22. Hukuk Dairesi 2016/28684 E. , 2016/24484 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalı ... avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, haklı bir sebep olmadan iş sözleşmesinin feshedildiğini beyan ederek davalıdan kıdem tazminatı ile bir takım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, daha önce, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup Dairemizce duruşma gününün taraflara tebliğ edilmediği usul eksikliklerin giderilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verildiği görülmüştür.
Bozma kararı kapsamında yeniden değerlendirerek karar veren mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı ... vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının hizmet süresi hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı hizmet süresinin tespiti için dava açtığı ve 2014/15182 esas sayılı dosya ile incelenerek kararın onandığı görülmüştür. Buna göre davacının davalı işyerinde çalışma süresi 05.02.2000 ile 16.04.2010, 17.04.2010 ile 20.10.2010 tarihleri arasında olduğunun belrilendiği anlaşılmıştır. Mahkemece dosyada davacının hizmet süresi belirlenmiş olan süreler aşılarak 22.05.1998-20.10.2010 tarihleri arasında çalıştığının kabul edildiği görülmüştür. Dosyada mevcut olan 03.04.2013 tarihli ek bilirkişi raporunda hizmet süresinin kesinleşmiş olan karara göre hesaplama yapıldığı ancak mahkemece bu ek raporun esas alınmadığı anlaşılmıştır. Davacının hizmet süresinin yukarıda belirtilmiş olan ve kesinleşen hizmet tespit davasındaki sürelere göre yapılan hesaplamaların kabul edilmesi gerektiğinden mahkeme kararı hatalıdır.
3-Davacı işçinin fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatilllerde çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma ve hafta tatili ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil alacağı bulunduğunu iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışma ve hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil alacağının ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, bu çalışmalarının bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre bu çalışmaların olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, davacının davalı kurumda kaloriferci olarak 05.02.2000 ile 16.04.2010, 17.04.2010 ile 20.10.2010 tarihleri arasında çalıştığı anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınana bilirkişi raporunda, davacı tanık beyanlarının ortalaması alınarak davacının fazla çalışma alacağı Ekim ve Nisan ayları arasında haftalık üç buçuk saat, Mayıs ile Eylül ayları arasında ise haftalık yarım saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir. Davacı fazla mesai yaptığını beyan etmiş ise de herhangi bir çalışma aralığı bildirmemiş olduğu görülmüştür. Yine dosyada mevcut davacı tanıklarının beyanlarına göre, tanıklardan birinin 1997 yılında işyerinden ayrıldığı, diğer tanığın ise davalı işyeri çalışanı olmadığı, en son tanığın ise beyanını doğrulayacak nitelikte işyeri hakkında bilgisi tespit edilmemiştir. Dosya içeriği, tarafların iddia ve savunması, yapılan işin niteliği, çalışılan iş yeri ve özelikle tanık beyanlarına göre; fazla mesai alacağının reddi dosyadaki delil durumuna daha uygun düşecektir. Mahkemece, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemce hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, yine tanık beyanları dikkate alınarak hafta tatilinde çalışma yapıldığı ulusal bayram ve gene tatillerde çalışma yapıldığı kabul edilerek hesaplamaların yapıldığı anlaşılmıştır. Ancak mahkemce dinlenen davacı tanıklarından birinin hesaplama yapılan dönemler için çalışması olmadığı, diğerinin ise hafta tatili için “iş olduğunda çalışırdı” şeklinde ifadesi olduğu, ulusal bayram ve genel tatil günler için bu tanıkların beyanı olmadığı, diğer bir tanığın ise zaten davalı işyeri çalışanı olmadığı görülmüştür. Tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde davalı işyerinde hafta tatillerinde ve ulusal bayram ve genel tatill günlerinde çalışma olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Mahkemece tüm bu değerlendirmeler birlikte değerlendirildiğinde hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 01.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.