlarla daha iyi mücadele edilebilmesi ve daha fazla başarı sağlanabilmesi amacıyla, suç ortaklarını ele veren veya suçun delillerinin ele geçirilmesini sağlayan faili ödüllendirmiştir. Bu kapsamda, gerek “cezasızlık” nedeni gerekse “cezadan indirim” sebebi olarak TCK"nın 192. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümleri, daha fazla bir zararı önleyebilmek için daha az bir zarara katlanılması şeklinde ortaya çıkan, bu suçlarla mücadele edilmesi sırasında karşılaşılan zorlukları aşmaya yönelik bir tercihtir.
Uyuşturucu madde suçlarıyla mücadele kapsamında bu şekilde bir tercihte bulunan kanun koyucu, TCK"nın 192. maddesinin 1. fıkrasında; uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişinin, diğer suç ortaklarını veya suç konusu maddenin saklandığı ya da imal edildiği yerleri merciine haber vermesini, diğer bir anlatımla bu suçların failini, aynı suça katılan veya söz konusu suçu bağımsız olarak işleyen diğer bir faili ya da kendi suçunu ortaya çıkarmasını, aynı maddenin 2. fıkrasında; kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişinin, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vermesi veya kendi suçuna konu uyuşturucu maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırmasını, diğer bir ifadeyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun failini ortaya çıkarmasını ya da kendi suçuna konu uyuşturucu maddenin ele geçirilmesini sağlamasını bir cezasızlık nedeni, aynı maddesinin 1 ve 2. fıkralarından yalnızca zaman itibarıyla ayrılan 3. fıkrasında ise; kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma ya da uyuşturucu madde imal veya ticareti suçlarını işleyen kişilerin, kendi suçlarının ya da diğer suç ortakları veya söz konusu suçları bağımsız olarak işleyen diğer bir failin suçunun ortaya çıkarılmasına hizmet ve yardım edilmesini cezadan indirim nedeni olarak düzenleme yoluna gitmiştir.
Etkin pişmanlık hükümlerinin düzenlenmesindeki, genel kamu sağlığının korunması ve uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarıyla daha etkin bir şekilde mücadele edilmesi amacı ile söz konusu maddenin düzenleniş sistematiği dikkate alındığında; failin, TCK"nın 192. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında düzenlenen cezasızlık hâllerinden yararlanabilmesi için ortaya çıkardığı suçlar arasında bir eş değerlik (denklik) ilişkisi bulunması ya da daha ağır nitelikte bir suçu ortaya çıkarması gerektiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, aynı maddenin 1 ve 2. fıkralarından yalnızca zaman itibarıyla ayrılan 3. fıkrasının da bu doğrultuda değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre; TCK"nın 192. maddesinin 3. fıkrası uyarınca cezadan indirim yapılması hâlinin söz konusu olduğu durumlarda, failin kendi suçuna eş değer (denk) ya da kendi suçundan nitelik itibarıyla daha ağır bir suçu ortaya çıkarması veya kendi suçuna eş değer ya da kendi suçundan nitelik itibarıyla daha ağır bir suçun failinin yakalanmasına hizmet ve yardımda bulunması gerekmektedir. Aksinin kabulü, etkin pişmanlık hükümlerinin düzenleniş amacına aykırı olacağı gibi uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarıyla yapılmakta olan mücadeleyi de zaafa uğratacak, söz konusu düzenlemenin suistimaline yol açacaktır. Örneğin; uyuşturucu madde nakletmeyi planlayan ve bu amaçla yüklü miktarda eroin temin eden failin, yakalanma ihtimalini de değerlendirip nakil suçuna başlamadan önce, nakil suçu ile ilgisi bulunmayan ve daha öncesinde kendisine kullanmak için uyuşturucu madde sattığı ve uyuşturucu madde kullandığını bildiği bir şahsa az bir miktarda eroin verip uyuşturucu maddeyi naklederken yakalandığında bu kişinin kimlik ve adres bilgilerini vererek suç konusu madde ile yakalanmasını sağlaması hâlinde uyuşturucu madde nakletme suçundan alacağı cezadan yarı oranına kadar indirim yapılması söz konusu olacağından, daha fazla bir zararı önleyebilmek için daha az bir zarara katlanılmasını, uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarıyla daha etkin bir şekilde mücadele edilmesini amaçlayan kanun koyucunun iradesinin aksine bir durum ortaya çıkacaktır. Bu durum ceza adaletini zedeleyecek biçimde failin haksız bir ceza indiriminden yararlanılmasının yolunu da açacaktır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
