Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/3021
Karar No: 2021/119
Karar Tarihi: 28.01.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/3021 Esas 2021/119 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/3021
Karar No : 2021/119

TEMYİZ EDEN :1- (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI YANINDA MÜDAHİL) : … Tur. Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) :… Odası
VEKİLİ :Av. …

İSTEMİN KONUSU :... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ... ada, ... parselin bir kısmı ve ... parsel ile ... ada, …,…, … parseller ve ... ada ... parselin bir kısmı ve ... ada, ... parselin güneyindeki sınır ile yeni oluşan kıyı kenar çizgisi arasında kalan tescil dışı alana ilişkin … tarih ve … sayılı İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı ile söz konusu planın dayanağı olan … tarih ve … sayılı İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; bilirkişi ücretinin yatırılmaması nedeniyle, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda dava konusu imar planı değişikliğinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; davacıların kamu yararına dava açması, alanın kamuyu yakından ilgilendiren bir alan olması nedeniyle keşif-bilirkişi ücretinin ileride haksız çıkan taraftan alınmak üzere Hazineden karşılanmasının kamu yararına daha uygun olduğu sonucuna ulaşılarak, mahalinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incemelesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyada bulunan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden;
Kıyı mevzuatı uyarınca kıyı ve sahil şeridinden yararlanmada öncelikle kamu yararı esas olduğu halde, kıyı mevzuatına aykırı olarak planlama alanının bazı kısımlarında, özellikle sahil şeridinin ilk 50 metresinde günübirlik turizm ve turistik tesisler kullanımının yer aldığının görüldüğü, sahil şeridinin ikinci 50 metresinde "konaklama hariç" günübirlik tesislerin yer alacağı belirtilmesine rağmen, plan notlarında bu alanlarda otel-motel yapılacağının belirtildiği, plan notlarındaki günübirlik turizm alanı dışında ayrıca turistik tesisler alanından ne kastedildiğinin anlaşılamadığı, sahil şerinde sadece günübirlik tesisler yer alacağından ayrıca bu şekilde bir fonksiyon verilmesinin mevzuata aykırı olduğu,
Kıyı Yönetmeliğine göre yükseklik en fazla 5,50 metre olması gerekirken, planda 10,50 metre olarak belirlendiğinin görüldüğü,
Bodrum katlarında iskana müsaade edilmesine rağmen, emsale dahil edilmemesinin planlama ilkelerine aykırı olduğu,
Plan notlarının 6. maddesinde belirtilen kot, çekme mesafesi, yükseklik vb. unsurların uygulama imar planının konusu olduğu halde avan projeye bırakılmasının mevzuata aykırı olduğu,
Plan notlarında sahil bandına erişimin yaya yolları ile sağlanacağı belirtilmesine rağmen planlama alanının özellikle doğu kısmından sahile erişimine yönelik yaya yollarının bulunmadığının görüldüğü dolayısıyla kamunun kıyı alanına girişiminin kısıtlandığı,
Nazım imar planı notları ile uygulama imar planı notlarının hemen hemen aynı olduğu, yapılaşmaya ilişkin koşulların nazım imar planında belirlenmesinin nazım imar planı tanımı ile çeliştiği,
Nazım imar planı notlarının 5. maddesi ile nazım imar planına göre uygulama yapılacağı yönünde hüküm konularak mevzuata aykırı bir şekilde uygulama imar planı olmaksızın nazım imar planı ile yapılaşmanın önü açıldığı, oysa uygulamayı yönlendiren ve yapılaşma şartlarını belirleyen planın mevzuat uyarınca uygulama imar planı olması gerektiği,
Önceki planlardaki "kamu eğitim dinlenme ve turizm tesisi" fonksiyonundan "kamu" kısmının çıkarılma nedenlerinin planda ve açıklama raporlarında anlatılmadığı, kamunun kullanımına tahsis edilen alanların hangi sebeple özele tahsis edileceğinin açıklanamadığı, oysa kıyı ve sahil şeridinden yararlanmada asıl olanın kamu yararlanması olduğu,
Önceki planlar dikkate alındığında, planlama alanının doğusunun bir kısmının planlama dışı bırakılmasının planı parçacıl hale getirdiği, zira bu alanın da önceki planlarda aynı alanın devamı olarak aynı fonksiyona hizmet ettiği,
Bir çok parseli içine alan planda özellikle uygulama imar planı aşamasında plan notlarındaki farklı kullanımların hangi parseller üzerine oturduğunun paftalarda belirli olması gerekirken park alanı dışındaki tüm alanın "G" sembolü ile gösterildiği, lejantta bu sembolün günübirlik turizm, turistik tesisler alanı ve rekreasyon alanı olarak ifade edildiği, oysa Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği ekinde yer alan lejanta uyma zorunluluğu olduğundan söz konusu Yönetmelikte tüm kullanımların plandaki gibi bir arada olduğu şekilde bir kullanım türünün öngörülmediği,
