8. Hukuk Dairesi 2012/9032 E. , 2012/12145 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Alacak
... ile ... aralarındaki alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Aile Hukuk Mahkemesinden verilen 07.06.2012 gün ve 961/479 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.12.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ve karşı taraftan davalı ... vekili Avukat ...geldiler. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, evlilik içinde kadının edindiği ve dava dilekçesinde nitelikleri yazılı malvarlığı bakımından edinilmelerinde, davacının gerek katkısından gerek mal rejiminin tasfiyesinden bahsederek fazlaya ilişkin hak ve alacaklar için talep hakkıyla dava aşamasında bilinmeyen ve sonrasında öğrenilecek hak ve alacaklar ile her türlü değerler için talep hakkı saklı kalmak üzere şimdilik 100.000 TL.nin davalıdan en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, harcını da tamamladığı 3.5.2012 tarihli dilekçesi ile isteğini 321.347,50 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı ... tarafından açılan birleşen dosyada ise vekil edeni ...’ye ait hesapta mal rejimi sona erdiğinde herhangi bir mevcut malı olmadığından davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davacının talebinin haksız olduğunu, davacının talepte bulunduğu malların bir kısmının yarı paylı, bir kısmının şirket üzerine kayıtlı olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuş, ... aleyhine açtığı birleşen dosyada ise, gerek kira geliri gerek yarı paylı taşınmazın alımında ... yerine verdiği bir miktar katkı ve erkeğin çalışarak elde ettiği maaş, prim ve diğer kazancından dolayı katılma alacağı isteğinde bulunmuş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100.000 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı ...’nin davasının kısmen kabulü ile denkleştirici adalet ilkesine göre 148.781,50 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 09.04.1995 tarihinde evlenmiş, 28.11.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 16.03.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202.m). Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir.
Her ne kadar taraflar karşılıklı olarak asıl ve birleşen dosyalarda birden çok mal üzerinde talepte bulunmuşlar ise de, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında hesaplamaya konu edilen malların 24.10.2006 tarihinde kadın adına edinilen 680 ada 14 parselde 2 numaralı bağımsız bölüm, kadının hissedarı olduğu şirketin dağıtılmamış kar payı ile erkeğin maaş ve primlerinin yatırıldığı banka hesapları olduğu anlaşılmaktadır. Bunlar dışındaki malvarlığı ile ilgili bir hesaplama veya bu hususta herhangi bir temyiz itirazı yoktur.
Kadın üzerine kayıtlı taşınmaz için karar tarihine en yakın değeri 540.000 TL. üzerinden yarı oranda 270.000 TL., kadının hissedarı olduğu şirketten dağıtılmamış kar payından kadına düşen ve katılma alacağı hesabına konu miktarın 102.695 TL. ve yarısının 51.347,50 TL olduğu, toplam sonucu davacı ... lehine 321.347,50 TL. katılma alacağı bulunduğu görülmektedir. Birleşen dosya bakımından ise dosyaya sunulan bilirkişi raporunda erkeğin çalıştığı şirketin Türkiye’de erkek adına açılan hesaba yatırılan maaşı dışında ayrıca Almanya’da açılan banka hesabına da erkeğin primlerinin yatırıldığı, Almanya’daki hesabın evlilik içinde diğer eşten gizlenmesi sebebiyle bu hesaptaki miktarların kadının katılma alacağı hesabında dikkate alınması gerektiği, sunulan bordrolara göre yapılan hesaplama sonunda kadının katılma alacağının da 172.565,91 TL. olduğu bildirilmiştir. Mahkemece her iki tarafın katılma alacağı karşılıklı olarak mahsup edilerek yazılı şekilde davacı ... lehine 148.781,50 TL.ye hükmedildiği açıklanmıştır.
Evlilik içinde 01.01.2002 tarihi sonrası eşlerden biri adına edinilen mal varlığı üzerinde diğer eşin yasadan kaynaklanan artık değerin yarısı oranında katılma alacağı isteme imkanı bulunmaktadır (TMK.nun 231, 236/1.m.). TMK.nun 222. maddesi gereğince, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir. Katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmaması veya herhangi bir katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi de yoktur. Katılma alacağı yasadan kaynaklanmaktadır. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekir. Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar bu durumları ile tasfiyeye konu edilir (TMK.nun 231/1 m.). Söz konusu mal varlıklarının devredilmesi durumunda ise devredildiği tarih esas alınarak hesaplama yapılır (TMK.nun 235/son m.)
Az yukarıda sunulan ilkeler, dosyada toplanan delillerle birlikte değerlendirildiğinde ... lehine taşınmaz ve şirketteki hisse bakımından bulunan 321.347,50 TL katılma alacağında usul ve yasaya aykırılık yoktur. Kaldı ki bu miktara yönelik tarafların bir itirazı veya temyizi de bulunmamaktadır. Temyiz itirazı kadın lehine hesaplanan katılma alacağı ve bu alacağın erkeğin katılma alacağından düşülmüş olmasından kaynaklanmaktadır. Kadın lehine birleşen dosya sebebiyle yapılan hesaplamaya bakıldığında bulunan miktarın Almanya’daki hesapta erkek lehine yatan paranın toplamı olduğu belirtilmekte ise de; bu miktarın boşanma dava tarihine kadar ...’nin çalışması karşılığı Türkiye’deki banka hesabına yatırılan maaş ve diğer kazanç toplamı olduğu görülmektedir. Erkeğin Türkiye’de adına bulunan ve maaşının yattığı banka hesabında herhangi bir paranın olmadığı ve yatırılan paraların düzenli şekilde çekildiği görülmektedir. Esasen kadının bu hesapta boşanma dava tarihi itibarıyla tasarruf edilmiş olan miktar olduğuna yönelik bir iddiası da yoktur. Kadının evlilik içinde kendisinden gizlendiğini ileri sürerek talebine konu yaptığı Almanya’daki banka hesabı ile ilgili olarak bankadan getirtilen tercüme belgelerin incelenmesinde erkek adına düzenli olarak bir miktar para yatırıldığı ancak hesapta toplu bir para olmadığı gibi, hesaba giriş ve çıkışların olağan görüldüğü, olağanüstü para giriş çıkışı tespit edilemeyen bu hesapta boşanma dava tarihi itibarıyla da herhangi bir miktarın olmadığı anlaşılmaktadır. Eşlerden biri lehine katılma alacağı yapılabilmesi için mal rejiminin sona erdiği sırada talebi konu edilen banka hesabında para veya para ile ölçülebilen mal varlığının olması veya mal rejiminin sona ermesinden kısa süre önce bunun diğer eşten mal kaçırma amacı ile elden çıkartıldığının, hesaptan çekildiğinin kanıtlanması gerekir. Erkeğe ait Almanya’da bulunan banka hesabında bu şekilde mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinde bir para olmadığı gibi hesap ekstresinin incelenmesinde de hesaptan boşanma dava tarihi öncesinde toplu çekilen bir para da yoktur. Erkeğin hesabına yatırılan bu paranın eşten gizlenmiş olması, kadın lehine katılma alacağı hesabında dikkate alınmasını gerektirmez. Olsa olsa kadın lehine boşanmanın feri niteliğinde TMK’nun 174.maddesine göre talep edilebilecek nafaka, maddi veya manevi tazminatın hesabında dikkate alınabilir. Tüm bu açıklamalar karşısında kadının açtığı birleşen dosyada erkeğin maaş, prim gelirlerinin yatırıldığı banka hesabında yapılan inceleme ile bulunan toplam 172.565,91 TL.nin kadın lehine katılma alacağı olarak kabulü doğru olmamıştır. Kadının açtığı birleşen dosyadaki davasının reddine, asıl davada erkek lehine 321.347,50 TL katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde kadının katılma alacağının olduğunun kabulü ve bu miktarın erkeğin katılma alacağından mahsup edilmiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK. Geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA,taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/1.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine ve 2.209,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.