8. Hukuk Dairesi 2012/5713 E. , 2012/12071 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 27.12.2011 gün ve 86/1084 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, miras yoluyla intikal, taksim ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetliğe dayanarak, kadastro sırasında davalı Hazine adına tespit ve tescil edilen 170 ada 333 ve 145 parsellerin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece davacı ve miras bırakanlarının zilyetliği dikkate alındığında mülk edinme koşulları gerçekleştiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu 170 ada 333 parsel kadastro çalışmaları sırasında, tarla vasfı ile 29.09.2000 tarihinde tespit edilmiş, tutanak itiraz edilmeksizin 25.04.2002 tarihinde kesinleşerek Hazine adına tapu kaydı oluşmuş, 170 ada 145 parsel kadastro çalışmaları sırasında, tarla vasfı ile 13.10.2000 tarihinde tespit edilmiş, tutanak itiraz edilmeksizin 25.04.2002 tarihinde kesinleşerek Hazine adına tapu kaydı oluşmuştur.
Davacı vekili, dava dilekçesinde taşınmazın müvekkilinin babasının vefatı sonucu müvekkiline intikal ettiğini açıklamıştır. Keşifte dinlenen Yerel Bilirkişi ve davacı tanıkları, taşınmazın kendilerini bildi bileli dedesi ... ölümüyle davacının babası ...nin, ..."nin ölümüyle de davacının kullandığını bildirmişler; ancak, babasından davacıya intikal şekli konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamışlardır. Dosya içinde bulunan mirasçılık belgesine göre, davacının babası ..."nın 2000"de öldüğü ve davacı dışında başka mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmıştır. Miras bırakan...öldüğüne göre terekesi TMK"nun 701 ve 702. maddeleri uyarınca elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. TMK"nun 702. maddesi uyarınca tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Dava da bir tasarrufi işlem olduğundan tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişi durumunda bulunan Hazineye karşı dava açmaları zorunludur. Davacı, dava konusu parselin tapu kaydının iptali ile sadece adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Bu haliyle davacının tek başına Hazineye karşı dava açma sıfatı ve yetkisi bulunmamaktadır. Dava dışı kalan mirasçıların davacı safında yer almaları veya açılan davaya karşı olur vermeleri ya da terekeye temsilci atanması suretiyle dava koşulunun yerine getirilmesi de mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, taşınmazın yapılacak araştırma ve inceleme sonucu satış, bağış veya paylaşım sonucu davacıya düşüp düşmediğinin saptanması bu yollarla davacıya düştüğünün belirlenmesi halinde toplanan deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi, aksi halde davacının terekeye dahil bir taşınmaz için üçüncü kişilere karşı tek başına dava açamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinin düşünülmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Yukarıda açıklanan gerekçeler nedeniyle, davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle Usul ve Kanuna aykırı görülen Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair hususların incelenmesine yer olmadığına ve taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 10.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.