Kot alınacak noktanın İstanbul Caddesi ile ilişkilendirilerek yapı yoğunluğunun arttırıldığı, uygulamanın avan projeye bırakılmak suretiyle belirsizleştirildiği,
Dava konusu alanda plan değişikliğini gerektiren geçerli bir sebep bulunmadığı,
Davaya konu olan imar plan değişikliklerinin, Kentsel ve Bölgesel Yeşil ve Spor Alanları için öngörülen üst ölçekli plan kararları ile alanda yapılaşmayı arttırıcı sonuçlar doğurduğundan örtüşmediği, yapı yükseklikleri arttırılmakta ve eğimden kazanılan bodrum katların emsale dâhil edilmeden iskân edilebilmesi suretiyle üst kademe planın ilkesiyle çelişen yapılaşma arttırıcı bir sonuç ortaya çıktığı, bu durumun ... tarihli 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’na yapılaşmanın kısıtlanması yönünde ve büyük ölçüde park, yeşil alan, spor koridorları olarak tasarlanması esas olan alanlarda aldığı ilkesel kararlarla açıkça çeliştiği sonucuna varılarak istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararı kaldırılmış ve dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 08/05/2019 tarih ve E:2018/695, K:2019/3886 sayılı kararıyla;
Yol alanı, park alanı, günübirlik turizm, turistik tesisler alanı, rekreasyon alanı, helikopter pisti ve trafo alanı verilen fonksiyon açısından dava konusu planlarda üst ölçekli plana aykırılık bulunmadığı,
Dava konusu yapıların kıyıya mesafesi ile eğimden kazandığı kot dikkate alındığında yapı yoğunluğunun mevzuata uygun olduğu, davacının iddia ettiği gibi 10 kata kadar yapılaşmanın gerçekleşmediği, silüeti etkileyecek herhangi bir olumsuzluğun bulunmadığı,
Planlarda görülen imar yollarının arazideki yerlerine bakıldığında, İstanbul Caddesinin (U) şekli altında kalan yolun iç kısmının restoran ve plaja ayırdığı, böylece plaja araçla servis yolu verilmesinin sağlandığı,… ada … sayılı parsel ile … ada … sayılı parsel arasındaki yolun demiryolu üzerindeki yaya köprüsünden kıyıdaki yaya yoluna bağlantı sağladığı,
Öte yandan, bilirkişi raporunda bahse konu yapılaşmaların trafiğe olumsuz etkisi olacağı ifade edilmiş ise de, bölgeye gelen nüfus yoğunluğunun hangi saatlerde olduğu ve trafik yoğunluğunu ne kadar artırdığına dair istatistik içeren bir belge sunulmadığı, sadece varsayımdan hareket edildiği,
Dolayısıyla, dava konusu plan ile ilgili bilirkişi raporunun eksik değerlendirmeye dayandığı, planda ulaşım sistemi ile ilgili hukuka aykırılık bulunmadığı,
Dosyada yer alan belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu işlemlerin ... ilçesi kıyı şeridi ile uyumlu ve 3621 sayılı Kanunun 8. maddesine uygun olduğu,
Söz konusu projenin bölgede yaşayan vatandaşların alışveriş ve yeme içme gibi ihtiyaçlarını karşıladığı, projede yer alan akvaryum ile İstanbul genelinde halkın sosyalleşmesine fayda sağlandığı, turizmin geliştiği, projenin 2018 yılı itibarıyla 1.500.000 civarında kişi tarafından ziyaret edildiği, ziyaretin büyük çoğunluğunu turistlerin oluşturduğu ve bu vesile ile kamuya kaynak aktarıldığı,
Bu durumda, (E) simgesi ile gösterilen ve günübirlik aktivite alanlarına yönelik olan gösterimlerin kaldırılmış olmasının, dava konusu işlemi kamu yararına aykırı hale getirmediği,
Yukarıda yer alan açıklamalar dikkate alındığında, yapılaşmanın plana, ulaşım sistemine, Kıyı Kanununa ve avan projeye uygun olduğu anlaşıldığından temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak, dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idare ve davalı idare yanından müdahil tarafından, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planının uygulama işlemi olarak kabul edilmesi mümkün olmadığından, Nazım İmar Planı yönünden davada süre aşımı bulunduğu, Bölge İdare Mahkemesi kararına dayanak alınan bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olduğu, hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı, dava konusu imar planlarının Kıyı Kanunu'na herhangi bir aykırılık içermediği, plan açıklama raporunda söz konusu plan değişikliklerinin nesnel gerekçelerinin ortaya konulduğu, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin kararı doğrultusunda bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı ... Büyükşehir Belediyesinin yürütmenin durdurulması hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
İstanbul ili, ... ilçesi, ... mahallesinde yer alan ... ada, ... parselin bir kısmı ve ... parsel ile ... ada, …,…,… parseller, ... ada ... parselin bir kısmı ve ... ada, ... parselin güneyindeki sınır ile yeni oluşan kıyı kenar çizgisi arasında kalan tescil dışı alanın, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında "... Turizm Turistik Tesisler Alanı ve Rekreasyon Alanı (G)" olarak belirlenmesine yönelik dava konusu imar planı tadilatı 12/04/2013 tarihinde onaylanmıştır.
