13. Hukuk Dairesi 2019/4679 E. , 2019/12328 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, murislerinin 1989 yılında Bulgaristan"dan zorunlu göçmen evleri projesi kapsamında borçlandırılarak konut satın aldığını, bu bağlamda 12.400,000 TL (eski para) peşinat ödendiğini, bu ödemenin konut maliyetinden düşülmesi gerekirken düşülmediğini ileri sürerek; bu ödemenin güncelleştirilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL"nin yasal faizi ile tahsilini istemişler, ıslah ile taleplerini 20.673,54 TL"ye yükseltmişlerdir.
Davalı, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu ve davanın haksız olduğunu savunarak davanını reddini dilemiştir.
Mahkemenin davanını kabulüne dair kararının Dairemizce bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanını reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 23.11.2012 tarih, 2012/18191 Esas, 2012/19011 Karar sayılı ilamı ile "... yukarıda özetlenen gerek devletin resmi kurumları arasındaki yazışmalardan, gerek hak sahiplerine ait liste başlıklı belge kapsamından ve gerekse aynı nedenlerle açılan ve reddedilip, dairemizin incelenmesinden de geçmek suretiyle kesinleşen dosya kapsamlarından da açıkça anlaşılacağı gibi davacının peşin ödediği paranın mahsubunun yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken..." gerekçesiyle hükmün bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur. Mahkemece, kurumlar arası yazışmalar ve dosya içeriği dikkate alınarak davacının ödediği peşinatın mahsup edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanını reddine karar verilmiştir. Her ne kadar Dairemizce davanın reddine karar verilmesi yönünde davalı yararına bozma yapılmış ise de; Anayasa Mahkemesi"nin 07.01.2016 tarih 2014/2719 başvuru sayılı ilamı da dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; davacıların murisi ile dava dışı banka arasında imzalanan borçlanma sözleşmesinin 1. maddesinde"...borçlu, yukarıda belirtilen miktarın kullandırılmış krediye göre saptanmış olduğunu, borçlanmaya esas kesin maliyetin, inşaatın tamamlanması aşamasından sonra yapılacak kesin hesaplardan sonra tespit edileceğini ve kesin hesap sonucu bulunacak maliyete göre borç miktarının artması halinde, artan miktar için de işbu borçlanma sözleşmesinin aynen takbik edileceğini, bankaca kesin hesap sonucu bulunacak hesaba eklenecek miktara, miktarın ve geri ödeme taksitlerinin belirlenmesi yöntemine, hesap şekline herhangi bir itirazı olmayacağını peşinatın ve taksit tutarlarının artış oranına göre yeniden belirlenecek bu sözleşme hükümlerine göre geri ödeneceğini, kabul beyan ve taahhüt eder." şeklinde düzenlemeye yer verildiği, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, murisin dava dışı bankadan kredi kullanıp ek borçlandırma sözleşmesi ile 89.869,237 TL kredi kullanıp, ödeme yaptığı, ancak maliyet hesabı sözleşmelerinin ileride doğacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği, borçlanma sözleşmelerinin ileride doğacak ilave maliyeti de kapsayacak şekilde düzenlendiği, Devlet Bakanlığınca konutun kesin maliyet hesabının her bir daire için 86.000,000 TL (eski para) olarak belirlendiği, kesin maliyet hesabının resmi verilere göre hazırlanması ve o tarihte taraflar arasında herhangi bir husumet bulunmaması nedeniyle bu kesin maliyet hesabına itibar edilmesi gerektiği, böylece konut maliyetinin üstünde borçlandığı ve mahsup yapıldığına ilişkin kesin ve inandırıcı belgenin dosya içerisinde yer almadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, yatırılan peşinatın borçtan mahsup edilmediği kabul edilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.