11. Hukuk Dairesi 2017/1639 E. , 2019/848 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... .... Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 06/.../2016 tarih ve 2016/6-2016/338 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 05.02.2019 günü hazır bulunan davacı asil ve vekili Av. ... ile davalı asil ve vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının dava dışı ... ... Elek. Üretim AŞ."de 238 payı bulunduğunu, 31.03.2009 tarihinde 119 adet payın devrini taahhüt ettiğini, bu kapsamda hisse devir bedeli 390.000 TL ile sermaye artırımları sırasında ½ kısmına tekabül eden 147.100 TL"nın davalıya ödendiği halde hisse devrinin gerçekleştirilmediğini ileri sürerek, 537.100 TL"nın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hisse devir bedeli olarak nakit ödeneceği belirtilen 250.000 TL"nın müvekkiline ödenmediğini, sadece 140.000 TL"nın tahsil edildiğini, ayrıca sermaye artırımına ilişkin ödeme yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında hisse devri satışı bulunduğu, bu hisse satışı kapsamında davacının davalıya ödemede bulunduğu, payları temsil eden ilmuhaberlerin devir tarihi itibariyle çıkarıldığı ve devre istinaden payların davalı tarafından davacıya devredildiği, davacının şirkete başvurarak devrin pay defterine işlenmesini talep edebileceği, payların devrinin yapılmamasının ilmuhaberlerin kendisine teslim edilmemiş olmasından değil başvurmamış olmasından kaynaklandığı zira, şirketten gelen evrak ve belgeden anlaşılacağı üzere davacının şirket ortaklığının şirket defterine işlendiği, davacının davasında haklı olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, anonim şirket nama yazılı pay senedinin devrine ilişkin edimin yerine getirilmemesi nedeniyle ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, 6762 sayılı ..."nın 411. maddesinde ""Nama yazılı hisse senetleri yerini tutmak üzere çıkarılan ilmuhaberlerin nama yazılı olması lazımdır. Bunların devri nama yazılı hisse senetlerinin devrine ait hükümlere tabidir. Hamiline yazılı hisse senetleri yerine tanzim olunan
nama yazılı ilmuhaberler ancak alacağın devri hakkındaki hükümlere göre devrolunabilir. Şu kadar ki; devir şirkete karşı ancak ihbar tarihinden itibaren hüküm ifade eder."" , aynı Yasa"nın 416. maddesinde ""Nama yazılı hisse senetleri, esas mukavelede aksine hüküm olmadıkça devrolunabilir. Devir ciro edilmiş senedin devralana teslimi ile olur. Şu kadar ki; devir, şirkete karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder."" ve yine 417. maddede ise, ""Şirket, nama yazılı hisse senetleri sahiplerini ad, soyad ve adresleriyle bir pay defterine kaydeder. Hisse senedinin yukarıki maddeye uygun olarak devredildiği ispat edilmedikçe devralan pay defterine yazılamaz. İdare meclisi, kaydın yapıldığını hisse senedine işaret eder. Şirkete karşı ancak pay defterinde kayıtlı bulunan kimse ortak sıfatını haizdir."" hükümleri düzenlenmiştir.
Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamında da belirtildiği üzere, 6762 sayılı ..."nın 416. ve 417. maddeleri hükmü uyarınca, nama yazılı pay senetlerin devri için, bir temlik beyanı veya senedin arkasında tam bir cironun yapılması, ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devir ve teslimi gerekir. Bu koşulların yerine getirilmemesi halinde yapılan devir işlemi geçersizdir. Fakat, anonim ortaklığın çıplak paylarının devri alacağın temliki suretiyle mümkündür. Ayrıca, pay devri, ortaklığa karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder.
Somut olayda, şirket ana sözleşmesine göre hisse senetlerinin nama yazılı olduğu, şirketin kuruluşundan beri pay senedi çıkarılmadığı, şirket yönetim kurulu kararı ile bankadan çekilecek kredi için şirket ortaklarına ait nama yazılı hisseleri temsil eden ilmuhaberlerin çıkarıldığı ve bankaya rehnedilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
4721 sayılı TMK"nın 979. maddesinde de ""Bir üçüncü kişi veya zilyetliği devreden, özel bir hukuki ilişkiye dayanarak zilyet olmakta devam ederse zilyetlik, teslim gerçekleşmeksizin kazanılmış olur. Zilyetliğin bu yolla devri, zilyet olmakta devam eden üçüncü kişiye karşı, ancak durumun devreden tarafından kendisine bildirildiği andan başlayarak hüküm doğurur. Üçüncü kişi, zilyetliği devredene karşı ileri sürebileceği sebeplerle şeyi edinene vermekten kaçınabilir."", benzer düzenleme mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi"nin 892. maddesinde de ""Bir üçüncü şahıs veya temlik eden hususi bir sebebe binaen zilyed olmakta devam ederse zilyedlik teslim olmaksızın iktisap olunabilir. Zilyed olmakta devam eden üçüncü şahıs, temlik eden kimse tarafından haberdar edilmedikçe zilyedliğin intikali ona karşı hüküm ifade etmez. Üçüncü şahıs, temlik edene karşı ne gibi sebeplerden dolayı teslimden imtina edebiliyorsa aynı sebeplerden dolayı iktisap edene karşı da teslimden imtina edebilir."" şeklinde hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut uyuşmazlığa dönüldüğünde, 31.....2009 tarihli, ""Beyanname"" başlıklı hisselerin devrine ilişkin sözleşmede zilyetliğin devredildiğine dair bir ibare bulunmadığı gibi, kısa elden teslim şartları da oluşmadığından taraflar arasında geçerli bir devir sözleşmesi bulunmadığı nazara alınarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile devrin geçerli olduğu kabul edilmek sureti ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
...- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan ....037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istedikleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 05/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.