Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/480 Esas 2016/3227 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/480
Karar No: 2016/3227
Karar Tarihi: 11.04.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/480 Esas 2016/3227 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanıkların dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine ilişkin hükümler sanık vasisi müdafii ve sanık tarafından temyiz edilmiştir. Sanıkların askerden terhis olduktan sonra telefonla görüştükleri, sanığın altın bulduğunu söyleyerek katılana teklifte bulunduğu, sanıkların altınları alıp para verdikten sonra ortadan kayboldukları, böylece dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilmektedir. Mahkeme kararında, sanığın yokluğunda verilen kararın sanığa tebliğ edildiği ve sanık vasisi müdafiinin yasal süresi geçtikten sonra yaptığı temyiz inceleme başvurusunun reddedildiği belirtilmektedir. Ayrıca, sanığın birden fazla kişiye karşı haksız menfaat temin etmesi karşısında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edildiği, adli para cezasının belirlenmesinde ise yeterli ve yasal gerekçe gösterilmediği üzerine karar bozulmuştur. Kararda, 5237 sayılı TCK'nın 53.maddesinin (1), (2) ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kısmi iptal kararının, koşullarının oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesinin mümkün olduğu vurgulanmaktadır. Kanun maddelerinin detaylı ve açıklayıcı bir şekilde yer aldığı ifade edilmemiştir.
15. Ceza Dairesi         2016/480 E.  ,  2016/3227 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık


Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler sanık.... vasisi müdafii ve sanık ..... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık.... ile katılan....."in askerden terhis olduktan sonra telefonla görüştükleri, sanık ....."in katılana, altın bulduğunu, kendisinin bozduramadığını söyleyerek katılana teklifte bulunduğu, katılan......"in de eski patronu olan katılan ....."e durumu anlattığı, katılanların birlikte sanıkların yanına geldikleri, sanık .....ın kendisini ...... olarak tanıttığı, sanıkların, katılanlara bir adet gerçek ....altını verdikleri, bu altının gerçek olduğunu öğrenmelerinden sonra kişi başı 10.000"er TL olmak üzere sanıklara 20.000 TL para verdikleri, sanıkların altınları alıp geleceklerini söyleyerek ortadan kayboldukları, böylece dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Sanık ...... vasisi müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın yokluğunda verilen 17/05/2011 tarihli kararın sanığa 06/12/2011 tarihinde tebliğ edildiği, sanık ..... vasisi müdafiinin yasal süresi geçtikten sonra yaptığı 07/04/2014 günlü temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanık ......"in temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK"nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak, bu hususun, koşullarının oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın, 5237 sayılı TCK"nın 43/1-2 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünü ihlal etmek suretiyle, birden fazla katılana karşı haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesindeki isabetsizlik aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla ""1.000 gün"" ve ""20.000 TL"" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla ""5 gün"" ve “100 TL"" adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.