27.12.2014 tarihinde İstanbul’dan İzmir’e yüklü miktarda extacy tablet getirildiği, sevkiyatın harf ve rakam grubu alınamayan 34 plaka sayılı bir araçla yapıldığı, kimlik bilgileri tesptit edilemeyen şahıs veya şahısların bahsi geçen araç ile Bornova ilçesi 4. Sanayii civarında bulundukları bilgileri üzerine belirtilen bölgede tespit çalışmalarına başlayan görevlilerin, Bornova ilçesi EVKA-3 yerleşim merkezinde bulunan minibüs son duraklarının karşısında, park hâlinde ve içerisi boş olan, ...plaka sayılı Toyota marka aracı görüp bahsi geçen araç olabileceğini değerlendirerek aracın kullanıcısının gelmesini bekledikleri, bir süre sonra minibüs son durakları içerisinde faaliyet gösteren çay ocağı içerisinden çıkıp araca bindiği görülen inceleme dışı sanık ... ...’un takibine başlanıldığı, takip sırasında sol ön şoför camından dışarıya bir poşet atıldığının görülmesi üzerine aracın durdurulduğu, araçtan atıldığı görülen poşette 14677 adet ve inceleme dışı sanık ... ...’un montunun sağ cebinde (1) adet uyarıcı nitelikte tabletlerin ele geçirildiği, inceleme dışı sanık ... ...’un soruşturma aşamasında kollukta alınan beyanı ile sorgusunda sanık ... hakkında herhangi bir beyanda bulunmadığı, kovuşturma aşamasında mahkemedeki savunmasında ise Bursa’da buluştuğu sanık ...’den teslim aldığı suç konusu tabletleri 1000 Avro karşılığında İzmir’e naklettiğini, sanıkla peş peşe yola çıktıklarını, yol boyunca telefon ile görüştüklerini, sanık ..."in 0544 ... numaralı GSM hattını kullandığını ve cezaevinde kendisini ziyarete geldiğini söylediği, inceleme dışı sanık ...’nın 19.03.2015 tarihli oturumdaki bu beyanları üzerine Yerel Mahkemece sanığın, inceleme dışı sanık ...’yı cezaevinde ziyaret edip etmediğinin, sanığın kullandığı belirtilen 0544 ... numaralı GSM hattına ilişkin görüşme kayıtları ve baz istasyon bilgilerinin araştırılarak uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ... hakkında suç duyurusunda bulunulmasına, inceleme dışı sanık ...’nın kullandığı 0543 789 ... numaralı GSM hattının 26.12.2014 ve 27.12.2014 tarihlerini kapsayan görüşme kayıtları ve baz istasyon bilgilerinin Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından sorulmasına karar verdiği, İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’nün 06.04.2015 tarihli yazı ekinde ziyaretçi defteri kayıtlarını İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği, 06.04.2015 tarihinde Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından gönderilen 0543 789 ... numaralı GSM hattının görüşme kayıtları ve baz istasyon bilgilerini içeren CD’nin 10.04.2015 tarihinde dosyaya konulduğu, suç duyurusu üzerine açılan ve inceleme dışı sanık ... hakkındaki dava ile birleştirilen davada yapılan yargılama sonucunda sanık ...’nın mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılan, oluş ve sübutunda uyuşmazlık bulunmayan olayda; Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanık hakkında TCK"nın 192. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Bu noktada; sanığın beyanlarının kendi suçunun ortaya çıkmasına önemli ölçüde katkı sağlayıp sağlamadığı, suçun meydana çıkmasına hizmet ve yardım niteliğinde bulunup bulunmadığı ile yapılan hizmet ve yardımın sonuca etkili ve yararlı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Sanık ... savunmalarında; suçlamayı kabul etmediğini, kendisi gibi TIR şoförü olan inceleme dışı sanık ...’yı tanıdığını, birlikte iş yaptıklarını, bu süreçte ...’ya ait takım çantası gibi bir takım eşyanın kendisinde kaldığını, ...’nın kendisini aradığı bir gün eşyasının kaldığını söyleyerek ilerde yine birlikte iş yapıp yapamayacaklarını sorup konuşmak istediğini belirterek Bursa’ya geldiğini, ...’nın eşyasının bulunduğu TIR’ın İzmir’de bulunan şirket merkezinde olduğunu, kendisinin de arızalı aracını göstermek için İzmir’e gideceğini söylemesi üzerine birlikte yola çıkıp peş peşe İzmir’e geldiklerini, yol boyunca telefon ile görüştüklerini, aracının tamiri için sanayide bulundukları sırada yanında olan ...’nın aracına binerek ayrıldığını, o gün yakalandığını eşinden öğrendiğini, ...’nın uyuşturucu getirdiğinden haberinin olmadığını, ailesinin İzmir’i bilmemesi nedeniyle kendilerine yardımcı olduğunu, arkadaşı olan inceleme dışı sanık ...’yı cezaevinde ziyaret ettiğini, aralarında bir husumet bulunmadığını, uyuşturucu madde ile ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.
İnceleme dışı sanık ..., sanık ...’in suçla olan ilgisini açıkladığı 19.03.2015 tarihli oturumda; 27.12.2014 tarihinde Bursa’da buluştuğu sanıktan teslim aldığı suç konusu tabletleri 1000 Avro karşılığında İzmir’e naklettiğini, sanık ..."le peş peşe yola çıktıklarını, yol boyunca telefon ile görüştüklerini, sanığın 0544 ... numaralı GSM hattını kullandığını söylemiş, inceleme dışı sanık ... müdafisi de sanık ...’in cezaevinde inceleme dışı sanık ...’yı ziyaret ettiğini ifade etmiştir.
