213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/14612 Esas 2015/7971 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/14612
Karar No: 2015/7971
Karar Tarihi: 02.12.2015

213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/14612 Esas 2015/7971 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın yetkilisi olduğu şirketin sahte fatura düzenlediği iddiasıyla mahkemeye sevk edildiği belirtilen kararda, fatura sahteciliği yapılan şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığı ve sanık hakkında açılan bir davanın olup olmadığı incelenmediği için hüküm bozulduğu belirtiliyor. Ayrıca sanık hakkında hak yoksunluğuna karar verilmemesi nedeniyle hüküm değiştirildiği ifade ediliyor. Kararda, fatura sahteciliği suçunda suçun maddi konusunun fatura olduğuna ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun ilgili maddelerine değiniliyor.
19. Ceza Dairesi         2015/14612 E.  ,  2015/7971 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 11 - 2011/316945
MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/04/2011
NUMARASI : 2010/87 (E) ve 2011/266 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihlerine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanığın yetkilisi olduğu kabul edilen şirketin 2006-2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediğinin kabul edildiği olayda; sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmış ise vergi tekniği raporlarının dosyaya eklenmesi, şirket yetkilileri hakkında dava açılmış olup olmadığının ilgili vergi dairesinden araştırılması, açıldığının tespiti halinde mümkünse birleştirilmesi; mümkün olmadığı takdirde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları kullananların yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları kullanan şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması; sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanun"a göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, dosya içine faturaların konulmadığı görülmekle; suça konu faturaların onaylı suretleri getirtilip incelenerek, Kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, tüm bu araştırmaların sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yetinilerek mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı zincirleme şekilde işlenmiş suçları oluşturduğu gözetilmeden takvim yılı belirtmeksizin tek bir mahkumiyet hükmü kurulması,
3-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmemiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması da dikkate alınarak uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 3. fıkraları gereğince hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki bozma düşüncesine uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.