15. Ceza Dairesi Esas No: 2013/28061 Karar No: 2016/3203 Karar Tarihi: 11.04.2016
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/28061 Esas 2016/3203 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Katılanın yükünü boşaltırken kendisini astsubay olarak tanıtan sanık, aracındaki arıza bahanesiyle katılandan 400 TL para alarak dolandırıcılık suçunu işlemiştir. Sanığın savunması, katılanın beyanı ve teşhis tutanağı ile suçu işlediği anlaşılmıştır. Mahkeme, sanığın mahkumiyetine yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak, cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler esas alınarak takdirin kullanılması gerektiği, hapis cezasının üst sınırdan tayin edilmesinin orantılılık ilkesine aykırı olduğu belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: Dolandırıcılık suçu için 5237 sayılı TCK'nın 3. ve 61. maddeleri, cezanın bireyselleştirilmesinde ölçütlere uyulması için 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi, hak yoksunluğu için 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c maddesi ve bozma kararı için 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
15. Ceza Dairesi 2013/28061 E. , 2016/3203 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık
Sanığın dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Kamyon şoförlüğü yapan katılanın olay tarihinde ....."a getirdiği yükün, boşaltıldığı sırada katılanın dinlendiği yere gelen sanığın kendisini.... ilçesinde görevli astsubay ..... olarak tanıttığı ve aracında arıza çıktığını, bir gün sonra ...... muhtarı ile göndereceğini söyleyerek katılandan 400 TL para alarak ortadan kaybolmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık savunması, katılan beyanı, teşhis tutanağı ile dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmakla, mahkemenin sanığın mahkumiyetine yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin sair temyiz İtirazlarının reddine, ancak; Mahkemece dayanılan, zararın ve failin kastının ağırlığı gerekçelerine göre, temel hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırın üzerinde tayin edilmesinde bir isabetsizlik yok ise de, 5237 sayılı TCK"nın 3. ve 61. maddesinde sayılan cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler esas alınarak takdirin kullanılmasıyla alt ve üst sınırlar arasında bir belirleme yapılması gerekirken, hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesine aykırı olarak hapis cezasının üst sınırdan tayini, Kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 11/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.