12. Ceza Dairesi 2013/11853 E. , 2014/2975 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Haberleşmenin gizliliğini ihlal etme
Hüküm : Beraat
Haberleşmenin gizliliğini ihlal etme suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Belirli veya belirlenebilir iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmemeleri gerektiği yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, gizliliği sağlamaya özen gösterip, elverişli araçlar (internet, telefon, telsiz, faks, mektup, telgraf, kağıt vb.) ve ortak semboller (söz, yazı, işaret vb.) aracılığıyla paylaştıkları bilgi, düşünce, duygu ve tutumlarının; özel hayata ilişkin olsun ya da olmasın, başka kişi veya kişiler tarafından, özel bir çaba gösterilerek, doğrudan veya dolaylı şekilde (zarfı açılmadan ışığa tutulan mektupta olduğu gibi), okunmak veya dinlenmek suretiyle öğrenilmesi eyleminin TCK"nın 132/1-1. cümlesinde; anlaşılabilir olsun ya da olmasın, başkalarının haberleşme içeriklerinin kaydı, yani; yazı, ses, görüntü, özel işaretler gibi ortak sembollerin, başka bir nesne üzerine taşınarak (örneğin; ses veya görüntünün, manyetik bant üzerine, yazının başka bir kağıt, defter vb. nesne üzerine geçirilmesi, kopyasının alınması, elektronik iletinin taşınabilir belleğe veya CD"ye aktarılması gibi işlemlerle) sabitlenmesi eyleminin aynı Kanunun 132/1-2. cümlesinde; başkalarının haberleşme içeriklerinin, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması eyleminin aynı Kanunun 132/2; kişinin kendisiyle yapılan haberleşme içeriğini, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan aleni bir ortamda, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa etmesi eyleminin aynı Kanunun 132/3. maddelerinde düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirileceği, bu madde kapsamında suç olarak tanımlanmayan kişinin kendisiyle yapılan haberleşme içeriğini kaydetmesi eyleminin, koşulları bulunduğu takdirde, TCK"nın 134/1-2. cümlesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabileceği,
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya içeriğine ve aksi kanıtlanamayan sanık savunmalarına göre; katılanın olay tarihinde Gaziantep TEDAŞ il müdürlüğünde kaçak elektrik şefi olduğu, olay tarihinde sanık ..."nun iş yerine gelen TEDAŞ görevlilerinin kaçak elektrik nedeniyle işlem yaptıkları, iş yeri yetkililerinin bu işleme itirazda bulundukları, itirazın sonucunu bekledikleri sırada, kurumda kaçak elektrik şefi olarak görev yapan katılanın, yapılan işlemle ilgili bilgisi olmadığı halde, sanık ..."i telefonla arayarak, yapılan kaçak elektrik işleminin haksız olduğunu, il müdürü ve il müdür yardımcısı olan sanıklar ... ve ..."ın kendisine komplo düzenlediğini, kendisini bazı işlerde kullanmak ve şantajda bulunmak amacıyla haksız yere, iş yerine işlem yaptıklarını beyan ettiği, daha önce hiç tanımadığı katılanın bu beyanı üzerine, bu anlattıklarını adli merciilerde de söyler misin demesi üzerine katılanın kabul ettiği, katılan ile aynı konuda bir kaç kez daha konuştukları, daha sonra sanık
...."in katılanla yaptığı görüşmeleri kayda alarak, TEDAŞ il müdürü ve müdür yardımcısı olan sanıklar .... ve ...hakkında idari ve adli birimler nezdinde şikayette bulunduğu, ancak bu iddiaların mesnetsiz olduğu için bu sanıklar hakkında takipsizlik kararı verildiği, idarece her herhangi bir işlemde de bulunulmadığı, sanıklar .... ve ..."nin de katılanın kendileri hakkındaki haksız beyanlarından haberdar olmaları üzerine, haklarında, iftirada bulunduğu iddiasıyla katılan hakkında idari ve adli müracaatta bulundukları, olayla ilgili olarak katılan hakkında açılan davada, diğer iki sanığa yönelik haksız eylemlerinden dolayı iftira suçunu işlediğinden hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, ayrıca kurum içerisinde yürütülen idari soruşturma sonucunda da disiplin cezası olarak 4-6 yevmiye kesimi cezası verildiği, bu kez katılanın savcılığa müracaat ederek bütün sanıklar hakkında, telefon konuşmalarını amacı dışında kullandıkları nedeniyle şikayetçi olduğu olayla ilgili olarak,
Sanık ....."nun eyleminin TCK"nın 132/3. maddesinde düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebileceği, ancak, kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan (cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği gözetildiğinde, bahse konu konuşmaları içeren dökümleri, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği; diğer sanıklar ..., ... ve ..."ın ise katılanla herhangi bir telefon görüşmesi yapmayıp konuşmanın kayda alınmasına herhangi bir katkılarının bulunmadığı, bu sanıklar hakkındaki dosyadaki delillerin, sanıkların, iddiaya konu eylemi gerçekleştirdiklerini açık ve net olarak ortaya koyamadığı, sanıkların suçtan cezalandırılması için, suçun tereddüte yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesi gerekeceği, oluş şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddiaların sanıkların aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağı, bu açıklamalara göre sanıkların beraatine karar verilmesinde dosya kapsamı itibarıyla bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, yapılan yargılama sonunda, sanık ..."nun yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu, sanıklar ..., ... ve ..."a yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanın, sübuta ve sanıkların cezalandırılmaları gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.