Askı süresinde yapılan itirazlar İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile reddedilmiştir.
... ada ... parselin bir kısmı ve ... ada ... parselin güneyindeki sınır ile yeni oluşan kıyı kenar çizgisi arasında kalan tescil dışı alan, … tarih ve … sayılı İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi kararı doğrultusunda, ... onay tarihli 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliği ile "Park Alanı" fonksiyonuna alınmıştır.
Söz konusu 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliği doğrultusunda 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliği, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanmıştır.
1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliği ile uyuşmazlığa konu alan, "Yol Alanı, Park Alanı, ...Turizm Turistik Tesisler Alanı ve Rekreasyon Alanı" olarak belirlenmiştir.
Anılan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliği ile dayanağı ... tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliklerinin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5.maddesinde “Nazım İmar Planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemleri ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plandır."
"Uygulama İmar Planı; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plandır.” şeklinde tanımlanmıştır.
3621 sayılı Kıyı Kanununun 5. maddesinde, "Kıyılar ile ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Kıyı kenar çizgisinin tespit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir. Sahil şeritlerinin derinliği, 4 üncü maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirlenir. Taşıt yolları, sahil şeridinin kara yönünde yapı yaklaşma sınırı gerisinde kalan alanda düzenlenebilir. Sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşulları yönetmelikte belirlenir." hükmü,
Aynı Kanunun 8. maddesinde "Uygulama imar planı bulunmayan alanlardaki sahil şeritlerinde, 4 üncü maddede belirtilen mesafeler içinde hiç bir yapı ve tesis yapılamaz. Uygulama imar planı bulunan yerlerde duvar, çit, parmaklık, telörgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. Moloz, toprak, curuf, çöp gibi kirletici ve çevreyi bozucu etkisi olan atık ve artıklar dökülemez, kazı yapılamaz. Ancak bu alanlarda; uygulama imar planı kararıyla altı ve yedinci maddede belirtilen yapı ve tesislerle birlikte toplum yararına açık olmak şartıyla konaklama hariç günü birlik turizm yapı ve tesisleri yapılabilir." hükmü yer almaktadır.
Kıyı Kanunun Uygulamasına Dair Yönetmeliğin 4. maddesinde; "... Turizm Tesisleri: Kamping ve konaklama ünitelerini içermeyen, duş, gölgelik, soyunma kabini, wc, kafe-bar, pastane, lokanta, çayhane, açık spor alanları, spor tesisleri, golf alanları, açık gösteri eğlence alanları, lunapark, fuar su oyunları parkı ve özellik taşıyan el sanatları ürünlerinin 20 m2' yi geçmeyen sergi ve satış ünitelerini içeren yapı ve tesislerdir." kuralına,
Aynı Yönetmeliğin 17. maddesinde; "Sahil şeridinin ikinci bölümünde yapılacak günübirlik turizm yapı ve tesisleri için emsal 0.20' yi, bir (1) katı, H=4.50 metreyi, asma katlı yapılması halinde H=5.50 metreyi geçmemek üzere plan kararları getirilebilir." kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Üye ...'in, dava konusu imar planlarına karşı mülkiyet hakkını ilgilendirmesi nedeniyle tapuda kayıtlı malikler veya diğer hak sahipleri tarafından dava açılabileceği, davacı Odanın kuruluş amacı ve faaliyet alanlarının dava konusu işlemle yasal ve güncel bir menfaat ilişkisini doğurmayacağı, davanın açılması sırasında sahip olması ve davanın görümü sürecinde de devam etmesi gereken menfaat bağının bulunmaması nedeniyle davacı ... Odası'nın dava açma ehliyetinin bulunmadığı, bu nedenle, bakılan davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği yolundaki ayrışık oyuna karşılık; anayasal koruma altında olan tarihi ve kültürel değerler bakımından, hem dava dilekçesindeki iddiaların niteliği, hem de dava konusu imar planlarının davacı Odanın ana yönetmeliğinde belirttiği amaçlarını doğrudan etkileyen nitelikte bir işlem olması göz önünde bulundurulduğunda, davacı Oda'nın dava açma ehliyetinin bulunduğuna oyçokluğu ile karar verilerek işin esası incelendi:
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında yer alan;
"Nazım imar planı notları ile uygulama imar planı notlarının hemen hemen aynı olduğu, yapılaşmaya ilişkin koşulların nazım imar planında belirlenmesinin nazım imar planı tanımı ile çeliştiği," ve
"Önceki planlardaki "kamu eğitim dinlenme ve turizm tesisi" fonksiyonundan "kamu" kısmının çıkarılma nedenlerinin planda ve açıklama raporlarında anlatılmadığı, kamunun kullanımına tahsis edilen alanların hangi sebeple özele tahsis edileceğinin açıklanamadığı, oysa kıyı ve sahil şeridinden yararlanmada asıl olanın kamunun yararlanması olduğu," şeklindeki hususlar dışında kalan gerekçeler usul ve hukuka uygun olup, bu gerekçeler yönünden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabetsizlik görülmemiştir.
