
Esas No: 2021/11514
Karar No: 2022/2124
Karar Tarihi: 08.02.2022
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/11514 Esas 2022/2124 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi, sanık müdafinin ve sanığın yokluğunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verirken yapmış olduğu hatalı uygulama nedeniyle hükmün kesinleşmediğine karar vermiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun verdiği karara göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesinleşmediği için zamanaşımı durmaz ve denetim süresi başlamaz. Bu nedenle, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanma koşullarının bulunmadığı ve yerel mahkemece verilen hükmün açıklanmasına ilişkin kararın hukuki değerden yoksun olduğu belirtilmiştir. Kararda ayrıca, sanığa yüklenen suçun yasa maddesinde öngörülen cezası itibariyle 765 sayılı TCK'nın 102/4. ve 104/2. maddelerinde belirlenen 7 yıl 6 aylık olağan dava zamanaşımı süresi gözetilmeden hüküm kurulduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, sanık hakkında açılan kamu davası gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle düşürülmüştür. Kanunlar ise 5237 sayılı TCK'nun 7, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri, 765 sayılı TCK'nın 102/4. ve 104/2. maddeleri, ve 1412 sayılı CMUK'n
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanık müdafinin yüzüne karşı ve sanığın yokluğunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilirken, itiraz süresinin ''tefhim'' ve ''tebliğ'' tarihinden itibaren başlayacağı belirtilerek ve sanık ile sanık müdafine gerekçeli karar da tebliğ edilmeyerek kanun yolunda yanılgılı uygulamaya yol açıldığı, bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleştiğinden bahsedilemeyeceği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 04.10.2018 tarihli ve 2017/8-952 Esas, 2018/403 sayılı kararında da açıklandığı üzere; verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmemesi nedeniyle zamanaşımının durmayacağı ve denetim süresinin başlamayacağı, denetim süresi başlamadığı içinde denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlendiğinden bahsedilemeyeceği ve açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanma koşullarının bulunmadığı cihetle, yerel mahkemece verilen hükmün açıklanmasına ilişkin kararın hukuki değerden yoksun olduğu, hukuki değerden yoksun olan mahkûmiyet kararının dava zamanaşımını kesmeyeceği, 5237 sayılı TCK.nun 7, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri karşısında; sanığa yüklenen suçun yasa maddesinde öngörülen cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK.nın 102/4. ve 104/2. maddelerinde belirlenen 7 yıl 6 aylık olağan dava zamanaşımı süresinin, ilk mahkumiyet kararının verildiği tarih olan 20.03.2003 tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK.nın 102/4. ve 104/2. maddeleri ve CMK.nın 223/8. maddesi gözetilerek DÜŞÜRÜLMESİNE, adli emanetin 2002/2579 sırasında kayıtlı suç eşyalarının, 765 sayılı TCK 36. maddesi gereğince müsaderesine, 08.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.