13. Hukuk Dairesi 2017/3205 E. , 2019/12349 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıların paraya ihtiyaç duymaları nedeniyle, ... Bankasından, kendi adına, 10.05.2010 tarihinde 17.500,00 TL miktarlı kredi kullandığını, banka masrafları düşüldükten sonra geri kalan 17.000,00 TL"yi davalılar ... ve ..."a verilmek üzere ..."ın hesabına 10.05.2010 tarihinde iki havale şeklinde gönderdiğini, davalıların kredi taksitlerini ödeyeceklerini söyleyip ödemediklerini, bu nedenle de kendisinin takip tehlikesiyle karşılaştığını, borcun tamamını ödeyip kredi borcunu kapattığını, davalılara ihtarname gönderdiğini, ancak verdiği borcu ödemedikleri için davalılar hakkında Çorum 1. İcra müdürlüğünün 2012/3155 esaslı dosyası ile icra takibi yaptığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, söz konusu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, takibin haksız itirazları sonucu durması sebebiyle de icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili ..."ın hesabına aktarılan miktarın ..."a teslim edildiğini, ihtarnamede de davacı tarafından kabul edildiğini, müvekkili ..."ın gönderilen bu para karşılığında, davacının bilgisi dahilinde, 9.000,00 TL ödeyerek davacının eşi ... adına alınan aracın bedelini ödediğini ve aracı davacıya teslim ettiğini, davacı lehine ödenen 9.000,00 TL haricinde 5.000,00 TL"nin ise davacının talebi ile eşi ..."a teslim edildiğini savunarak davanın reddini savunmuş, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi talebinde bulunmuştur.
Davanın kısmen kabulü ile davalı ... yönünden reddine, Çorum 1. İcra Müdürlüğünün 2012/3155 esaslı takip dosyasındaki asıl alacak miktarının 11.626,00 TL olarak tespiti ile, işlemiş faiz miktarının 200,00 TL olmak üzere takip tarihinden itibaren %9 oranında faizin asıl alacak miktarı üzerinden işletilerek tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibin devamına, asıl alacak miktarı üzerinden %20 inkar tazminatının davalı ..."dan alınarak davacıya ödenmesine, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine dair verilen kararın davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, dairece, ‘’Davalı taraf karz akdini kabul etmemiştir. Dava; davacının ödünç olarak gönderdiği alacağın tahsiline ilişkindir. Kural olarak TMK"nın 6. maddesi ve HMK"nın 200. (HUMK 288) maddesi gereğince davacı karz akdini yasal delillerle kanıtlamalıdır. Yargılama sırasında toplanan delillerle davacı davasını ispat edememiştir. Hal böyle olunca; mahkemece, davacının davasını ispat edemediği gözetilerek, açılan davanın, davalı ... yönünden de reddine karar verilmesi gerekir. Ne var ki davacı dava dilekçesinde “her tür yasal delil” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan, davacıya yemin teklif hakkı hatırlatılmalı, sonucuna göre bir karar verilmelidir.’’ gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde, davanın kısmen kabulü ile; davalı ... yönünden davanın reddine, Çorum 1. İcra müdürlüğünün 2012/3155 esaslı takip dosyasındaki asıl alacak miktarının 11.626,00 TL olarak tespiti ile işlemiş faiz miktarının 200,00 TL olmak üzere takip tarihinden itibaren işleyecek %9 oranındaki faizin asıl alacak miktarı üzerinden işletilerek tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibin devamına, asıl alacak miktarı üzerinden %20 inkar tazminatının davalı ..."dan alınarak davacıya ödenmesine, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece davacının teklif ettiği yeminin davalı tarafından eda edilmediği bu nedenle davanın ispatlanmış sayıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmakta ise de, “Yemin” kurumu HMK 225 v.d maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK 228.maddesinde, “ yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır, yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır” hükmü mevcut olup, yine HMK 236. maddesinde “mahkemenin yargı çevresi dışında oturan kimse, yemin için davaya bakan mahkemeye gelmek zorundadır. Ancak, yemin edecek kişi, mahkemenin bulunduğu il dışında oturuyor ve bulunduğu yerde aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yolu ile yemin icrası mümkün değil ise istinabe yolu ile yemin ettirilir” hükmü bulunmaktadır.
İncelenen dosya içeriğine göre, davalının mahkemenin bulunduğu il sınırları dışında bulunduğu, bu nedenle istinabe yolu ile yemini eda etmeye çağrıldığı anlaşılmakta olup, HMK’nun 236. maddesinde gösterilen “bulunduğu yerde aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yolu ile yemin icrası mümkün değil ise istinabe yolu ile yemin ettirilir” usulüne göre, Mahkemece, il dışında bulunan davalının yeminini eda edeceği mahkemede ses ve görüntü sisteminin olup olmadığının araştırılıp araştırılmadığı anlaşılamamaktadır. Hal böyle olunca; öncelikle, davalının yeminini eda edeceği mahkemede söz konusu sistemin bulunduğunun tespiti durumunda, HMK’nun 236. maddesine göre aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yolu ile yemin icrasının, diğer usul kurallarına da riayet edilmek suretiyle sağlanması gerekmektedir. Söz konusu sistemin bulunmadığı halde ise, talimat mahkemesince yeminin edası amacıyla davalıya yapılan tebligatların tümünün, UYAP sisteminden de tek tek kontrol edilerek, usulüne uygun yapılıp yapılmadığının gözetilerek, usulüne uygun tebligata rağmen gelmemesi halinde yemininden kaçınmış sayılacağı gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, değinilen hususlarda yukarıda sözü edilen usul hükümleri göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemitir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenle davalı-... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan 230,40 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.