213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/2772 Esas 2015/7995 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2772
Karar No: 2015/7995
Karar Tarihi: 02.12.2015

213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/2772 Esas 2015/7995 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen karara göre, sanığın 213 Sayılı Kanuna Aykırılık suçunu işlediği kanıtlanmıştır. Ancak, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş olsa da, Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarihli kararı nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, kararın bu bölümünün çıkartılıp, yerine Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı da gözetilerek TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin ibarelerin yazılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, sanığa yükletilen 2003 ve 2004 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçları için, suçun zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle hükmün BOZULMASINA ve KAMU DAVASININ DÜŞMESİNE karar verilmiştir.
Detaylı Kanun Maddeleri:
- 213 Sayılı Kanun: \"Vergi Usul Kanunu\"
- 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi: \"Hak yoksunluğu cezası\"
- 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2. maddeleri: \"Olağanüstü dava zamanaşımı\"
- 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi: \"Bozma\"
- 5271 sayılı CMK'nın
19. Ceza Dairesi         2015/2772 E.  ,  2015/7995 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-2005 takvim yılına ilişkin olarak yapılan incelemede;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve ... sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve ... E., ... K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi delaletiyle 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; hükümden TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp, yerine "" 24/11/2015 tarih ve ... sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve ... E., ... K. sayılı iptal kararı da gözetilerek, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına," ibaresi yazılmak suretiyle DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanun" a uygun bulunan hükmün bu bağlamda ONANMASINA,
II-2003 ve 2004 takvim yıllarına ilişkin yapılan incelemeye gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen ""2003 ve 2004 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek"" suçları için, yasada öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, suçun oluştuğu tarih itibariyle, temyiz süreci içinde sanık yararına olan 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen yedi yıl altı aylık olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleştiği,
Anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz istemleri bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aynı Kanun"un 322. maddesinin verdiği yetkiyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak KAMU DAVASININ DÜŞMESİNE, 02/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.