Yerel Mahkemece inceleme dışı sanık ... ve müdafisinin beyanlarının doğruluğunun araştırılması bakımından suç duyurusunda bulunulmasına ve ilgili kurumlara müzekkerelere yazılmasına karar verilmiş, inceleme dışı sanık ...’nın kullandığı 0543 789 ... numaralı GSM hattının 26.12.2014 ve 27.12.2014 tarihlerini kapsayan görüşme kayıtları ve baz istasyon bilgilerini gösterir CD 10.04.2015 tarihinde dosyaya gelmiş, İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü 06.04.2015 tarihli yazı ekinde inceleme dışı sanık ...’ya ait ziyaretçi defteri kayıtlarını İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir.
Sanık ...’nın suçlamaya ilişkin ilk beyanı 21.04.2015 tarihli emniyet ifadesidir. Henüz sanık ...’in beyanının alınmadığı aşamada, inceleme dışı sanık ...’nın beyanı üzerine telefon görüşme ve baz istasyon bilgileri ile ziyaretçi defterine ilişkin kayıtların ilgili kurumlardan istenildiği anlaşılmaktadır.
Yerel Mahkemenin sanık ...’in suçunun sabit olduğuna ilişkin kabulü; olay tutanağı, inceleme dışı sanık ...’nın savunması, telefon görüşme ve baz istasyon bilgileri, ceza infaz kurumu ziyaretçe defteri kayıtları ile inceleme dışı sanık ...’nın beyanlarını destekler nitelikte olan oğlu ve eşinin tanık ifadelerine dayanmaktadır. Tanık ifadeleri dışındaki tüm belge, beyan ve tutanaklar sanık ...’in suçlamaya ilişkin ilk beyanının alındığı 21.04.2015 tarihli ifadesinden önceye ilişkin olup tanık ifadeleri de sanık ... aleyhinedir.
Bu durumda, inceleme dışı sanık ...’nın beyanı üzerine ilgili kurumlardan istenilen kayıtların incelenmesi ile sanık ...‘in suçla olan ilgisinin ortaya çıkacak olması karşısında, sanık ...’in suçlamaya ilişkin ilk beyanı ile sonraki savunmalarında, inceleme dışı sanık ... ile telefonla görüştüğünü, tutuklanması sonrası cezaevinede ziyaretine gittiğini söylemesinin, kendi suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım niteliğinde olmadığı gibi somut deliller karşısında beyanlarının sonuca bir etkisinin ve yararının bulunmadığı kabul edilmelidir.
Öte yandan, sanık ... hiçbir aşamada suçla ilgisinin olduğunu kabul etmemiştir. 21.04.2015 tarihli emniyetteki ifadesinde inceleme dışı sanığa eşya teslim etmek istediğine ilişkin beyanı bulunmakta ise de bu eşyanın suç konusu uyarıcı nitelikteki tabletler olduğunu kabullenmemiş, tam aksine bahsi geçen eşyanın birlikte nakliye işi yaptıkları inceleme dışı sanık ...’ya ait takım çantası gibi malzemeler olduğunu beyan etmiştir. Kaldı ki; sanık ...’in bu beyanı, Yerel Mahkemece hüküm kurulurken mahkûmiyete esas alınmamıştır. Bu yönüyle de sanık ...’in söz konusu beyan ve savunmalarıyla kendi suçunun ortaya çıkmasına yardım ve hizmette bulunduğunun, hizmet ve yardımın sonuca etkili ve yararlı olduğunun kabulüne imkân bulunmamaktadır.
Sanık ...’in suçunun sabit olduğunu, inceleme dışı sanık ...’nın savunmasına, bu savunmada beyan edildiği gibi inceleme dışı sanık ... ile sanık ... arasında olaydan bir gün önce ve olay günü gerkeçleştiği anlaşılan telefon görüşmelerine, görüşmelerin gerçekleştiği saatler itibarıyla elde edilen sinyal bilgilerine, her iki sanığın da 27.12.2014 günü sabah saat 08.04’de Bursa ili Osmangazi ilçesi, saat 15.00’da İzmir ili Bornova ilçesinde ve hatta inceleme dışı sanık ...’nın yakalandığı “129/12. Sokak” ve saat itibarıyla sanık ...’e ait GSM hattının sinyal bilgisinin “... Bornova/İzmir” oluşuna, inceleme dışı sanık ...’nın beyanları ile uyumlu şekilde her iki sanığın Bursa’dan birlikte hareket ederek İzmir’e geldiklerinin anlaşıldığına, inceleme dışı sanık ...’ya ait cezaevi ziyaretçi defteri kayıtlarına ve tanık ifadelerine dayandıran Yerel Mahkemenin bu kabulünde bir isabetsizlik olmadığının, dosya kapsamı da gözetildiğinde sanık ... hakkında TCK"nın 192. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşullarının bulunmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkeme hükmündeki direnme gerekçesinin isabetli olduğuna ve mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
1- İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.11.2017 tarihli ve 368-407 sayılı hükmündeki direnme gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA,
2- Usul ve kanuna uygun bulunan Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün ONANMASINA,
3- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 11.02.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.