Kararın yukarıda yer verilen hususlar yönünden incelenmesine gelince;
"Nazım imar planı notları ile uygulama imar planı notlarının hemen hemen aynı olduğu, yapılaşmaya ilişkin koşulların nazım imar planında belirlenmesinin nazım imar planı tanımı ile çeliştiği," şeklindeki gerekçe yönünden;
Yukarıda yer verilen İmar Kanunu hükmü uyarınca, nazım imar planı, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu ve çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini belirleyen plan türü olup, nazım imar planları ile yapılaşma koşullarının belirlenebileceği hususu, Danıştay'ın yerleşik içtihatları ile de kabul edilmiştir.
Dolayısıyla, dava konusu alandaki yapılaşma koşullarının nazım imar planı ile belirlenmesi, Kanun'da yer verilen tanım ile çelişmediği gibi, alanın niteliği gereği kimi zaman gerekli olduğu hususu dikkate alındığında, temyize konu kararda yer alan yapılaşmaya ilişkin koşulların nazım imar planında belirlenmesinin nazım imar planı tanımına uygun olmadığına yönelik gerekçeye katılmak mümkün olmamıştır.
Bu durumda, söz konusu gerekçenin karardan çıkartılması gerekmektedir.
"Önceki planlardaki "kamu eğitim dinlenme ve turizm tesisi" fonksiyonundan "kamu" kısmının çıkarılma nedenlerinin planda ve açıklama raporlarında anlatılmadığı, kamunun kullanımına tahsis edilen alanların hangi sebeple özele tahsis edileceğinin açıklanamadığı oysa kıyı ve sahil şeridinden yararlanmada asıl olanın kamunun yararlanması olduğu,"şeklindeki gerekçe yönünden;
Uyuşmazlığın dava konusu alanda yapılan imar planı değişikliklerinin şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olup olmadığına ilişkin olduğu ve bir alanın özel mülkiyete tahsis edilmesinin plana değil, uygulamaya yönelik bir husus olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, kamunun kullanımına tahsis edilen alanların, özel kişilere tahsis edilmesinin tek başına imar planlarını kusurlandırdığı sonucuna varılması hukuken mümkün görülmemektedir.
Kaldı ki, dava konusu imar planları ile söz konusu alan "... Turizm Turistik Tesisler Alanı ve Rekreasyon Alanı (G)" olarak belirlenmiş olup, plan ile getirilen bu kullanımların kamunun kullanımını kısıtladığından söz edilebilmesine olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, temyize konu kararda yer alan, önceki planlardaki "kamu eğitim dinlenme ve turizm tesisi" fonksiyonundan "kamu" kısmının çıkarılma nedenlerinin planda ve açıklama raporlarında anlatılmadığı, kamunun kullanımına tahsis edilen alanların hangi sebeple özele tahsis edileceğinin açıklanamadığı oysa kıyı ve sahil şeridinden yararlanmada asıl olanın kamunun yararlanması olduğu şeklindeki gerekçeye katılmak mümkün olmamıştır.
Bu durumda, söz konusu gerekçenin karardan çıkartılması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda, dava konusu imar planlarının iptali yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idare ile davalı idare yanında müdahilin temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü, kararın kaldırılması, dava konusu imar planlarının iptali yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Kullanılmayan …- TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davalı idareye iadesine,
4. Bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ...İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın .... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 28/01/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.


KARŞI OY
X-Davanın reddine yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılması ve dava konusu imar planlarının iptali yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 08/05/2019 tarih ve E:2018/695, K:2019/3886 sayılı kararındaki gerekçeler doğrultusunda bozulması gerektiği oyuyla, karara karşıyız.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi