Esas No: 2020/2060
Karar No: 2021/256
Karar Tarihi: 28.01.2021
Danıştay 12. Daire 2020/2060 Esas 2021/256 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2060
Karar No : 2021/256
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Gümrük ve Muhafaza … olarak görev yapmakta iken, Müsteşarlık müşavirliğine atanan davacının, … Gümrük ve Muhafaza … yaptığı döneme ilişkin olarak, hakkında yapılan soruşturma sonucunda; Gümrük Müsteşarlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun … tarih ve … sayılı işlemi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(g) maddesi uyarınca "Devlet Memurluğundan Çıkarma" cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesince, Danıştay Onaltıncı Dairesinin 22/10/2015 tarih ve E:2015/809, K:2015/6480 sayılı bozma kararına uyularak, soruşturma raporu ve ekleri ile dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, davacı tarafından mal bildiriminde bulunmama eyleminin sübuta erdiği görülmüş ise de; davacının haksız mal edindiğine ilişkin eyleminin şüpheye mahal vermeyecek açıklıkta ortaya konulması gerekirken, eylemi işlediğinin kesin olarak ortaya konulamadığı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline, işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal haklar yönünden davacının bir devlet memurluğundan çıkarma cezası daha bulunduğundan bahisle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; soruşturma raporu, ... Ağır Ceza Mahkemesi ve ... İdare Mahkemesindeki ilgili dosyalar birlikte incelendiğinde davacının haksız mal edinme eyleminin şüpheye mahal vermeyecek şekilde kesin olarak ortaya konulduğundan dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi hükümleri uyarınca Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yerine Ticaret Bakanlığı hasım mevkine alınmak suretiyle işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Gümrük ve Muhafaza … olarak görev yapmakta iken, Müsteşarlık müşavirliğine atanan davacının; … Gümrük ve Muhafaza … yaptığı döneme ilişkin olarak, haksız mal edindiği ve 14/02/2005 tarihinden sonra da edimlerin devam etmesi, 31/12/2005 tarihi itibarıyla şirketlerden alacaklı olunması ve daha önce haksız olarak edinilmiş olan mal varlığının da hala mevcut olması ve bildirim dışı tutulmuş olması fiilinin af kapsamına girmediğinden bahisle 657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(g) maddesinde, ''Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak'' eyleminin devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma düzenine, hizmetin gereklerine aykırı fiillerine karşı düzenlenen idari yaptırımlardır. Kamu hizmetlerinden sürekli uzaklaştırılabilmek gibi ağır sonuçlara neden olabilen disiplin cezaları, ağırlığı ve önemi sebebiyle Anayasa'nın 38. maddesindeki suç ve cezalara ilişkin kurallara tabi tutulmuşlardır.
"Kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi uyarınca, ceza yaptırımına bağlanan her bir fiilin tanımının yapılması ve kanunun ne tür fiilleri suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan fiili gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması da zorunludur. Sözkonusu fiil, mevzuatta öngörülen tanıma uymuyorsa verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olacağı açıktır.
Uyuşmazlığa konu olayda dosya kapsamı ve soruşturma raporu incelenmesinden; iddia edilen haksız mal edinme eyleminin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(g) maddesinde yer alan suç tanımına uymadığı, diğer bir ifadeyle 657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) maddesiyle örtüşmediği ve disiplin hukukunda yer alan "tipiklik" şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, davacının anılan madde uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda; İdare Mahkemesi kararının gerekçesi yerinde bulunmamakta ise de, sözü edilen husus sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmamıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin iptaline, parasal haklarının tazmini ve özlük haklarının iadesi isteminin reddine ilişkin olarak ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın iptale ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28/01/2021 tarihinde gerekçede oyçokluğu, esasta oybirliği ile karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Dava, … Gümrük ve Muhafaza … olarak görev yapmakta iken, Müsteşarlık müşavirliğine atanan davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(g) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler. Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatla belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır. Buna göre disiplin cezası verilebilmesi için öncelikle kusurlu halin tespiti gerekmektedir. Kusurlu halin tespitinden kasıt ise, disiplin cezasına konu edilen fiil veya halin zamanı, yeri, şekli gibi tüm unsurların ortaya konulması, böylelikle de afaki olmaktan uzak, net ve açık şekilde belirlenmesidir. Kaldı ki aksi durumda, isnadın sübut bulup bulmadığını muhakeme etmek de mümkün olamayacaktır.
Bakılan uyuşmazlıkta; yapılan soruşturma dosyasının incelenmesinden; davacının Edirne İli Gümrük ve Muhafaza Başmüdür vekili olarak görev yapmakta iken, haksız mal edindiğinden bahisle hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldığı, disiplin soruşturması kapsamında davacının kendisinin, eşinin, iki kızının ve damadının mal varlığının araştırıldığı, mal varlığındaki hareketliliğin bulunmasına karşın davacı tarafından bu hususlara ilişkin olarak mal beyanında bulunulmadığının tespit edildiği görülmektedir.
Ancak davacının ve ailesine ait mal varlığına ilişkin olarak yapılan tespit dışında mal varlığının nasıl elde edildiğine ilişkin olarak yeterli araştırma yapılmadığı, davacının haksız mal edindiğinin soruşturma raporuyla açık ve net bir şekilde ortaya konulamadığı görülmektedir.
Bu durumda; davacının üzerine atılı bulunan fiilleri ortaya koyacak şekilde yeterli açıklık ve kapsamda soruşturma yapılmak suretiyle yapılacak teklif üzerine bir işlem tesis edilmesi gerekirken, bahsi geçen hususlara uyulmaksızın eksik soruşturma sonucu tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşıldığından, kararın bu gerekçeyle onanması gerektiği görüşüyle, çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.