Esas No: 2014/3484
Karar No: 2014/5981
Karar Tarihi: 02.06.2014
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/3484 Esas 2014/5981 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... Köyü 2 pafta 150 parsel sayılı taşınmazın hukuken ve fiîlen orman olduğunu ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.Mahkemece davanın kısmen kabulüne, dava konusu 2 pafta 150 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 10827,98 m2’lik bölümüne ilişkin tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlere yönelik davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili ile davalı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmekle, hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05/12/2006 tarih ve 2005/1604 - 2006/16977 sayılı kararı ile; “Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; 1) 1939 tarihli orman kadastro tutanaklarında orman vekâletinin 13/17 Şubat 1930 tarih ve 38 numaralı emri ile hususiyeti tasdik edilmiş olup, 16 Haziran 1928 tarih ve 13/23 Cilt numaralı tapu senedine müsteniden sahibi... namına tahdidi yapılmışsa da ... Köyü ...Devlet Ormanları ile bitişik olmasından 3116 sayılı Orman Kanununun Muvakkat 1. maddesine dayanılarak istimlak cihetine gidilmesi uygun görülerek bu 225 hektar yüzölçümündeki ormanın tahdidinin yapıldığı,
2) Daha sonra 13/07/1945 tarihinde 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi üzerine tahdit tutanağında sözü edilen 225 hektar yüzölçümündeki ormanın, sınırları haritasında göstermiş olduğu belirtilerek Temmuz 1947 tarih ve 25 numara 225 hektar olarak orman niteliğiyle Hazine adına tescil edildiği, bunun dışında tapu kaydı kapsamı ile ilgili başkaca bir işlem yapılmadığı,
3) Yukarıda sözü edilen tapuda pay sahibi... tarafından Hazine ve Orman Yönetimine husumet yöneltilerek, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1959/ 75 sayılı dosyasında açılan davada 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1939 yılında yapılan tahdit sırasında kamulaştırlması önerilen, ancak, daha sonra 13.07.1445 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanun gereği devletleştirilme sonucu Mayıs 1947 tarih ve 25 numarada 225 hektar olarak Hazine adına tescil edilen Devlet Ormanının ve 3116 tahdidinin dışında Mayıs 1953 tarih 12, 20, 22, 29 numaralı tapu kapsamında kalan... Çiftliğinin ve Devlet Ormanının sınırlarının belirlenmesini, istemiş ve mahkemece: “Bu davada Orman Yönetimi ve Hazineye husumet düşmeyeceğinden onların davadan çıkartılmasına ve davanın hasımsız olarak görülmesine” karar verildikten sonra 06/07/1959 gün ve 1959/75-335 sayılı karar ile “fen amiri ... ile fen amiri ...ve ziraat teknisyeni ... tarafından düzenlenen 02/07/1959 tarihli harita gereğince yeşil kalemle taranan sahanın mülkiyeti Hazine, intifa hakkının Orman Yönetimi, geriye kalan kısmının da kül halinde ... Çiftliği olarak rapordaki kuyut ve şurut tahdında davacı ve hissedarlarına ait olmak üzere tapu senetlerine tescile mesnet ittihazına” karar verildiği,
4) Mahkemenin kararın daha önce verilen ara kararı ile bu davadan çıkartılan Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 19/12/1959 gün ve 1959/7956 -7011 sayılı kararı ile “dava Orman Yönetimi ve Hazine aleyhine açılmıştır. Bu itibarla, hasım muavacehesinde davaya devam edilerek gereken kararın ittihazı icap ederken ara karı ile davalılar mahkemeden çıkartılarak yazılı şekilde karar verilmesi yolsuz ve temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre diğer hususlar hakkında şimdilik bir karar ittihazına mahal olmadığına” karar verildiği,
5) Yargıtay bozma kararından sonra mahkemece yine aynı esas numarası üzerinden, davaya devam edilerek 08/08/1960 tarihinde arazinin kıymeti belirlenip harç tamamlattırılarak 07/10/1960 gün ve 1959/75-335 sayılı kararı ile “taraf vekilleri menkuz hüküm müstenidi harita ile muayyen sınırlar hakkında bir ihtilafa düçar olmamış ve harç noktasına makzur ihtilaf üzerine yapılan 08/08/1960 tarihli keşif ile davacı ile yarı hissedarlarının orman tahdidi dışındaki sahanın 1959 yılı dava tarihindeki kıymeti yüzbin lira olduğu, tebeyyün etmiş ve davacı hissesine mucip harcın tamamını ödemiş bulunduğundan menkuz hüküm çerçevesinde tescile karar verildiği” şeklinde hüküm kurulduğu,
