14. Hukuk Dairesi 2014/2387 E. , 2014/6531 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2013
NUMARASI : 2012/64-2013/344
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 06.01.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ve H.. G.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının 395 parsel sayılı taşınmazı yararına, 396 ve 397 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit tesis edilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili ve davalı H.. G.. temyiz etmişlerdir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Dosyada yer alan kayıt örneğine göre, üzerinden geçit kurulması hüküm altına alınan 397 parsel sayılı taşınmazın “harman yeri” niteliği ile özel siciline yazıldığı görülmektedir. Gerçekten, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi uyarınca mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edilen veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanları ile ispat edilen orta malı taşınmaz malların sınırlandırılması, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesabı yapılıp özel siciline yazılması gerekir. Vurgulandığı üzere, bu tür yerler ya kamunun yararlanmasına tahsis edilir veya kamunun kadimden beri yararlandığı yerlerdir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesi gereğince de bu gibi yerlerin özel mülkiyete geçirilmesi, amacı dışında kullanılması veya zamanaşımıyla kazanılması ya da sınırlarının daraltılması olanaklı değildir. Kısaca, kamu malı niteliğindeki 397 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit tesisine imkan bulunmamaktadır.
Öte yandan kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir. 331 sayılı parsel tapu kütüğünde kayıtlı olmadığı, kaydı özel sicilinde bulunduğundan tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmaz üzerinden geçit tesisi de mümkün bulunmamaktadır.
Mahkemece bu yönler ve başkaca alternatifler araştırılmadan harman yeri vasıflı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurularak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.