15. Ceza Dairesi 2013/26859 E. , 2016/3207 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Niteliklı dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
Sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, aynı olay nedeniyle.....Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından hakkında verilen mahkumiyet kararları kesinleşen ..... ile fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek, katılandan aldığı araba karşılığı 9000 TL için ....Şubesi"ne ait bir adet sahte çek keşide ederek verdiği, katılanın çeki bankaya ibrazında sahte olduğunun anlaşıldığı, sanığın bu şekilde nitelikli dolandırıcılık ve resmi belge sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık müdafiinin nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık savunması, katılan ve tanık beyanları, bilirkişi raporu ile dosya kapsamına göre, sanığın hileli davranışlarla bankanın maddi varlıklarından olan çeki kullanmak suretiyle 5237 sayılı TCK"nın 158/1-f maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği anlaşılmakla, mahkemenin sanığın mahkumiyetine yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, sanığın eyleminin basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gerekçesiyle bozma isteyen tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Sanığın TCK"nın 158/1-f-son maddesinden mahkumiyetine hükmedilirken, öncelikle tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, bir gün karşılığı 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan, doğrudan 18.000 TL adli para cezası tayin edilmesi sonuç ceza doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin suçun sübutuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin (c) bendinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın (c) bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık müdafinin resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin suçun sübutuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanunu"nda öngörülen bütün unsurları taşıması gerekli olup, 6762 sayılı TTK"nın 692. maddesi gereğince çeklerde bulunması zorunlu olan keşide yerinin bir duraksamaya meydan vermeyecek biçimde açık ve anlaşılır olması gerektiği, aynı kanunun 693. maddesine göre ise, keşide yeri gösterilmemiş olan çekin, keşidecinin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde keşide edilmiş sayılacağı hükmü de dikkate alınarak, suça konu çekte keşide yeri ve keşidecinin ad ve soyadı altında da bir yer adı bulunmadığı, bu nedenle unsurları bulunmayan suça konu çekin özel belge niteliğinde olduğu anlaşılmakla; sanığın eyleminin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
Kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 11/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.