6) Bu kararın davacı kişi ve Hazine tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 22/09/1961 gün ve 1961/3667-4666 sayılı kararı ile “Davacı kişi vekilinin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine, Hazinenin temyizi yönünden ise bozma icapları da yerine getirildiğine nazaran, Hazinenin hüküm esasına dokunan temyiz itirazları varit olmadığı gibi 06/07/1959 günlü ilk hükümde kıymet üzerinden davacıdan nisbî harç alınmasına karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmeyerek davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyizi üzerine usûl noktasından bozulmuş, eski hükme uygun olan son karardaki harç miktarı bu sebeple kesinleşmiş olduğundan Hazinenin nisbi harcın noksan alındığına matuf dileği de yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün tasdikine” karar verildiği,
7) Mahkemece, “fen bilirkişisi ...ın 25/01/2001 tarihli krokisinde (A) harfi ile gösterilen kısmın orman alanında (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen kısımların kültür alanında kalması nedeniyle, ... Köyü 150 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 10827,98 m2’lik bölümüne ilişkin davanın kabulüne, bu bölüme ilişkin tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, krokide (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlere yönelik davanın reddine karar verilmişse de mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli olmadığı,
8) Orman Yönetimi 21/04/1999 günlü dava dilekçesi ile taşınmazın tamamının fiîlen ve hukuken orman olduğu iddiasıyla dava açıllığı, taşınmazın bulunduğu yerde 4785 sayılı Kanun gözönünde bulundurularak bir orman kadastrosunun bugüne kadar yapılmadığı, 13/07/1945 tarihinde yürürlüğü giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi ile Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte var olan tüm ormanlar hiçbir bildirme gerek olmaksızın devletleştirildiği, bir yerde orman kadastrosu 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yapılmış ise o yerde bulunan taşınmazların orman niteliği sadece 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan tahdide ilişkin tutanak ve haritaların uygulanması suretiyle çözümlenemeyeceği, Yörede 1939- 1940 yıllarında yapılan orman kadastrosunda orman vekâletinin 13/17 Şubat 1930 tarih, 5038 numaralı emri ile hususiyeti tasdik edilmiş olan ve 16 Haziran 1928 tarih 13/23 cilt numaralı tapuda kayıtlı ve sınırları tahdit haritasında belirlenen 225 hektar yüzölçümündeki ormanın Devlet Ormanlarına sınır olması nedeniyle 3116 sayılı Kanunun Muvakkat Birinci Maddesi gereğince Kamulaştırılmasının öngörüldüğü daha sonra 4785 sayılı Kanun yürürlüğe girince sözü edilen miktardaki ormanın sınırları haritasında gösterildiği gibi yazılarak Temmuz 1947 tarih ve 25 numarada orman niteliği ile Hazine adına tescil edildiği, diğer taraftan çekişmeli 150 numaralı parsel ile birlikte 149, 151 ve 152 parsellere revizyon gören Eylül 1959 tarih ve 5 numaralı tapu kaydının geldiği Mayıs 1953 tarih ve 2 numaralı tapu kaydının ilk sınırları ile tescil edilerek, “Devlet Ormanı olarak tescil edilen ormanların da bu hudut içindedir.” şeklinde tapu kaydı sınırlarına ilave yapıldığı, tapu maliki paydaşlarından ... tarafından açılan dava sonucu, ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/11/1960 gün ve 1959/75 - 335 sayılı karında, sadece 1939, 1940 yıllarında t aşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanunun Muvakkat 1. maddesi gereğince istimlak edilmesi kararlaştırılarak haritaya bağlanan 225 hektar yüzölçümündeki bölümün belirlendiği, 4785 sayılı Kanunun hiçbir zaman gözönünde bulundurulmadığı, 1974 yılında yapılan işlemin de 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda sınırları belirlenen ormanların, aplikasyonu ile 2. madde uygulaması olduğu, yine 1988 yılında 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan çalışmanın da 2/B madde uygulaması olduğu dosyadaki evraklardan anlaşıldığı,
9) Bu nedenle, Orman Yönetimi taşınmazın tamamının öncesinin orman olduğu iddiası ile temyize konu davayı açtığına göre 4785 sayılı Kanun çerçevesinde araştırma, inceleme ve uygulamanın yapılması gerekir. Taraflar arasında görülen...Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/11/1960 gün ve 1959/75-335 sayılı kararı ile temyize konu davada hukuki sebep aynı olmadığından H.M.U.K.’nın 237. maddesinde belirtilen kesin hükmün varlığından söz edilemez. Çünkü; yukarıda izah edildiği gibi 1959/75 sayılı dosyada tapu maliki paydaşlarından ...tarafından, sadece 1939 yılı tahdit tutanaklarında istimlak edilmesi öngörülen ve 1939 tarihli tahdit haritasında sınırları çizilen ormanın belirlenmesi amacı ile dava açıldığından, bu bölüm dışında kalan bölümler hakkında 4785 sayılı Kanun gereğince herhangi bir inceleme yapılmamış olduğundan temyize konu olan dava ile önce görülen dava arasında konu ve hukukî sebep birliği bulunmamaktadır.
10) Bu nedenle, 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdidine ilişkin tüm tutanak ve haritası davacının tutunduğu tapu kaydı ile oluştuğu günden itibaren tüm gittileri ve revizyon gördüğü parsellere ilişkin tapu kayıtları, davalı olanlara ilişkin dava dosyaları, ormana ait Temmuz 1947 tarih ve 25 numaralı tapu kaydı ve bu tapunun müsbite evrakı ve haritası, Yazla Ormanına ait Orman Bakanlığının 13/17 Şubat 1930 tarih ve 5038 numaralı emri ile hususiyeti tasdik edilmiş, ormana ait evrak ile harita ve bunun dayanağı olan Haziran 1928 tarih ve 13/23 cilt numaralı tapu kaydı değişiklikleri ile yine çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgeye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları, amenajman planları bulunduğu yerden getirtilmeli, bundan sonra önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde halen görev yapmayan orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte 1939 yılında yapılan orman kadastrosuna ilişkin tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, çekişmeli taşınmazın konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli ve yine eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı keza ...Ormanına ait Orman Bakanlığının 13/17. Şubat. 1930 tarih 5038 numaralı emri ile hususiyeti tasdik edilen ormana ait harita ve tutanakları ile davalı tarafın dayandığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ile yerel tapu idaresinden ilk oluşturuldukları günden itibaren tüm gittiler ile birlikte getirtilecek olan 16 Haziran 1928 tarih ve 13 Mayıs1953 tarih 2, 12, 20, 22 ve 29 numaralı tapu kayıtları ilk oluşturulduğu sınırlarla ve yüzölçümüne değer verilerek uygulanıp kapsamları belirlenmeli bilirkişi ve tarafların gösterecekleri sınır yerleri bilirkişiler tarafından düzenlenerek birleşik haritaya yansıtılarak keşfi izleme olanağı sağlanmalı, bundan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı” olduğuna değinilerek bozulmuştur.Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, 150 nolu parselden (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen 18881,08 m²"lik kısmın tapusunun iptaline, bu kısmın orman olarak yeni bir parsel numarası ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (D) harfi ile gösterilen kısım için davacı talebinin reddine, bu kısmın aynı parsel numarası altında 790968,92 m² olarak düzeltilmek suretiyle davalılar adlarına tesbit gibi kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, Devlet Ormanı olduğu iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1939 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ile 29.11.1974 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 22.03.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, mahkemece, davanın kısmen kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, iptal edilen kısmın Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, davacı adına tescil hükmü kurulması doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün birinci bendinin tamamen kaldırılarak, bunun yerine “Davacının davasının kısmen kabulü ile dava konusu 150 nolu parselin bilirkişi raporunda (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen 18881,08 m²"lik kısmının tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.M.U.K."nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/06/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.